“Sarıklı, cüppeli amiral” haberi prim yapmaya devam ediyor. Sebep, önce Ak Parti’nin gevşekliği, sonra da millet olarak dinimize yeterince sahip çıkmayışımız. Kimse kusura bakmasın…
MSB karanlık mahfillerin yaygarasından ürkmüş gibi. Müslümanlar da CHP’li kadınların sapıklığı teşvik mahiyetindeki “İstanbul Sözleşmesi”ne sahip çıktıkları kadar olsun dinlerine sahip çıkmıyorlar!
Muhterem meslekdaşım, kıymetli Hulusi Akar komutanım, söyler misiniz Allah aşkına neyi soruşturuyorsunuz?
Geçen yazımda da belirttim, Türk subayları da kul olmak hasebiyle dinlerinin icablarını yapamayacaklar mıdır? Yàni onlar da (teğmenden orgenerale, oramirale) özel hayatlarında cemaat veya tarikat üyesi olamazlar mı? Neden oyuna geliyorsunuz?
Tarikat ve cemaatleri elbette kontrol ediniz. Zaten kontrol edilmedikleri için bazıları devlet içinde devlet oldular, devlet gibi bütçeleri, devlete sızmış (ajan) elemanları oldu. Malûmâlileri 15 Temmuz’da, bunların en irisi Amerikan uşağı, ermeni tohumu Fetullah Gülen’in yönettiği sözde nurcu cemaat, darbe yaptırıp Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin son şansını da yok etmek istedi.
Yàni “neyi soruşturuyorsunuz?” derken“kontrol etmeyin” demiyorum. FETÖ mensubu mu, bir tarikat veya cemaatin TSK içinde görev verilmiş casus misâli elemanlarından mıdır elbette soruşturun ve hattâ fişleyin!.
Fakat muhterem komutanım, asla ve kat’a gâvurun “irticà yaygarası” sizi ürkütmesin! Bunlar köylerdeki başıboş köpekler gibidir, bir kez korku kokusunu aldılarmı ellerinden kurtulamazsınız!
Başlık; «TSK’ya ilk sızan cemaat!.» Bu kez de, Türkiye Gazetesi etrafındaki merhum Hüseyin Hilmi Işık’ın cemaati konulmuş hedefe. Bendeniz bu cemaatin holdigleşmesini (İhlas Holding), binaen’aleyh yanlış yolda olduklarını defalarca yazıp tenkid ettim.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh), “zenginlerden, lüks içinde yaşayanlardan bir cemaat kurayım” diye yola çıkmamıştır herhalde. Bendeniz N. F. Kısakürek üstad kadar ileri gidemem. Bildiğim Abdülhâkim Arvasi’nin (Allah sırrını takdis eylesin) izinde Ehl-i Sünnet itikadında ve reformistlere karşıydı.
Saadet-i Ebediyye isimli bir mufassal ilmihal telif etmişti. İlk dönemi çok iyi biliyorum. Cemaat mensubları bu ilmihalleri yaya veya en fazla bisikletli olarak kapı kapı dolaşır, dağıtır ve binaen’aleyh hizmet yaparlardı.
Merhum damat işi holdinge kadar getirdi. Şiddetle tenkid ettim. Tavşanla küstüğü dağ hikâyesi oldu. Lâkin sonunda biz haklı çıktık. Düzgün gidilse, hizmet dışında bir şey yapılmasaydı köy köpeklerinin diline düşmemiş olurlardı.
Para adamı da cemaatleri de bozar. Hizmete para karıştırmayacaksın. Allah rızası için verilmiş paralarla risale, kitap, dergi vs. dışında bir şey yapmayacak, kimseyi haksız yollardan zengin etmeyeceksin.
Bunlar garibanların “alın Allah için kullanın” diye getirdiği bilezikleri, yüzükleri, paraları toplayıp “Müslüman’ın sesi bir televizyon açıyoruz” dediler, bir de baktık, dekolteli kıyafetiyle Sedá Sayan’ın sesi geliyor!
Cemaatte yakınlarım var Hizmet zirvede iken gariban bir gelirle idare ediyor, Allah’a daha fazla şükrediyorlardı. Şimdi Karun misâli yaşıyor ve Evliya Çelebi misâli geziyor, tozuyorlar. Allah hepimizi ıslah eylesin. İnşá’allah bu kem gidişata son verirler…
* * *
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Yeni anayasa süreci, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin tahkimi açısından da bir fırsat olacaktır” dedi.
Gerçekten de «Yeni anayasa» muaccel. Yàni acilen yapılmalı. Böylece “İstanbul sözleşmesini iptal anayasaya aykırı” hırgürü de, birçok diğerleri de biter.
Millet artık bu cazgırların sesini işitmek istemiyor. Ne yapacaksanız acilen yapın. Ve yapacaklarınızı erkenden faş etmeyin. Daha önce de yazdım Yakup (a.s) ve oğlu Yusuf (a.s)’ın Kur’ân’da ve hadîs-i şerîf’te geçen “ipucu” kıssasını. 30.03.2021
YORUMLAR