Seçim:
*
Dokunmak…
Görmek, duymak ardından aldığını dillendirmek…
Ve…
Başka partilere oy verenlerin oyunu alabilmektir…
Ki…
Zaten ana amaç da budur…
*
Kardeşliğin yolunu kapatmak, kutuplaşmayı körüklemek değildir seçim…
Olmamalıdır…
*
Bu minvalde,
5 yıl önce bir yazı yazmıştım…
Bugün ufak tefek değişiklilere uğrayıp anonim olmuş, sosyal medyada paylaşılıyor…
Şöyle başlıyordu:
AK Partili esnafsın; işin çıktı, yan komşun CHP’li, bu arkadaşına anahtarı bırakıp gidersin.
CHP’lisin; Gece saat 0.3’te çocuğun hastalandı, partinin aramazsın, üst kattaki arabası olan AK Partili komşunun zilini çalarsın, CHP il teşkilatına haber vermek aklına bile gelmez.
Düğünün var; takı takmaya gelen parti genel başkanları değil, değişik partilere oy vermiş mahallendeki komşularındır…”
*
Şeklinde devam edip gidiyordu…
*
Biz yazıdaki bu mahalle kültürünü de yitirmeye başladık…
*
Dün, komşumuzun nereli olduğunu sorarken…
Bugün hangi partiye oy verdiğiyle ilgileniyoruz…
*
Neyse…
*
Ankara’ya dönelim…
*
Seçimde en fazla hatanın yapıldığı il Ankara idi…
*
Cumhurbaşkanımızın da
AK Parti Genel Merkezi’nin de
ortak yanlışları vardı…
*
Önce Erdoğan’a bakalım:
Kendisine gelen bilgiler doğrultusunda,
Mansur Yavaş’a yüklendi…
“Sahte senetle iş gören…” diye başlayıp,
“Bu adam seçilirse ne olacağı belli değil”
“Vergi kaçakçısı” gibi ifadelerle biten konuşmalar yaptı…
*
Ak Parti Genel Merkezi de farklı değildi:
*
SKM’de iki ayrı ekip kuruldu…
Biri Özhaseki’nin projelerini tanıtacak…
Diğeri ise, Yavaş’ın sahte senet işi yapan, vergi kaçıran, PKK ile işbirliği içinde biri olduğunu anlatacaktı.
*
İşin ilginci, ikinci gruba bütçeden önemli paralar ayrıldı…
*
Sonra?
*
Sonra…
Mansur Yavaş kendisine yöneltilen iddiaları oya çevirmesini bildi…
Sakin duruşu ve kavgaya kaçmayan zekice bir tavır sergiledi…
*
Çok kez ifade ettim:
*
Milletimiz artık bağıran çağıran lider istemiyor.
Sakin, ortamı germeyen kavga etmeyen isimler arıyor…
*
Mesela;
Meral Akşener sahaya çıktığında bağırıp çağırmak yerine,
Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu gibi konuşsaydı…
Belki de şimdi ana muhalefetti…
Olmadı…
Sesi çok çıktı, rahatsızlık verdi…
*
Özhaseki ise ilk şunu demişti,
“ben Gökçek gibi değilim, kavga etmem”
Ama…
Her gittiği yerde,
“ vergi kaçakçısının… O senet var ya işte o senet ! ” dedi…
*
Ülkemde yüz binlerce kişi alacağını tahsil edemediğinden;
Ya kavga ediyor,
ya iki çakal bulup mekan basıyor,
ya da telefon edip, “seni öldürürüm, rezil ederim, şikayet ederim” diyerek parasını kurtarmaya çalışıyor.
*
Mansur Yavaş da “paramı ver, seni rezil ederim, şikayet ederim ! ” demiş…
Yanlış ya da doğru, hak etti ya da etmedi onu bilemem…
Ama hayatın akışını göremeyenlere “günaydın” diyebilirim…
*
Bir ortamda Özhaseki’nin konuşma sunumunu yapan kişiyle tanıştım…
”Başkan bu senet olayını her yerde söylüyor. Halkta bir karşılığı yok. Seçimi kazanmak istiyorsa senet söylemini bıraksın “ dedim…
O’da bana,
“ senet olayı doğru ve başkan da doğru olanı yapıyor” dedi…
Ben de,
“o zaman siz doğru olanı yapmaya devam edin(!) ” dedim…
*
Konuyu dağıtmadan bitireyim:
*
Ankara’da tek bir kişi bile Mehmet Özhaseki ismine sıcak bakmadığı halde,
Israrla bu kişi aday gösterildi…
Koltuk ve makam endişesinden olacak ki
AK Partili birkaç kişi hariç kimse itiraz etmedi, edemedi…
*
Ve…
Ve sonuç:
Halk İlçelerde AK Parti…
Büyükşehir’de Mansur Yavaş dedi.
*
Peki ders çıkarılacak mı?
Hayır…
*
Slogan devam edecek:
*
DURMAK YOK…
Hataları görüp düzelttirmek yok…
Patlıcan yalakalarıyla YOLA DEVAM var.
*
Sağlıcakla kalın…
YORUMLAR