Enerji Tüketimi ve Çevresel Etkiler
Yapay zeka, insanoğlunun birçok sorununa çözüm sunarken çevre üzerinde önemli bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, ChatGPT’nin tek bir sorgulaması Google’da yapılan bir aramaya kıyasla 10 kat daha fazla enerji tüketiyor. Ayrıca, bir görüntü üretmek, bir cep telefonunun şarj edilmesi sırasında kullanılan enerjiye eşit miktarda tüketim gerektiriyor.
Araştırma şirketi SemiAnalysis’in öngörülerine göre, bu hızla devam ederse yapay zekanın 2030 yılına kadar veri merkezlerindeki enerji tüketimi küresel enerjinin %4,5’ine ulaşacak. Dil modellerini geliştirmek için yapılan çalışmalar da oldukça enerji yoğun bir süreç gerektiriyor. Örneğin, OpenAI’nin GPT-4 modelini eğitmesi sırasında 62.3 GWh enerji harcandığı belirtildi.
Nükleer Reaktörlerle Enerji Çözümü
Şirketler, enerji tüketimine kısa vadeli çözüm olarak küçük modüler reaktörler (SMR) gibi nükleer teknolojilere yöneliyor. Google, geçtiğimiz aylarda Kairos Power tarafından geliştirilecek küçük reaktörlerden enerji satın almak için dünyanın ilk kurumsal nükleer enerji anlaşmasını imzaladı.
Su Kaynakları Tehdidi
Yapay zekanın çevreye etkisi sadece enerji tüketimiyle sınırlı değil. Yapılan bir araştırmaya göre, 2027 yılına kadar yapay zeka sistemlerinin 6.6 milyar metreküp su kullanması bekleniyor. Bu miktar, İngiltere’nin yıllık su tüketiminin üçte ikisine eşit. Azalan su kaynakları karşısında bu sorunun çözümüne dair herhangi bir somut adım ise henüz atılmış değil.
Yapay zekanın sunduğu faydalar kadar çevresel maliyetlerini de göz önünde bulundurmak, geleceğe yönelik sürdürülebilir teknolojiler geliştirmek için kritik önem taşıyor.