Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Başkent
Başkent
Birsen Bilge

Yokluk icinde kurulan Cumhuriyet ve günümüz Türkiyesi

Kasım ayı benim icin hep hüzün doludur Atamızın ebediyete intikal ettiği aydır ve ona olan özlemimi ve onu kaybetmiş olmanın hüznününü iç içe yaşadığım bir aydır.
Ebedi liderimiz büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk ü birkez daha saygı minnet ve şükranla anıyoruz.
Düsünüyorum Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkeyi yoktan var edişini hemde o imkansızlıklar içinde savaştan çıkmış işgalden yeni kurtulmuş yanmış yakılmış ülkeyi nasıl ayağa kaldırdığını, okuma yazma oranı yüzde onlarda olan doktoru hemşiresi öğretmeni bile belli sayılarda olan harabeye dönmüş vatanı ayağa kaldırıp koca bir devlet kuran o yokluklara rağmen hem Osmanlı’nın borcunu ödeyip hem de yabancı ülkelere satılan kurumları parasini ödeyip yeniden devletin malı konumuna getiren Atatürk’ün o başarılarına bakıp bakıp hayran kalıyorum.Birde günümüze bakıyorum Cumhuriyet tarihinden beri kurulan fabrikaları limanları birçok devlet kurumunu özelleştirip gelir elde edilmesine bedelli askerlik çıkarıp ayri bir gelir elde edilmesine hazine arazilerinin satılmasına ve hatta yabancı ülke vatandaşlarına mülk satıp vatandaşlık vermek suretiyle kazanılan gelirlere ragmen ,bunca vergilere ragmen ekonomimizin neden bu kadar bozulduğunu enflasyonun tavan yaptığını halkın günden güne yoksullastığını bir türlü anlayamıyorum.Acaba nerde yanlışımız eksiğimiz var ,? tabiki bunu ancak Ekonomistler ve işin uzmanları anlar.. Ama hepimizin bildiği birşeyde var köylerdeki okulları kapatıp halkın şehirlere göç etmesine sebep olmakta bu etkenlerin en başında geliyor.Köyünde yaşayan her ailenin bir ineği tavuğu tarlası bağı bahçesi vardı.İnsanlar mısırını, buğdayını, yağını, peynirini, yoğurdunu, yumurtasını sebze sini meyvesini kendisi üretiyor bir kısmını pazarda satıyor , ihtiyaçlarını bu sattığı ürünlerinden kazandığı parayla karşılıyordu.Kendi evinde yaşayıp kira derdiyle uğraşmıyordu.Cocuklar kendi köyünde okuyup ancak üniversite için memleketinden ayrılıyordu.Ama köy okulları kapanınca ailelerde çocuklarının eğitimi için şehirlere göç etmeye başladı büyük şehirlere göç başlayınca tarlalar meralar boş kaldı üreten kendi kendine yeten insanlar şehirde ister istemez üretici degil tüketici durumuna geçti.Tabiki teknoloji ilerledikçe halkında gideride arttı .Halkın nüfusuna göre üretimde desteklenmeli ona göre yatırım yapılmalı.Malesef ülkemizde ekonomiyi sarsan etkenlerden biride: kontrolsüz bir şekilde gelen ve sayıları hızla çoğalan göçmenlerdir.Onların barınma beslenme sağlık giderlerininde ekonomiyi olumsuz etkilediğini unutmayalım. Ekonomi sayfalarında ülkemizin dış borç iç borç açıklarını okuyoruz.Zaten artan faturalar kiralar vergiler giyim, gıda, temizlik ürünleri ve elektronik aletlere yapılan zamlar harç paraları ilaçlarda ki artışlar hepimizi her gün dahada zorluyor bunu birebir yaşarak anlıyoruz.. Bir an önce yeniden düzenlemeler yapılmalı üretim yapılması gereken her alanda devlet desteği sağlanmalı hayvancılık, çiftçilik , sanayileşme desteklenmelidir. Bu ülke üreterek ancak bu dar boğazdan çıkabilir. Üretmeden tüketen toplumlar yok olmaya mahkumdur sözünü unutmayalım . Hepinize sevgiler selamlar kıymetli Başkent postası okurları.Aralık sayımızda buluşmak dileğiyle hoşçakalın…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER