ABD-Suriye Zirvesinin Mimarı Türkiye’dir
Tarihte ilk defa ABD ve Suriye arasında bir zirve gerçekleşti. ABD Başkanı Başkan Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ve heyetleri arasında olumlu/iyi geçen zirvede (her iki ülke arasında kangren olmuş sorunların çözülmesi için) önemli kararlar alındı. ABD ve Suriye zirvesinde Trump-Şara samimiyeti gözden kaçmadı. Hatta Trump, Şara’ya olan sevgisi ve hayranlığını itiraf etti.
PKK/YPG ile Suriye hükümeti arasında daha önce varılan 10 Mart Anlaşmasına doğrultusunda SDG’nin Suriye Ordusu’na entegrasyonu üzerinde anlaşmaya varıldı ve atılacak adımlar belirlendi. ABD’nin Suriye üzerindeki Sezar yaptırımları 180 gün askıya alındı. Suriye ve İsrail arasındaki yapılacak olan güvenlik anlaşmasına ABD destek vereceğini açıkladı. Ayrıca ABD ve Suriye arasında ekonomik işbirliği konusunda da mutabakata varıldı. Başkan Trump, Suriye’nin yeniden inşası ve kalkınmasında her türlü desteği vereceğini yönünde açıklama yapması da bu sebepledir.
Aslında bu zirve ABD, Suriye ve Türkiye arasında geçti. Yani, üçlü bir zirve. Zirveye Türkiye adına Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan ve heyete de katılmıştı. Tarihte bir ilk olduğu için asıl merak edilen zirvenin ABD-Suriye arasında nasıl geçeceği ve Trump-Şara ikilisinin yüz-yüze görüşmesinde psikolojik, beden dili ve sözleri çok önemiydi. Nihayetinde zirve çok iyi geçti negatif/olumsuz hiçbir şey olmadı. Zirveyi asıl ilgilendiren önemli hususlardan birisi Türkiye’nin bu toplantıdaki rolü?! Yani, zirvedeki etkisi?! Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bu hususta yapmış olduğu açıklamalar her şeyi izah etmeye yetiyordu.
Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan zirvede alının kararı değerlendirirken Suriye’nin güneyi ve kuzeyi dahil olmak üzere tüm Suriye genelindeki sorunların çözümü ve bu sürecin nasıl yönetileceği, Sezar yaptırımlarına yönelik nasıl bir strateji izleneceği ile ilgili Türkiye adına atılacak adımları, pozisyonlar ve çözüm yolları konusunda önerilerde bulunduklarını bu konudaki ifadelerinden çok iyi anlıyorduk. Ayrıca zirvede sadece Suriye değil, tüm bölge sorunları, Filistin konusu ve İran nükleer müzakereleri de masaya yatırılmıştı.
ZİRVE programı içinde ABD, Suriye ve Türkiye Dış İşleri Bakanlarının kendi aralarında gerçekleştirmiş oldukları karşılıklı toplantılarda bölgedeki temel sorunlar tüm ayrıntıları ile masaya yatırılmıştır. Ve bölgenin istikrarı, huzuru ve geleceği için siyasi, ekonomik ve diğer tüm sorunların çözümüne yönelik karşılıklı görüş alış-verişlerinde bulunulmuştur. Bu toplantılar sonucunda bölge sorunlarının çözümü konusunda mutabakata varılarak önemli kararlar alınmıştır.
Suriye Dış İşleri Bakanı Şeybani zirveyle ilgili düşüncelerini anlatırken toplantıda Suriye’nin tüm yönleriyle masaya yatırıldığını, ülke olarak birlik-beraberliğin desteklenmesi gerektiğinin altını çizerek Suriye’nin yeniden inşası ve yapılanması için kalkınmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini aleni bir şekilde izah etmiştir. Ve sözlerinin sonunda “Suriye halkı her zaman daha iyi bir geleceği hak ediyor” diyerek geleceğe yönelik umudunu aleni bir şekilde belirtmişti.
Ve SONUÇ: ABD-Suriye zirvesinin bu denli iyi/olumlu/pozitif geçmesinin ve önemli kararları alınmasının temelinde TÜRKİYE GERÇEĞİ olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. ABD-Suriye arasındaki yılların gerilimi, öfkesi ve kini Türkiye sayesinde (şimdilik!) yumuşamış ve dostluğa dönüşmüştür. Türkiye, her iki ülkeye yönelik yoğun bir diplomasi trafiği sonucunda ikna ederek bugünkü hale getirmiştir. Ve nihayetinde Türkiye’nin bu gayreti/çabası, girişimleri, etkileyici (diplomatik) gücü ABD-Suriye zirvesine damgasını vurmuştur.