Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. Dr. Sabri Eyigün

Aile sırlarını paylaşmak evliliğe büyük zarar veriyor

Eşler arasında yaşanan sorunlar, konu ne olursa olsun, evlilik mahremiyetine girer. Bundan dolayı da mutlaka korunması gerekir. Çünkü evlilik mahremiyetini korumak aynı zamanda evliliği korumak anlamına geldiği gibi, karı-koca olarak birbirinin ve çocuklarının da hukukunu korumak anlamına gelmektedir. Oysaki bugün karı-koca arasında yaşanan en küçük sorundan en mahrem konulara kadar aile ve arkadaşlar arasında konuşulduğu yetmezmiş gibi, TV programları aracılığıyla da tüm ülkeye anlatılmaktadır.
Anlatan kişi, her ne kadar bir derdini dile getirip çare arıyor ise de aslında yaptığı bir anlamda kendisini haklı çıkarma ve karşı tarafı değersizleştirme çabasıdır.  Çok az ihtimalle kısa vadede çözüm bulsa bile uzun vadede, aslında evlilik huzurunu kendi elleriyle yıktığının farkında değildir.
Peki, eşler hiç mi sorunlarını başkalarına anlatmayacaklar?
Tabi ki anlatacaklar. Ancak bunun da sınırı bellidir. Evlilik birliğini sarsacak, huzur ve mutluluklarına ciddi zarar verecek bir konu, çözüm bulunması amacıyla aile danışmanına/ terapistine yada aile içinde tecrübeli, aklı selim kişilere anlatılmalıdır.  Görüldüğü gibi burada anlatılacak sorun hem ciddi bir sorun olmalı hem de anlatılan kişiler, bu sorunu çözebilecek yetkinlikte olmalıdır. Yoksa öylesine dertleşmek amacıyla aile sırları hiç kimseye anlatılmamalıdır.
Bunun dışında, hangi amaçla olursa olsun, evlilik sorunlarını, aile sırlarını bir başkasıyla paylaşmak aile mahremiyetine, evlilik ilişkisine ve eşlerin kişiliklerine zarar verir.
Çünkü her insanın artıları ve eksileri, olumlu veya olumsuz kişilik özellikleri, zayıflıkları vardır. Dışarıda eş aleyhinde konuşulduğu zaman, ister istemez onun zayıf yönleri, kusurları, hatta günahları da dile geliyor.  Oysaki eşlerin bir görevi de birbirinin kusurunu örtmektir, onurunu, kişiliğini korumaktır.
En önemlisi  hiçbir eş dışarıda eleştirildiğini duyduğu zaman düzelmeyeceği  gibi, aksine  eşine karşı  daha da olumsuz duygular beslemeye  ve o da karşı tarafı  eleştirmeye başlar. Bu çerçevede aile ve akraba çevresine eşinin mahrem yaşantısını veya zayıflıklarını anlatmak, dedikodusunu yapmak demek, aslında bir eşi kazanmak değil, bütün bütün kaybetmektir.
Oysaki kişilerin en çok hoşuna giden şey, eşlerinin akraba ve arkadaş çevresinde  kendilerini takdir ettiğini duymalarıdır.  Olumlu davranışlarını takdir ve teşekkür duygularıyla dile getirdiklerinin kulaklarına gelmesidir. 
Bunun dışında eşin eleştirildiği kişiler,  bugün itibarıyla yakın dost olabilir. Oysaki belli bir zaman sonra hasım da olup konuşulan şeyleri aleyhte kullanabilirler.  Veya eleştirilen eşe karşı saygı duymaz, önem vermez ve onu dışlayabilirler. Bunun ise evliliğe, aileye hiçbir katkısı olmaz. Çocukların anne-babalarının evlilik sırlarını  başkalarının ağzından duymaları ise, onları ebeveynlerine karşı güven kaybına, evliliğe karşı mesafeli olmaya iter.
Bunların yanında ikili ilişkilerde, ister karı-koca ilişkisi olsun, isterse de akraba, komşu veya patron-işçi ilişkisi olsun,  yaşanan sorunlar, tek taraflı değil. Her iki tarafın da  ortaya çıkan  sorunda az çok bir katkısı var. Dolayısıyla eşini bir başkasına eleştiren kişi, aynı zamanda kendi geçimsizliğini, kişilik ve karakter zayıflıklarını da ifşa etmiş oluyor.
Ayrıca karı-koca, yaşadıkları bazı sorunları, dışarıya anlatmadıkları sürece kendi aralarında çözebilirler, birbirlerini affedebilirler.  Oysaki bir sorun aileye veya arkadaşlara, medyaya yansıdıktan sonra artık çözüm onların elinden çıkmıştır.
Unutmayın eşinizin olumsuz davranışlarını başkalarına eleştirerek, aleyhte konuşarak asla değiştiremezsiniz. Ama küçük de olsa iyi özelliklerini ve davranışlarını anlatırsanız onları daha da çoğaltabilirsiniz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER