Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Zekâ, akıl ve cesaret…

Psikolog Richard Lynn ve siyaset bilimci Tatu Vanhanen tarafından 2006’da yazılmış «IQ and Global Inequality» (IQ ve Küresel Muvazenesizlik/Eşitsizlik) kitabı kafa karıştırmış, üzerinde de hayli tartışma yapılmıştı. Maalesef bu çağda hálâ böylesi sözde ilim adamları var.

Aslına bakarsanız bunlar bir nevi özel ajanlardır. Büyük emperyalistlerin bilim adamı maskeli ajanları. Dünya ülkelerinden geri kalmışların neden geri kaldıklarını bilim dışı bazı rakamlarla gizlemeye çalışır bunlar.

Evvelâ şunu belirtelim ki, insànlar gibi yaşadıkları ülkeler de, Allah’ın çeşitli coğrafyalarda farklı kıldığı «tabiat (fıtrat/yaratılış) kanunları»na tabidir.

Yàni IQ dahil insàna ait tüm özellikler öncelikle fıtrîdir. Yaratılıştan gelir ve her insanın zekâsı da aklı da aynı değildir. Bu durum ise Sünnetullah’ın (Allah’ın adetinin) bir gereğidir ve zenginliktir. Herkesin zekâsı, aklı aynı olsa yaşadığımız yer dünya değil Cennet olurdu.

Binaen’aleyh “Şu veya bu feşmekân ülke, zekâsı kıt insanlardan teşekkül etmiş olduğu için geri kalmıştır” gibi iddialar bilimsel değil ancak üfürümsel olabilir. Tabi bir de sömürümseldirler. Sen geri zekâlı olduğuna inanacaksın ki ileri zekâlılara ülkeni teslim edip sorun çıkarmadan sömürülebilesin.

Bilimsellikle alâkası olmayan iddialar olduğu şuradan da bellidir ki, zekâ ayrı, akıl ayrı bir cevherdir. Bir insàn çok zeki fakat akılsız olabilir.

Ayrıca dünyanın en gelişmiş ülkelerinde de zekâsı ve/veya aklı kıt olanlar vardır. Mühim olan toplum genelindeki akıl-şuur seviyesidir, hattâ bir de cibilliyet (tıynet, maya).

Çağımızda (yüz yıl önceki gibi) silah zoruyla sömürge yapılmıyor ülkeler. Önce medya ve tv’lerle akıllar dumura uğratılyor sonra gönüllü sömürge oluyorsunuz.

«IQ ve Küresel Muvazenesizlik (eşitsizlik)» demek yerine ben olsam «Yaşasın Enâyiler» koyardım kitabın ismini.

Muhterem okurlarım bilir, «Yaşasın Enâyiler» temalı çeşitli yazılarım var. Malûmâlileri enâyi, kandırılması kolay, aşırı derecede bön, avanak insàn demek. Geri kalmış ülkeler de emperyalistlerce kandırılmış ülkelerdir fakat bu kandırma işi fert veya toplumun zekâsızlığından ziyâde cibilliyet ve aklıyla alâkalıdır.

Korkaklar meselâ. Başlarındaki despotları kolay kolay indiremezler. Böyle toplumlara emperyalizm bir despot tayin eder ve artık yalnızca onunla muhatap olarak oraya şekil verir, sömürmeye müsait halde tutar.

Hattâ o despot ölür ama hayâletini yaşatırlar. O hayâletle toplum üzerinde bir korku dolaşır ve hayâletin yaşadığı günlerde kurduğu bozuk düzen devam eder gider. Böylece ülkenin ilerlemesi asla mümkün olmaz.

Korku zekâ işi midir akıl işi midir? Bence biraz akıl işidir ama daha çok cibilliyetin sahasında yer alır. Gençliğimde tartıştığım fakat sonra yaşayıp gördükçe hak vermeye başladığım yaşlı bir (merhum) avukat ağabey bana, “Türkler çok zekidir ama korkak bir millettir” demişti.

Tartıştık, yaptığımız savaşları, kahramanlıklarımızı anlattım ama o sürekli olarak “hayır” anlamında kaşlarını kaldırdı, mürüvvet gösterip sustu ve sonunda ben lafımı biktirince, “O cesaret başka. Ben medenî cesaretten bahsediyorum; toplumun bir zulmü, bir haksızlığı protestosu, itiraz edebilme yeteneği gibi… Böylesi bir ülke diktatörlük eseri hiçbir şeyi kabullenmez, hele hele yüz yıl boyunca asla yaşatmaz…”

İşte bendenezin ukalâlığı böylece büyük bir mahcubiyetle başımı öne eğerek sona ermişti. Adam haklıydı hem de çok haklı...

Bizim geri kalmışlığımızın tek sebebi korkaklığımızdır!..

İsteyen gelsin saatlerce tartışalım. Korkaklar ilerleyemez. 10.09.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER