Yıl; 1969…
Yer; İslam’ın Müslümanların ilk kıblesi Kudüs.
Dünya Müslümanlarının en büyük sınanma hadisesi 21 Ağustos sabahı meydana geldi.
Sabah saat 7 sularında, Kıble Mescidi’nin minber tarafından alevlerin yükselmeye başladığı görüldü. Cami hoparlörlerinden yapılan yardım çağrılarıyla birlikte Filistin halkı Mescid-i Aksa’ya akın etti. Alevler hızla yayılıyor ve korkunç bir sahne tüm Müslümanların yüreğindeki yangını da büyütüyordu. Önce ilkel yöntemlerle yangın söndürülmeye çalışıldı, oluşturulan insan zinciriyle elden ele toprak ve kum taşındı. El-Halil, Beytüllahim ve Ramallah’tan yola çıkan itfaiyeler İsrail kuvvetlerince engellense de olay yerine ulaşmayı başardı. Ancak itfaiye araçları geldiğinde yangın, mescidin doğu kısmında çatı, kemer ve pencerelere kadar yayılmış, minber, mihrap, seccade ve Kur’an-ı Kerimler yanmıştı.
Olay Perşembe günü meydana gelmiş ve o hafta Cuma namazı kılınamamıştı.
Sonradan olayın failinin Avustralyalı Dennis Michael Rohan isminde bir Yahudi olduğu açıklandı.
Böylesine büyük ve hızlı yayılan bir yangını çıkarmak için kullanılan yanıcı madde piyasada bulunmayan çok pahalı bir malzemeydi. Ve bu yanıcı madde o topraklarda sadece İsrail askerinde bulunuyordu! Yani bu kişi sadece kullanılan figürandı aslında.
Rivayet olunur ki;
21 Ağustos 1969’da Mescidi Aksa’yı yakma girişiminden sonra o günkü İsrail Başbakanı Golda Meir, şunları söyledi: “O gece, sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannediyordum ki; Müslümanlar dört bir taraftan İsrail’e girecekler. Lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman idrak ettim ki:’’ ‘’BİZ DİLEDİĞİMİZİ YAPABİLİRİZ, ZİRA BU ÜMMET UYUYAN BİR ÜMMETTİR.’’
Golda Meir bu sözleri söyledi mi bilemem ama o sözlere matuf gerçek yarım asırdır hükmünü korumakta!
Bırakalım artık kendi kendimize “Kahrolsun İsrail” sloganları atmayı…
İsrail’i, emperyalist güçleri, sömürgecileri, sırf Müslüman kimliği yüzünden insanlara en ağır işkence, soykırım, tecavüz, baskı ve zulmü yapanları en az onlar kadar güçlü olarak önleyebiliriz!
Üretimde, fikirde, sanatta, teknolojide, sanayide…
Meydanlarda “kahrolsun İsrail” naraları atmaya harcadığımız enerjiyi üretime harcamaya başlayalım!
Ancak biz güçlü olduğumuzda kahrolur ehli küfür!
21 Ağustos 1969 tarihinden bu yana şiddetle kınamanın bir işe yaramadığını gördük, görüyoruz, göreceğiz!
İsrail’in her Ramazan ayında, her Kadir Gecesi öncesinde sergilediği meydan okuma, tasallut, ilkellik ve vahşetin önüne geçmenin tek yolu GÜÇLÜ olmaktır! Güçlü olmanın tek yolu ÇALIŞMAKTIR!
İlk emri OKU olan bir kitaba, “İlim Çin’de de olsa alınız” diyen bir öndere, “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen bir halifeye sahip olduğumuzu idrak ettiğimiz gün İsrail ve İsrailler kahrolmaya başlayacaktır!
YORUMLAR