Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Yunanistan’a «haddini bil» notası

Diplomasi büyük iştir. Ünlü Alman şansölyesi Bismarck ve nice büyük diplomat, “savaşın gücüne denk” görmüşlerdir diplomasiyi.

Türkiye Millî Eğitim sistemi bozuktur. Bu sistem, üstün zekâlı çocukları alıyor geri zekâlı olarak topluma iade ediyor!. Daha ilköğretimden itibaren çocuklar ana babalarından öğrendiği dinlerinden uzaklaştırıldıkları için ilk şoku yaşıyorlar.

Hiç unutmam oldukça tombul olan ve ilköğretim beşinci sınıfta okumakta olan, dersleri de çok başarılı (her sene takdir alırdı) küçük oğlum bir Ramazan günü oruçlu olduğu için kendisini başarılarından dolayı öve öve bitiremeyen Zekiye isimli öğretmeni tarafından önce azarlanmış sonra da zorla orucu bozdurulmuştu. Okula gidip öğretmeni ile görüştüm fakat sistem onlardan yanaydı ve bir ceza falan almadı tabi. Olan bizim çocuğun halet-i ruhiyesine olmuştu.

Pıtrak gibi üniversite kurduk ama tek bilimsel makalemiz bile ilim/bilim çevrelerinde yayınlanıp gündem olmadı. Bu da iddiamızın isbatıdır.

Türk üniversitelerinden dünyanın en iyi beşyüz üniversitesi arasına giren bir tek üniversitemiz bile yok. Kaldı ki tarihindeki, ünlü ilim insanları itibarıyla Türkiye Devletinin Üniversitelerinden birkaçının mutlaka ilk yüz üniversite arasında olması gerikirdi, ilk beşyüzün bile değil.

Neyse lafı uzatmayım, sadede geleyim. Diplomasi büyük iştir ve çok iyi diplomatlar yetiştirmemiz şarttır. Lâkin bu millî eğitim sistemi ile vasat diplomatlar bile yetiştirmekte zorlanıyoruz.

1930’lardaki millî eğitimimiz bile bugünküne beş basıyor. İlerleyeceğimize gerilemiş, dünya sıralandırmasında «kötü eğitimde» ilk beşyüze girmişiz.

Bu kafayla gidersek sıcak savaşlar kaçınılmaz olur. Ve diplomasideki kaybımız yüzünden sıcak savaşları kazandığımız halde masada kaybetmiş bir millet olarak yine aynı vartalara yuvarlanırız.

Yunanistan’ı tâbiri caizse “tükürüklerimizle boğarız”. Fakat o haddini bilmez yaramaz çocuk bile bizden iyi diplomasi yapıyor.

Dahası gözümüzün içine baka baka beynelmilel hukuku ihlâl ettiği yetmiyormuş gibi ABD’ye kaçak bina izni verir gibi gayrımeşru adalarında üs vermek suretiyle kabadayılık bile yapıyor!.

ABD’nin canına minnet. Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz misâli pek yakında bu konuda başımızı ciddî bir biçimkde ağrıtacaklardır.

Türkiye’nin diplomasi çıtasını yükseltmesi şart. Bunun yolu da becerikli, iyi diplomatlardır. Torpilli değil, gerçekten ehil çok iyi diplomatlar eliyle yürütülen bir diplomasi öncülüğünde Yunanistan’a sert davranmak zamanıdır. Artık kulağı güzel bir çekilmelidir palikaryanın.

Meselâ Türkiye Lozan’la elimizden alınan 12 Adaların iadesi meselesini gündeme getirmelidir. Bu Yunanistan’ı tutuşturacak, önce büyük ekonomik krizlere sokacak sonra da iktidarı devirecektir.

«12 Adalar» namıyla bilinen Ege adaları zaten 12 değil yüzlercedir. Hattâ Yunanca Ege dediğimiz denize ecdadımız bu yüzden «Adalar Denizi» demişlerdi. İnsaf ediniz, bize mesafesi bir kilometreden yakın bir ada bile Yunanistan’a ait görünüyor. Kıta sahanlığı hak getire… Bu akıl alacak iş değildir. Osmanlı ahfadı bir millet için büyük zuldür.

Evet, öncelik ve ivedilikle Yunanistan’a «haddini bil» notası verilsin. Lâkin Lozan’la kaybımız da gündemde tutulsun.

Türkiye basını konuyu neden manşetlerinde ısrarla devam ettirmez? Bir kısmının vatan hainliği malûmumuz zaten. Diğerlerinin, yàni bizim (!) medyanın da yapacak daha mühim işleri vardır!.. 22.09.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER