Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Yine bir yıl bitiyor ve yine bir yeni yıla giriyoruz! Ama nasıl giriyoruz ve nasıl bir 2024 bizi bekliyor?..

Son beş senedir her

Son beş senedir her yeni yıla girerken gireceğimiz yılın bir öncekinden daha kötü olacağını söyledim maalesef!..
Ne yazık ki öyle de oldu.
Hem Türkiye hem gelişmekte olan ülkeler hem de gelişmiş ülkeler açısından öyle oldu.
Ve yaşadığımız çağda/geldiğimiz noktada dünya artık küresel bir köy.
Her şey, her şeyle ilgili ve her şey, bir diğeriyle iç içe…
Bir coğrafyada veya bir ülkede yahut da bir küresel ekonomik networkun herhangi bir dişlisinde ortaya çıkan arıza tüm dünyaya ve ülke ekonomilerine sirayet eden salgın gibi…
Domino taşı etkisi yaratıyor.
Böyle bir dünyada yeni bir yıla giriyoruz.

Şimdi bu girizgahtan sonra 2024 için olumlu bir şeyler söyleyeceğimi düşünüyor olabilirsiniz.
Ama çok üzgünüm ki söyleyecek olumlu bir sözüm yok!
2024 yılı 2023’ten de kötü geçecek…
Nasıl mı?
Ekonomik,
Siyasi,
Yönetsel,
Ve bölgesel karışıklıklar bağlamında her şey daha kötüye gidecek!
Son iki senede küresel ekonomide enflasyonist bir baskı vardı.
Amerika ve Avrupa ülkelerinden adeta dünyaya enflasyon ihracı vardı. Özellikle gelişmekte olan ülke ekonomileri küresel bazlı yaratılan kriz ve krizlerden en fazla etkilenen oldu.
Maalesef 2024 yılında da yine aynısı olacak ve gelişmiş ülke ekonomilerinin başat aktörleri kendisini bir şekilde kurtaracak ama gelişmekte olan ülkelerde buhran etkili durgunluklar iyice su yüzüne çıkmaya başlayacak.
Yeni Dünya Düzeni ve yeni parasal sistem ete kemiğe bürünecek ama bu esnada kimi ülkelere olanlar da olacak!
“Ama gelişmiş ekonomiler faiz artışlarıyla enflasyonu dizginledi. Durum iyiye gidecek gibi… Hatta FED, Amerika’da faiz indirimi yapacağını söylüyor. Hâl böyleyken neden bu kadar olumsuz düşünüyor ve bakıyorsun?…” diyebilirsiniz.

Arkadaşlar!
Görünene aldanmamak lazım.
Hep söyledim: Görünen iyi veya kötü şeyler asıl görünmeyen daha kötü şeyleri kamufle etmek/cambaza bak cambaza demek içindir.
Ki Pandemi ve sonrası yaşanan küresel ekonomik kriz de bunun içindi!
Plan tıkır tıkır işledi ve tüm olanlar, asıl olanı/oldurulanı gizlemek ve setretmek içindi!
Girmekte olduğumuz 2024 yılı küresel siyaset açısından öne çıkacaktır.
Başta ABD olmak üzere pek çok ülke ve coğrafyada yönetsel değişiklikleri doğuracak,
Bazı isimler sönecek bazı kişiler ise yükselişe geçecektir.
Dikkatinizi çekmiştir: Avrupa ülkeleri “devlet adamı kıtlığı” çekiyor.
Bu durum tesadüf mü sizce?
Tabi ki hayır!
Çünkü küresel bazlı destabilize siyaset “Güç ve Akıl Sahipleri”nin işine geliyor.
Bu bağlamda, “Güç ve Akıl Sahipleri” ile uyum içinde olan yöneticiler bir süre daha yönetmeye devam edecek, ayak uyduramayanlar ise oyun dışına çıkartılacaktır.
Nasıl çıkartılacak derseniz:
İç kargaşalar/sivil-askeri darbeler/derinleşen ekonomik krizler de dahil olmak üzere her türlü yol ve yöntemlerin kullanılmasından imtina edilmeyecektir!

Arkadaşlar!
Epeyce zamandır “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.” dedim, durdum.
Evet, öyle de olacak,
Her şey değişecek/her şeye dokunulacak/küresel sistematik de dahil her şey yeni bir formata evrilecektir.
Bunun ete-kemiğe bürünmüş en belirgin hali ise 2024 yılında sahne alacaktır.
Türkiye’de ne olabilir, ne olacak diye düşünüyorsanız gördüklerim/duyduklarım/gözlemlerim ve değerlendirmelerime göre muhalefetin yeni baştan dizayn edileceği bu süreçte Erdoğan yönetimi devam edecektir.
Neden mi?
Öyle düşünüyorum ki Erdoğan, yeni dünya düzeni isteyen “Güç ve Akıl Sahipleri” ile 14 Mayıs seçimleri öncesi gerekli uzlaşı ve mutabakatı sağladı ve 2028’e kadar Türkiye’nin yönetimi böyle devam edecek.
Bu arada faşizan siyasetin küresel çapta yükselişe geçmesi ve ülke güya mucizevi yönetim olan demokrasinin, seçim denen aldatmacasıyla ele almalarını da sakın tesadüf gibi düşünmeyin!
Bunların hepsi yeni düzen ve yeni parasal sistem için döşenen taşlardan başka bir şey değildir; hepsi elbette bilinçle yapılan pratiklerdir.

Sonuç:
Ekonomist Prof Emre Alkin’in altı maddesiyle özetleyecek olursak:
1-Küresel ekonomide yaşanan enflasyon ve durgunlukla ilgili riskler devam edecek.
2-Küresel tedarik zincirinde sıkıntı ve buna bağlı olarak yeniden yapılanmanın sıkıntıları devam edecek.
3-Sıcak çatışma ve savaşlar artarak sürecek. Birinci ve ikinci dünya savaşında toplam 65 milyon insan ölmesine karşın savaştan bu yana yaşanan küresel çaplı lokal çatışmalarda/ yaklaşık 75 yılda 87 milyon insan öldü. Güya dünya savaşı yaşanmıyor.
4-İslam dünyası ile Batı arasında başlayan gerginlik artacak. Bunu da İslam coğrafyalarında artan nüfusun göç yoluyla Batı’ya yönelmesi sonrası İslamafobi’nin artmasına/Hristiyanlı merkezli faşizmin yükselmesine sebebiyet verecek. Az önce bahsettiğim ve tesadüfi olmadığını söylediğim faşist yönetimlerin beslenme kaynağı da budur. Keza, İsrail’in Gazze üzerinden daha önceki saldırılara benzemeyen Filistinlileri yok etme harekatı bu dinsel odaklı kutuplaşmayı daha da tetikleyecek!
5-Dünyada sürekli artan nüfus, bozulan çevre koşulları ve afetlerin etkilerinin artacak olması – ki bunun ekonomik/toplumsal en acı örneğini Türkiye olarak 6 Şubat depremiyle yaşadık ve hala da etkilerini yaşamaya devam ediyoruz- elde edilen sonuç olacak!
6-Ülkeler bazında/Küresel ölçekte borçların sürekli artması ve dünya ekonomilerinde belirleyici role sahip paraların ikame edileceği günlere doğru ilerleyiş hızla devam edecektir.

Aslına bakarsanız Emre Hoca’dan alıntıladığım ilk beş madde ve altıncı maddenin ilk kısmında belirtilen borçların artışı öyle sanıyorum ki dolar sahiplerince doları ikame edecek parasal değerin yani yeni ekonomik sistemin oluşması için hazırlanan alt yapıdan başka bir şey olamaz.
Demem o ki; her şey, para/rezerv paranın evrimi/uluslararası ticarette oluşturulmak istenen yapısal-radikal değişim için yaşanan/yaşatılan bilinci-planlı olaylardan başka bir şey değildir ve bu olaylar/olanlar zinciri tavizsiz/acımasız şekilde 2024 ve hatta 2025 yılında da devam edecektir!

Not:
Farkındayım,
Hep olumsuz şeyler söyledim ama yine de ümitsiz değilim.
Çünkü ümitsizliği sevmiyorum.
Bu bağlamda; herkesin yeni yılını kutluyor, 2024 yılının beni yanıltmasını ve düşündüğümden farklı olarak 2023’den daha iyi geçmesini diliyor, yaşanan küresel krizlere rağmen ülkemize fırsatlar sunmasını temenni ediyorum…

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah’a emanet olun sevgili okurlar.