Bir insana hizmet etmek kâinata hizmet etmektir inancı, insanlık için geçerli olduğu gibi kişinin vatanı ve memleketi için de geçerlidir. Bazen bu inanca yani insana hizmet etme anlayışına sınırlar da çizilemez…
Yine aynı şekilde bir insana zarar vermek, öldürmek de bütün insanlığı öldürmek inancı bu minvalde çevreyi yok etmeyi de içine alacak şekilde değerlendirmek gerekir herhalde.
Balık bilmezse Halik’ın bilmesi, halkı memnun etmenin ötesinde Hakkı memnun etmenin hazzı da karşılıksız olması halinde geride bırakılan hoş bir sada, eserle ölümsüzleşme ve gönül hoşluğudur.
Eğer Kalem her nerede böyle bir sıkıntı var onu kendine dert ediniyorsa duygusu ölmemiş, vicdanı cüzdanına ve rahatına mağlup olmamış demektir. Mesele Yüce Allah’ın yarattıkları arasında insanı, kâinatın halifesi görmesi; yaratılan canlı ve cansız varlık, ne varsa insanın emrine girmesidir.
Bu anlamda ilahi ölçü de “Allah sana ihsan(iyilik) ettiği gibi sen de insanlara iyilik et, hitabıdır. Yani sabırla, karşılıksız, rencide etmeden, kızmadan, minnet etmeden…
Burnumuzun dibindekine de ta kıtalar ötesinde olanlara da duyarlı olmaya çalışıyor Kalem.
Şekilden öte insan olabilmek, haysiyet ve şahsiyet penceresi ile ancak ölümsüz olur Kalem.
Bu anlamda hassasiyetlerden hasletlerden, insandan, inançtan, kültürden, tarihin silinmez bedenen ölü ama en az diriler kadar ölümsüz olanlara kadar, yeraltındaki kaynaklardan ta semaya kadar olan hakikatlere;
Harput’tan Çanakkale’ye, Sarıkamış’a, Bosna’ya-Srebrenitsa’ya, Hocalı ’ya, Irak’a, Filistin’e- kahpe kurşunların hedefi olan Muhammed’e, Filistin’deki insanlık suçlarına, Doğu Türkistan’daki vahşete, Fırat’tan Nil’e ve dünyanın öte yerlerine, sokağın çocuklarına, şefkat kahramanları annelere kadar… her ne yaşanırsa onları kendine dert edinir Kalem.
Yer olur hey kendine çalış, kendini kurtar diyenlere de bırak yahu bana ne, aldırmam demeyi kalbine kabul ettiremez Kalem.
Güçlünün değil; haklının yanında yer alır Kalem…
Bu dert benim değil, ben, ben benliğinin canavarlaşmış kisvesinden benden öte ben’e, paylaşım ve birliktelik ruhu ile biz’e ve yalnız Bir’e dayanarak ezilip büzülmeden, el ovuşturmadan, tabi olmaktan öte türünün son örneği de olsa kalem gibi doğruluğu temsil etmeye çalışır Kalem.
Beklentiler, çıkarlar ötesinde halkın hoşnutluğundaki Hakkın rızalığını kazanmak Kalemin tek derdidir. Çünkü Kalem yalnız Hakkın kuludur.
Düşüp kalkmadan yılmaz, çocuk misali düşüp kalkarak hayatta ayakta kalmaya çalışır Kalem.
Havaleciliği ve sıyrılmacılığı da yok Kalemin. Başkalarının derdidir bana ne demez Kalem.
Allah’ın Rahman ismiyle herkese, Rahim ismiyle de kendisine daha yakın olanlara, Müslümanlara olan yaklaşımını örnek alır kendine Kalem.
Her şeyi bu pencerelerden ele almaya çalışır Kalem.
Yazılarında ifadelerinde kimseler yoktur Kalemin hedefinde. Sadece birileri için de yazmaz Kalem. Samimidir, ilkelidir, vicdanlıdır, duyguludur, kalbi yumuşak aklı da kalbin dostudur Kalem…
Yaz demeden kış demeden, az demeden çok demeden, hafif demeden ağır demeden, kolay demeden zor demeden, benim demeden senin demeden yaz ve her nerede, hangi makamda olursan olsun hizmetkâr ol ki sende şekilden öte insan olarak bedenen ölsen bile geride hoş bir sada bırakabilesin…
Yaz Kalem yaz…Zulme rıza gösterenleri, hedefe varmak için her şeyi mubah görenleri, yaptığının yanına kar kalacağını düşünenleri, zalimleri, kafirleri, düşmanları, kan akıtanları, güç ile canavarlaşanları, katilleri, alçakları
Yaz Kalem yaz. Çünkü silinmez bir kalemle sen de yazılıyorsun…
YORUMLAR