Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

ABD’yi İsrail Yönetiyormuş: Netanyahu, ABD Kongresi’nde Dünya’ya Meydan Okudu!..

Uluslararası Adalet Divanı’nın da yargılanan, UCM (Uluslararası Ceza Mahkemesi) tarafından savaş suçlusu ilan edilerek tutuklanması istenen, dünyadaki birçok devlet ve millet tarafından lanetlenen katil ve soykırımcı İsrail Başbakanı B. Netanyahu, sözde özgürlüğün ve adaletin beşiği Amerika’ya davet edildi. Netanyahu’nun ABD Kongre’sinde yapmış olduğu konuşmada asıl gerçek yüzü de ortaya çıktı. 24 Temmuz 2024 günü ABD için kara bir gün olarak hatırlanacak ve ABD tarihinde kara bir leke olarak kalacak. Hafızalara ABD’nin utanacağı bir gün olarak kazınacak.

Uluslararası Adalet Divanı’nın da

Haber-Yorum: Muhsin AKIL

CNN Türk’te İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD Kongresi’ndeki konuşmasını dinlerken hiç şaşırmadım! Çünkü beklediğim ve tahmin ettiğim bir konuşmaydı. Ama Netanyahu konuştukça öfkeden çıldırdım. Katil, yalancı, sahtekar, kışkırtıcı, iftiracı, namussuz, ahlaksız ikiyüzlü birine ancak böylesi bir konuşma yakışırdı! Konuşması baştan-sona İran ve Hamas odaklıydı. Hamas hakkında ‘tecavüzcü, bebeklerin kafasını kopartıyor’ demesi kadar yalan ve iftira olamazdı.

Netanyahu, ABD Kongresi’nde alkışlanarak soykırıma çanak tutuldu! Çanağı tutan ABD zaten Filistin/Gazze üzerindeki soykırımı ve katliamları yapan İsrail’e her türlü silah ve mühimmat desteğini vermişti. Hala da destek vermeye devam ediyordu. Netanyahu da ABD’nin bu desteğini aleni bir şekilde itiraf etmişti. Hatta ‘alet vermeye devam edin ki bu işi bitirelim’ diyecek kadar hayasız ve edepsiz sözler sarfetmişti.

Naziler tarafından soykırıma uğramış bir milletin başka bir millete soykırım yapması kadar korkunç bir şey olamazdı! Hitler-Yahudiler, İsrail-Filistinliler… Ve şimdi de Netanyahu ve Gazze… İşte Filistin/Gazze üzerindeki soykırımı gerçekleştiren İsrail Başbakanı Netanyahu’yu ABD Kongresi’nde konuşma yaptıranların gerçek ve iğrenç yüzleri de ortaya çıkmış oldu.

Netanyahu’nun bu konuşmasının önceden planlanmış, özellikle tasarlanmış ve kurnazca hazırlanmış olduğu apaçık ortadaydı. Bu konuşma, ABD-İsrail işbirliğinin, ortaklığının ve yol arkadaşlığının aleni/açık bir şekilde dünyaya ilanıydı. Netanyahu’nun konuşması baştan sonra İran ve Hamas odaklıydı. İran’ın İsrail’e yönelik göndermiş olduğu füzelerin imhasında batı ile ortaklık yaptığı da ifşa edilmişti. Hatta füzelerin düşürülmesinde yardımcı oldukları için kendilerine teşekkür bile edildi. Netanyahu’nun bu konuşmasında Biden’in yalanları da ortaya çıktı. Biden, İsrail’e ateşkes için sözde baskı yaparken perde arkasında İsrail’e silah ve mühimmat göndermeye devam etmiş… Yani, yaşanılanlar sadece bir tiyatroymuş.

Netanyahu’nun ABD Kongresi’ndeki yapmış olduğu konuşma aslında önümüzdeki günlerde dünyanın yeniden şekilleneceğinin ipuçlarını veriyordu. Kuzey’de Ukrayna, Güney’de İran ve artık siz düşünün Doğu’da ve Batı’da hangi ülkeler var! Hatta Balkanlarda, Orta Asya’da, Uzakdoğu’da… Tayvan, Kosava, Kıbrıs… Fakat küresel savaşın ilk başlayacağı yer Ortadoğu olacak… Zaten İsrail şu anda başlatmış durumda. İran, Lübnan, Yemen… Netanyahu’nun ABD Kongre’sinde konuşmasından sonra 3. Dünya Savaşı’nın çıkıp-çıkmama konusundaki sisler de dağılmış oldu. Artık çok rahatlıkla 3. Dünya Savaşı yolda diyebiliriz.

İnanın Netanyahu böylesi bir konuşmayı İsrail parlamentosunda bu kadar rahat yapamazdı. Yapsa bile mutlaka protesto edenler olurdu. Ama ABD Kongre’sinde yapabildi. Ne demek istediğimi artık siz düşünün!

Sadece Batı ve müttefiklerine değil ayrıca Suudi Arabistan ve Lübnan’a da selam çaktı! Netanyahu 11 Eylül-7 Ekim benzetmesi ile ABD’yi kışkırtıcı bir söylemle kendine çekiyordu. 1. ve 2. Dünya savaşlarını örnek vererek 3. Dünya Savaşı’na giden yol haritasını adeta ABD’ye tescil ettiriyordu.

İsrail Başbakanı katil Netanyahu, yaptığı konuşmada ABD’ye damardan girerek 1.ve2. Dünya Savaşlarında Avrupa’yı kurtaran kahraman ülke imajını vermeyi ihmal etmemişti. Aynı şekilde Japonya ve Almanya örneği vererek ABD’nin dünyaya nasıl ders verdiğini ima etmek istiyordu! Güya ABD özgürlüğün, adaletin ve medeniyetin beşiği! Demek ki özgürlük, adalet ve medeniyet maskesi altında bir ABD varmış! Artık maske düştüğüne göre özgürlük anıtını bir an önce yıkmaları gerekiyor. Bir daha da adaletten ve medeniyetten bahsedilmemek üzere… ABD olarak SOYKIRIM ortaklığınız 24 Temmuz 2004 tarihinde ABD Kongresi’nde Netanyahu’nun yapmış olduğu konuşma ile tescillendi.

ABD’nin sözde temsilcileri Kongre salonunda Netanyahu’yu alkışlarken hop oturup hop kalkıyorlardı. Netanyahu’nun her cümlesi sonunda alkışladılar. Hem de ayakta… Alkışlarlarken yorulmadılar da… ABD kendi Kongre’sinde kendisini bu kadar al-aşağı eder mi?! ABD, İsrail karşısında bu kadar aciz ve düşkün duruma düşer mi?! ABD Netanyahu’yı defalarca alkışlayacak kadar yalakalık yapar mı? Nerede kaldı süper gücü, dünya liderliği ve küresel saygınlığı… Demek ki İsrail/Netanyahu ABD’nin üstünde bir güçmüş! Zaten ABD’ye vermiş olduğu mesajlardan, birbirlerine nasıl yardım ettiklerini itiraf etmesinden ve birbirlerini karşılıklı yüceltmelerinden ve övmelerinden her şey anlaşılıyordu.

Soykırımın bu denli alkışlandığına ilk defa ABD Kongresi’nde şahit olduk. Nihayetinde 24 Temmuz 2024 günü ABD tarihine kara bir gün ve kara bir leke olarak geçti. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun konuşması ile ABD tarihinde kara bir delik açıldı. Artık bu kara deliğin kapanması çok zor.

Ayrıca dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun hiçbir ülkenin parlamentosunda DİVAN konuşmacıyı alkışlamaz. Ama ABD’de bu da oldu. Yahu, DİVAN bile konuşmacı Netanyahu’yu alkışladı. Koskoca Kongre salonunda Netanyahu’yu alkışlamayan bir tek kişi çıkmıştı. Hayret! Bir tek kişi!.. Fakat ABD sadece Beyazsaray, Pentagon ve Kongre Salonu’ndan ibaret değil. Bir de dışarısı/sokaklar var. Eyaletler var.. Halk var… Farklı dinlerden, farklı ırklardan ve farklı düşünceden insanlar var… Gerçek adaleti ve insan haklarını savunan eli vicdanında insanlar var. Netanyahu konuşurken Kongre binası dışında ve ABD’nin birçok yerinde İsrail’i ve Netanyahu’yu protesto eden insanların olduğu gibi… Elbet ki onları görmezlikten gelemeyiz. Nasıl ki daha önceden İsrail zulmünü, vahşetini ve soykırımını protesto eden Üniversite öğrencilerini görmezlikten gelmediğimiz gibi…

Kendi yaptığı katliamları ve soykırımı sanki Hamas yapmış gibi yalan söyleyip iftira atan Netanyahu… Bravo sana… ABD senin kadar cesaretli/cesur olamadı… Bir katil, cani ve savaş suçlusu olarak her şeyi dobra dobra hem de korkusuzca açıkladın. Ne ABD eski Başkanı Trump ne de şu andaki başkan Biden senin kadar açık sözlü ve cesur olamadı!.. Artık yeni başkan adayı Kamala Harris’e de hiç mi hiç güvenmiyoruz. Her zaman dediğimiz gibi ABD’de başkanlar değişir ‘sistem’ değişmez.

Sen Netanyahu, bütün çirkefliğinle, bütün kahpeliğinle ve bütün iğrençliğinle her şeyi açık bir şekilde anlattın. Ama ne ABD yönetimi, ne ABD başkanı, ne de ABD istihbaratı senin kadar açık ve net bilgi vermedi. Ve savaş suçu işlediğin halde, yargılanmakta olduğun halde, hem de korkusuzca ABD’ye gelip bütün dünyaya meydan okudun! Sen ne yaptın biliyor musun?! Sen ABD’nin diğer yüzünü de ortaya çıkardın. Yani, senin ne mal olduğunu biliyoruz ama senin sayende ABD’nin ikiyüzlülüğünü de öğrenmiş olduk. Yani, ABD’nin merhametten, insanlıktan, özgürlükten, adaletten ve medeniyetten çok uzak olduğunu…

Televizyonda Netanyahu’nun konuşmasını izlerken fizik kimyamız, metabolizmamız, psikolojimiz bozuldu. Bir tek travma geçirmediğimiz kaldı. Filistin/Gazze’ye yönelik duygusal motivasyonumuz zirve yaparakken İsrail/Netanyahu’ya karşı olan öfkemizi zor tutuyorduk! Ve ancak lanet okuyabiliyorduk. Allah(cc)’ın, tüm Müslümanların ve tüm insanlığın laneti üzerine olsun ey İsrail, ey Netanyahu diyerek ancak ve ancak beddua ediyorduk.

Katil, soykırımcı ve cani Netanyahu’nun ABD Kongresi’ndeki konuşmasından çok iyi anlıyorduk ki artık barışa giden kapılar kapandı! Barış yol açacak umutlar da yok oldu. Artık Ortadoğu’da kan gövdeyi götürecek, artık 3. Dünya Savaşı’na doğru koşar adım gidiyoruz. Ve dünyanın bu hale gelmesinin en büyük sorumlusunun ABD ve İsrail olduğunu da artık çok iyi biliyoruz.

Meğer 7 Ekim’den bu yana demokrasi, özgürlük ve barış adı altında soykırıma gözyumulmuş. Hepsi anlaşmalı dövüşmüş. ABD’nin Filistin ve Gazze hakkında olumlu/pozitif düşünceleri de yalan ve asılsızmış. Nihayetinde ABD’nin bu yalanını Netanyahu patlatmış oldu. İsrail’in Filistin/Gazze üzerinde yapmış olduğu tüm katliamların ve soykırımın bir ortağının da ABD olduğunu artık çok iyi biliyoruz. Netanyahu bunu da aleni bir şekilde ifşa etti ya… Yok ABD İsrail’i uyarmış, ateşkes demiş, barış demiş, yoksa silah ve mühimmatı keserim demiş vs. vs… Hepsi, hepsi baştan sona yalanmış… 7 Ekim’den bu yana ABD büyük bir tiyatro gösterisi yapmış. ABD dünyaya ikiyüzlü davranmış. Aslında sağ gösterip sol vurmuş. Hep İsrail’in yanında olmuş.

NOT: Değerli okuyucularım, sıkılmadıysanız, yakın bir tarihte yazmış olduğum bugünlere ışık tutan birkaç yazımı da okuyabilirsiniz.

ABD ve İsrail Arasında Anlaşmalı Meydan Okuma !..

Haber-Yorum: Muhsin AKIL-(11 Nisan 2024 – Başkent Postası)

7 Ekim 2023’ten bu yana geçen 8 ay içinde İsrail’e her türlü silah/mühimmat desteği veren ABD’nin dünyadaki baskıların doğuracağı sonuçları göze alamayarak İsrail’e silah/mühimmat yardımını durduracağını açıklaması üzerine İsrail’in ABD’nin bu kararı karşısındaki tavrı/tutumu ve meydan okuması ne kadar inandırıcı olabilir?! ABD’de başlayıp dünyaya yayılan üniversite öğrencilerinin İsrail zulmünü kınayarak protesto etmeleri, İsveç’in Malmö şehrinde yapılacak olan Eurovision Şarkı Yarışması sırasında VRT televziyonunun kısa bir süre ara vererek İsrail’in insan haklarını ihlal ettiğini kınaması ve Gazze saldırılarını protesto etmesi artık dünyada hiçbir şeyin eksisi gibi olmayacağını gösteriyordu.

ABD’nin İsrail’e silah yardımlarını durduracağı açıklaması üzerine İsrail büyük bir endişe ve korkuya kapıldı. Hatta ABD’yi aleni ve dolaylı yollardan tehdit etti.

İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Refah’a operasyona onay vermediği takdirde ateşkesi ve esir takasını kabul etmeyeceğini açıklaması ABD’yi bir hayli öfkelendirdi. Ve böylece ABD ve İsrail arasında it dalaşı veya kedi-köpek kavgası başlamış oldu. Bu kavga ne kadar gerçekti?! Yoksa ABD ve İsrail arasında anlaşmalı bir meydan okuma mıydı?! Bunu zaman içinde göreceğiz.

Nihayetinde İsrail’in Refah’a gireceğini açıklaması ABD’yi son derece rahatsız etti. Oysaki ABD , İsrail’in Refah’a girmesini istemiyordu. ABD Başkanı Biden, Refah’a girilmesi halinde İsrail’e silah yardımını durduracağı yönündeki beyanı da İsrail’i küplere bindirmişti. İsrail yönetimi, ABD’nin bu kararı karşısında hayal kırıklığına uğradıklarını açıkladı. Hatta İsrail aba altından sopa göstererek ABD’yi tehdit etti. Gerçi iki ülke arasındaki bu tür dalaşmanın inandırıcılığı da ayrıca tartışılabilir. ABD, adı üstünde “yüksek kapasiteli mühimmat sevkiyatını durdurduk” demişti!

İsrail-Filistin/Hamas savaşının başladığı 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e milyarlarca dolar güvenlik yardımı yapan ve İsrail’in güvenliği karşısında son derece hassas olan ABD’nin şu anda İsrail karşısında bocalaması, ne yapacağını şaşırması ve ağır savaş mühimmatlarını durduracağını açıklaması bir şeylerin ters gittiğinin apaçık göstergesiydi.

ABD’nin böylesi bir durum karşısında paniklemesinin insanı duyarlılığından kaynaklanmadığını çok iyi biliyoruz. Bu panikleme, korku ve telaşın altında da vardı bir kurnazlık!..

Her gün bombalar altında yüzlerce Filistinli çocuk, kadın, erkek ölürken ABD’nin masum sivillerin güvenliğinden bahsetmesi ne kadar inandırıcı olabilirdi. ABD Başkanı J. Biden’ın aylar sonra gönderdikleri bombaların sivillerin öldürülmesinde kullanıldığını ifade etmesi ve artık masum sivillerin öldürülmesini görmek istemediklerini ve bu nedenle de İsrail’in Refah’a girmesi halinde silah göndermeyecekleri bir açıklamasındaki samimiyetten hala şüphemiz var! Bu konuda ABD’nin samimi olduğuna hiç inanmıyoruz. Çünkü İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerine bomba yağdırırken ABD İsrail’e her türlü ağır mühimmat desteği vermeye devam ediyordu. İsrail bombaları altında binlerce masum Filistinlinin hayatını kaybetmesinde ABD’nin hiç mi payı yoktu?! Açıkça diyoruz ki ABD de İsrail’in suç ortağıdır. Akan kanda ve yapılan zulümde ABD’nin de parmağı vardır.

ABD’yi İsrail Mi Yönetiyor(?), Yahudi Dindarlar ve Siyonist Yahudiler(!) ve Yeni Dünya Savaşı!..

Haber-Yorum: Muhsin AKIL-.(30 Mayıs 2024-Başkent Postası)

ABD’nin Gerçek Yüzü Ortaya Çıktı: Meğer ABD’yi İsrail Yönetiyormuş!.. Yahudi Dindarlar ve Siyonist Yahudiler! Yahudi Dindarlar İsrail Zulmüne, Vahşetine ve Soykırımına Karşı Çıkarak Filistin’e Destek veriyorlar. Siyonizm’e Göre İsrail, Filistin/Gazze İle Kalmayacak Savaşı Bölgeye Yayacak… Önce Bölgesel Savaş Sonra Yeni Bir Dünya Savaşı !..

İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerinde 7 Ekim’de başlayan zulmü, vahşeti ve soykırımı 8 ay geçmesine rağmen hala devam ediyor. En son Refah’a sığınan Filistinliler üzerine bomba yağdırması katliamın boyutunu aleni bir şekilde gösteriyor. İsrail’e kimse ‘dur’ diyemiyor! Ülkelerin ve uluslararası kuruluşların kınamaları, protesto etmeleri ve uyarmaları bile İsrail’in umurunda değildi. Hatta ve hatta Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanması da bir sonuç getirmedi. İşte bu acı gerçeklerin perde arkasını kurcalayarak neden bu savaşın devam ettiğini irdelemeye çalışacağız.

7 Ekim 2023’te İsrail ve Filistin/Hamas arasında başlayan savaşın bölgeyi ve dünyayı nasıl etkilediğini ve 8 ay boyunca bu savaşın neden durdurulamadığını üzerine mercek tutarak bazı tarihi gerçekler ışığında ileride neler olabileceği üzerinde duracağız. Ayrıca İsrail’in bu savaşı sadece Filistin/Gazze ile bırakmayacağını bölgeye yayarak (aynen İsrail bayrağındaki mavi çizgileri içine alan Nil’den Fırat’a) Vaat Edilmiş toprakları da içine alacak şekilde bölgeye yayacağını belirtmek istiyoruz. Büyük İsrail hayali Türkiye, Irak, Suriye, Ürdün ve Lübnan topraklarını da içine almaktadır. O yüzden bu savaş sadece Filistin toprakları üzerinde olmayacak tüm bölgeye yayılacak.

Bugüne kadar süper güç olarak bilinen ABD’nin gerçek yüzüne de ışık tutacağız! Yani, ABD’yi yöneten gücün Siyonist Yahudi Lobileri olduğuna değineceğiz. İsrail ve Filistin/Hamas arasında 8 aydır devam eden savaş ile ilgili Yahudi Dindarlar ile Siyonist Yahudilerin aynı şekilde düşünmediğini, Yahudi dindarların Filistin’e destek verdikleri ve İsrail devletine karşı oldukları üzerinde duracağız. Son olarak da 2011 yayınlamış olduğum “Şer Üçgeni” kitabımdan bazı alıntılar yaparak Siyonizm’e göre İsrail’in Filistin/Gazze ile kalmayacağını savaşı bölgeye yayacağından bahsedeceğiz. Hatta İsrail ve Filistin/Hamas arasındaki savaşın 3. Dünya Savaşı’na sebep olabileceğini de tarihe not düşeceğiz.

Son aylarda yapmış olduğumuz uluslararası araştırmalar ve edindiğimiz istihbarat bilgileri şu anda dünyanın diken üzerinde olduğunu gösteriyor! Bütün ülkeler teyakkuzda! Gerek ülkelerin silah üretimine yoğunlaşması ve gerekse uluslararası silah ticaretindeki hızlılık büyük bir savaşın başlayacağının ön sinyallerini veriyor. Zaten Ukrayna-Rusya Savaşı ve Çin-Tayvan gerilimi devam ediyor. Ortadoğu kaynıyor! İsrail ve Filistin/Hamas Savaşı üzerinden ABD ve İsrail’i destekleyenler ve Filistin’e destek verenler olmak üzere dünya iki kutba bölündü.

İsrail yapılan bütün uyarıları dikkate almaması, Uluslararası Adalet Divanı umursamaması, Uluslararası Ceza Mahkemesini hiçe sayması yolun sonuna gelindiğini apaçık gösteriyor. Aynı şekilde İsrail’e her türlü silah, mühimmat ve para desteği veren ABD başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri de İsrail’e yönelik hiçbir yaptırıma yanaşmıyorlar. Hala İsrail’e destek veremeye devam ederek barışa giden bütün yolları tıkadılar. Ve yolun sonu göründü… Artık geriye bir tek yol kaldı o da SAVAŞ! Bu da 3. Dünya Savaşı demek… Kısaca iki kutba ayrılan dünyayı BÜYÜK bir SAVAŞ bekliyor. Bu savaşın tarihi de yakın! 2025 yılında dünya cehenneme dönebilir! Türkiye’nin de içinde olduğu Filistin’e destek verenler ile İsrail’e destek verenler arasında bölgesel ve küresel bir Dünya Savaşı’ndan bahsediyoruz.

ABD’NİN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI: Meğer ABD’yi İsrail Yönetiyormuş!..

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşların üzerinde Yahudi lobilerinin büyük bir hakimiyeti var. Zaten 76 yıl önce Filistin toprakları üzerinde İsrail devletini kurdurtanlar da onlardır. Amaçları ‘Büyük İsrail’ hayali! Ortadoğu’da vaat edilmiş topraklar üzerinde Yahudi ideolojisinin Büyük İsrail Devleti’ne dönüşmesinin yolu Filistin’in topyekün işgal edilmesinden geçiyordu. Bugün Filistin’deki İsrail zulmü, vahşeti ve soykırımı karşısında hiçbir şey yapılamaması bu yüzdendir. İsrail, 7 Ekim’de eline geçirmiş olduğu fırsatı çok iyi kullanıyor. O yüzden Gezze Şeridi’ndeki tüm Filistinlileri de silip-süpürmek ve yok etmek istiyor. Hitler’den sonra dünya tarihinde en büyük katliam, vahşet ve soykırımı gerçekleştiren İsrail’i durduracak hiçbir güç çıkmadı.

İsrail’e en büyük desteği veren ABD bile ikiyüzlü/riyakarca bir tutum/tavır sergileyerek gerçek yüzünü gösterdi! ABD ve İsrail arasındaki kopmaz bağ, birliktelik/işbirliği hep merak edildi. Sanki ABD İsrail’i yönetiyor gibi bir algı vardı. Ta ki 7 Ekim 2023’e kadar, ta ki 2024 yılına kadar! Nihayetinde ABD’nin maskesi 2024 yılında düşmüş oldu. İsrail ve Filistin/Hamas arasındaki savaşta ABD’nin İsrail’e sınırsız destek vermesinin de perde arkası aralandı! Bütün dünya İsrail’in Filistin/Gazze’deki zulmüne, vahşetine ve soykırımına ateş püskürürken ABD’nin her türlü desteğini İsrail’e vermeye devam etmesi her şeyi izah ediyordu.

Meğerki ABD İsrail’i değil, İsrail ABD’yi yönetiyormuş! Çünkü Siyonist Yahudilerin ABD’deki gücünün büyüklüğü 7 Ekim’de başlayan İsrail ve Filistin/Hamas arasındaki savaşta ortaya çıktı. Çünkü dünyadaki hiçbir güç ABD’ye ‘DUR’ diyemedi. Hiçbir güç İsrail’i durduramadı. İslam dünyası, Uluslararası kuruluşlar ve uluslararası mahkemeler bile İsrail’i durdurmak için güç yetiremedi. İsrail zulmü, vahşeti ve soykırımı ancak kınandı ve protesto edildi. Zaten şu anda uluslararası mahkemede yargılanıyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) 193 üyesinden 139 Filistin’i devlet olarak tanımasına rağmen… Şu anda İspanya, Norveç ve İrlanda’nın Filistin’i devlet olarak tanımasına rağmen… Birçok ülkenin Filistin’i devlet olarak tanıyacağını açıklamasına rağmen… Rusya ve Çin’in Filistin’e desteğini ifade etmesine rağmen… Bütün bunlara rağmen bile İsrail hala Filistin/Gazze üzerinde zulmünü, vahşetini ve soykırımını devam ettiriyor…

 YAHUDİLER DİNDARLAR ve SİYONİST YAHUDİLER…

Yahudi dindarlar ile Siyonist Yahudileri birbirinden ayırmak gerekiyor. Gerek İsrail’de ve gerekse dünyanın birçok yerindeki Yahudi dindarlar İsrail zulmü, vahşeti ve soykırımını protesto ederek İsrail’e ateş püskürüyorlar. Siyonist Yahudiler ise tam aksine Filistin toprakları üzerindeki bütün Filistinlilerin öldürülmesini istiyorlar. Örnek verecek olursak birisi Yahudi dindar diğeri Yahudi Siyonist iki Haham’ın farklı düşünceleri bahsettiğimiz hususu çok iyi izah ediyor.

İsrail’de aşırı sağcı Siyonist Yahudi Haham Eliyahu Mali “Aynı şey, bugün bir bebek, yarın bir savaşçı. Bugünün teröristleri, daha önce yaşamalarına izin verdiğiniz çocuklardır. Teröristleri yaratanlar aslında kadınlardır. Gazze’deki herkesi öldürün” derken ABD’nin New York eyaletinden yaşayan gerçek Yahudi Ortodoks dindar Haham Dovid Feldman, “Yahudilik bir dindir, sadece bir din, siyaset içermez. Buna karşılık Siyonizm tamamen siyasi bir harekettir, milliyetçilikle ilgilidir ve Yahudi dinini temsil etmez. Ne yazık ki insanlar bu ikisinin aynı olduğunu ve tüm Yahudilerin İsrail’i desteklediğini düşünüyorlar ancak durum böyle değil. Biz Filistin’e yapılan her şeyin yanlış olduğunu söylüyoruz. Bütün bu suçlar, öldürmeler, çalmalar, baskılar ve en başından beri bütün bir halka uygulanıyor. Bu sadece bugün, son iki ayda gördüğümüz bir soykırım değil. En başından beri Filistin’in işgal edilmesi de yanlıştır, bu bir suçtur. Tevrat işlenen tüm bu suçları yasaklamaktadır. İşgalin olmadığı, baskının olmadığı, tüm yerli halka tüm haklarının iade edildiği tek devletli bir çözüm” dedi.

Yahudi dindar Dovid Feldman, hem Müslümanların hem Hıristiyanların ve hem de Yahudilerin Filistin’in yerli nüfusunun bir parçası olduğunu, Siyonizm hareketinin Yahudi halkını temsil etmediğini vurgulayarak “Netanyahu seküler birisi, siyonizm hareketi seküler bir hareket, bunlar takip etmeyi reddettikleri ve yasaklanmış oldun suçları haklı çıkarmak için dini kötüye kullanıyor” diyerek gerçek Yahudi dindarların adeta sesi oldu.

Merkezi ABD’de olan Ortodoks dindar Yahudilerden oluşan Neturei Karta International kuruluşu bildiri yayınlayarak İsrail’in 70 yıldır katliam ve zulüm yaptığını Siyonizm’in icadı ve İsrail devletinin kurulması ile Filistinliler ve Yahudiler arasındaki barış ve huzuru bozulduğunu, İsrail devleti yerine, kutsal topraklarda hükümran olacak olan bir Filistin devletinin yönetimi altında çok daha güvenli bir ortam içinde yaşayacaklarına inandıklarını ifade ettiler.

Gerçek Yahudiler, öldürmenin, çalmanın, başkasının toprağını gasp etmenin, başka bir halk üzerinde tahakküm kurmanın Yahudi dininde yasak olduğunu, İsrail devletinin Yahudi Devleti olmadığını ve hiçbir zamanda olamayacağını ifade ederek “İsrail devleti dünya Yahudiliğini veya Kutsal Tevrat’ı, yani Yahudi dinini, temsil edemez, etmemektedir. Bunlar dünya Yahudileri veya Kutsal Topraklarda yaşayan Yahudi toplulukları adına hiçbir şekilde konuşamazlar. İsrail devleti yasa dışıdır, sabıkalıdır, Allah’a bir isyandır ve Yahudi dininin ihlali niteliğindedir. İsrail devletinin kuruluşu Nekbe’dir, Filistin halkı için bir felakettir ve Yahudi halkı için bir faciadır.”

İsrail, dünyadaki tüm Yahudileri temsil etmemektedir. Siyonist Yahudilerin kurduğu bir devlettir. Yukarıda da izah ettiğimiz gibi gerçek Yahudiler her zaman Siyonist İsrail Yahudilerine ve kurmuş oldukları İsrail devletine karşı çıkmışlardır. Ve hala da karşı çıkıyorlar…

İSRAİL, FİLİSTİN/GAZZE İLE DURMAYACAK SAVAŞI BÖLGEYE YAYACAK. TA Kİ VAAT EDİLMİŞ TOPRAK ÜZERİNDE BÜYÜK İSRAİL DEVLİTİNİ KURUNCAYA KADAR!..

2011 yılında yayınladığım “Şer Üçgeni” kitabımda ABD ve İsrail’in gerçek yüzün ifşa ederek İsrail ve Yahudilerden bahsederken bazı tespitlerde bulunmuştum. Aşağıda okuyacağınız bu tespitlerime göre Siyonizm’e göre İsrail, Filistin/Gazze savaşı ile durmayacak savaşı bölgeye yayacak. Ta ki Vaat Edilmiş Topraklar üzerinde hakimiyet kuruncaya kadar. Ta ki Büyük İsrail hayalini gerçekleştirinceye kadar…

“Dünyanın birçok yerinde dağınık bir şekilde yaşayan Yahudileri biraraya getirmek/(toplamak) ve Vaat edilen Topraklar üzerinde çok güçlü bir Yahudi Devleti kurmak için geçtiğimiz yüzyıl içinde yoğun bir lobi faaliyeti yürüttüler. İlk hedefleri önce toprak sonra devlet ve daha sonra da dünya hakimiyetini ele geçirmekti amaçları. Siyonist Yahudiler millet olarak kendilerini dünyanın efendileri ve Tanrı katında özel/seçilmiş bir kavim olarak görüyorlar. Siyonist Yahudilere göre yeryüzünde Yahudi olmayan bütün milletler, kavimler ve topluluklar da birer hizmetçi… Böyle bir inançla amaçlarını gerçekleştirmek isteyen Siyonist Yahudiler dünyanın her yerinde karınca gibi lobi faaliyeti yürütüyorlar.” (Şer Üçgeni’nden Alıntılar)

“Ne zamanki Theodore Herzl gibi biri çıkıp da Yahudi inancını ‘doktrin’ haline getirdi işte o zaman SİYONİZM doğdu. Yani, Yahudilerin de bir ideolojisi oldu. Yahudi Theodore Herlz bu doktrini sistemli bir şekilde İDEOLOJİ haline getiren ‘Yahudi Devleti’ kitabını yazdı. O günden sonra geleneksel Yahudi inancı doktrine/sisteme dönüştü. Theodore Herzl’in esin kaynağı Kapitalizm’dir. Kapitalist sistem anlayışı Siyonizm’i doğurmuştur. Siyonizm maneviyata değil maddiyata önem vermiştir. Theodore Herzl Yahudilerin toprağa ve devlete ihtiyacı olduğunu ve bu uğurda mücadele edilmesi gerektiğini bütün dünya Yahudilerine ilan etti. Yahudilik inanç/din ekseninden kapitalist bir zihniyete dönüştü. Komünizm/Sosyalizm ile Kapitalizm arasındaki köprü maddeciliktir. Her iki sistemin temelinde maddecilik vardır. Her iki sistem kardeştir! Tüp bebek yöntemi ile yeni bir doğum: Siyonizm. Ve üçüncü bir kardeş! Kapitalizm, Komünizm ve Siyonizm…” (Şer Üçgeni’nden Alıntılar)

“ABD’nin çıkarları doğrultusunda olan her hareket olumlu karşılanır! Çünkü, İsrail’in Ortadoğu’da güçlenmesi demek ileride kurulacak olan Yeni Dünya Düzeni’nin temellerinin atılması demektir. Bu da ABD’nin işine çok yarayacaktır. Yeni Dünya Düzeni’nin organizatörü ABD’dir. ABD ve İsrail arasındaki manevi bağ ortak çıkarlardan kaynaklanmaktadır. İşte bu yüzden İsrail’in Filistin halkı üzerinde baskı ve şiddet uygulayarak zulüm yapmasına ABD niçin seyirci kalıyor?! Herhangi bir yaptırıma gitmiyor ve İsrail’e göz yumuyor?! Barış ve özgürlükten bahseden ABD, ‘Barış’ ve ‘Özgürlük’ adıyla Afganistan’a ve Irak’a saldırmasını bilirken neden İsrail’in Filistin zulmüne seyirci kaldığı alenen daha iyi anlaşılmakta artık. ABD, İsrail’in Ortadoğu’da yapacağı her şeye göz yummak zorundadır! Örtüşen değerlerin ABD ve İsrail arasındaki ‘ortak paydalar’ oluşturması her nedense dikkat çekmiyor! Bu nedenle İsrail, Ortadoğu’da istediği gibi at koşturmakta. Bu duruma, birçok dünya ülkesi kınamaktan ve protesto etmekten başka hiçbir şey yapamıyordu. ABD’nin Irak’ı işgal ettiği günlerde, ne İsrail’in zulmü görülebiliyordu ne de Filistin halkının acı feryadı işitilebiliyordu…” (Şer Üçgeni, SH 77, 78)

Siyonist Yahudi düşüncesine göre Yahudiler kendilerini Tanrı katında özel/seçilmiş bir kavim olarak ve yeryüzünde yaşayan diğer tüm milletleri, kavimleri ve toplulukları da hizmetçi olarak görüyorlar. O yüzden Vaat Edilmiş Topraklar üzerinde kendi devletlerini kurmak istediler. Bu istekleri Theodore Herzl ile önce ideolojik düşünceye dönüştü sonra da İsrail devletine. İsrail devleti, Filistin toprakları üzerinde kan ve zulümle kuruldu. Bu kan, bu zülüm, bu vahşet ve bu soykırım devam edecek. İsrail Filistinlileri Filistin’den silip-süpürmekte veya yok etmekte kararlı. O yüzden vahşi ve acımasız bir katliam sergiliyor. Siyonist Yahudiler Büyük İsrail Devleti’ni kuruncaya kadar da bu savaşı devam ettirecekler. Siyonist Yahudi düşüncesine(Siyonizm) göre çok iyi anlıyoruz ki İsrail, bu savaşı sadece Filistin/Gazze ile bırakmayacak aynı zamanda bölgeye yayacak. Ta ki Vaat Edilmiş Topraklar üzerinde hakimiyet kuruncaya kadar, t ki Büyük İsrail hayalini gerçekleştirinceye kadar bu savaşı sürdürmeye kararlı.

Fakat İsrail’in ve dünyadaki tüm Siyonist Yahudilerin bilmediği bir gerçek var o da mutlaka bir gün Hak gelecek ve Batıl zail olacak. Mutlaka ve mutlaka İsrail ve ona destek verenlerin akıbeti çok kötü olacak! Ve mutlaka dünyadaki (dini, dili, ırkı ve inancı ne olursa olsun) tüm mazlum ve mağdurlar, zulme, haksızlığa uğramış olanlar zafere ulaşacak. Zafer doğruya/Hakka inananların olacak. Ve çok iyi biliyoruz ki İsrail ve Siyonist Yahudilerin yok oluşunu göreceğiz. Bizler göremesek bizden sonraki nesiller mutlaka ve mutlaka görecek… Aynı şekilde İsrail’e (Siyonist Yahudilere) en büyük desteği veren ABD’nin de nasıl parçalanıp yok olduğuna şahit olacaklar…(30 Mayıs 2024-Başkent Postası)