Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2022 yılı için dün açıklanan asgari ücretle neler yapılabileceğini açıkladı. Bakan Nebati’ye göre bu asgari ücretle 62 kilo dana eti alabilecekmişiz.
Açıklanan rakam 4250 TL. Bunu 62’ye bölerseniz dana etinin kilosu 68,5 liraya geliyor.
Çarşı pazara, alışverişe kendin çıkmazsan bilemezsin gerçek fiyatları. Zira meselâ İstanbul’da o rakamın on lira fazlası dana etinin kilosu ve yarını ise meçhul. Zira dolar dün 15 lira idi bugün 16, ihtimal yarın 17 olur.
Sayın Maliye Bakanı hesaptan anlamıyor demek istemiyorum. Demek istediğim başka… Asgari ücret gerçekten de iyi arttırıldı. Belli ki gariban fahiş fiyatların altında isyan etmesin diye düşünüldü.
Fakat yine de evdeki (Maliyedeki) hesapla çarşıdaki hesap tutmuyor. Çünkü o asgari ücretle (yalnızca) et veya kıyma alınmıyor sayın bakan.
Madde madde yazsam ayıp mı olur?
Ev kirası: (İstanbul’da) en az 3000 TL.
Mutfak: Ayda 2 kilo dana eti alınsa (2×80=160 TL) kahvaltılık peynir zeytin (ayda birer kilo tüketilse, 70+60=130 TL) ve yemeklik sebzelerle (asgari ayda 200 TL diyelim) yalnızca bu kadarı eder 490 TL. Günde iki ekmek (halk ekmekten) yenilse, yaklaşık ayda 100 lira da ekmek parası
Elektrik, Su, Doğalgaz gibi demirbaş giderler, okul masrafları ve giyecek gibi ihtiyaçların tamamı için elinizde 4250-590 = 660 lira kalıyor.
İmdi yukarıdaki rakamların ışığında bile baksanız asgari ücretlinin ne kadar asgari şartlara mahkûm olduğunu anlarsınız.
Pekâlâ sayın bakan anlamamış mıdır? Bu kadar mı kopuktur gerçek hayattan? Hayır. Üstelik onlar bizim bildiklerimizden fazlasını biliyorlar.
Çözüme yanlış baktıkları için asgari ücretle iş biter sandılar hepsi bu.
Çözüm üretimi, binaen’aleyh istihdamı arttırmaktır sayın bakan.
Üretim sayesindedir ki, ülkelerin satacak malları olur. Aracı tüccar olarak da ticaret yaparsınız ama bu size uzun vadeli ve gerçekçi bir istikbâl sağlamaz, ekonominiz illâ ki dibe vurur.
Elin adamı spekülasyonlarla dolarını, eurosunu yükseltir, sizi yerden yere vurur, inim inim inletir.
Hem neden biz bu kur işinde bu denli müteessir oluyoruz da elâlem olmuyor? Zira onların sanayii gelişmiş; otomobil, uçak, elektronik eşyalar üretiyor ve fahiş fiyatlarla bizim gibilere satıyor, keyfini sürüyorlar.
Biz dünyanın tarım ambarı olacak arazilere ve imkânlara sahipken ekmeklik buğdayımızı dahi ithal ediyoruz.
Asgari ücretin 10.000 TL olsa ne yazar?
Asgari ücretle kaç kilo dana eti alınır hesabı yapmak yerine…
Azami ücret vatandaşa nasıl verilebilir hesabı yapılsa ya.
Neden yapılmıyor? Yoksa Türkiyeliler buna layık insànlar değiller mi?
Ben sana bir şey söyleyim mi muhterem okur. Zurnanın zırt dediği yer tam da burası aslında.
İş bu raddeye gelmeden “Ben buna layık değilim, ey devleti yönetenler, ey seçtiklerim ben size «insànı yaşat ki devlet yaşasın» dediğiniz için rey verdim…” diyebilseydik, meşru yollardan hakkımızı arayabilseydik şimdiye çoktan her şey düzelmiş olurdu.
Biz bunları yapmak yerine ya holiganlık yaptık ya da uysal koyun olduk.
Devlet hepimizin onu elbette koruyacağız. Lâkin onu korumanın bir yolu da uyarmaktır.
Uysal koyun olursak bizi dost suretindekiler de harbi düşmanlar da güder. Hakkımızı savunuyormuş gibi yapar, bizi kullanırlar.
Gezi türü yıkımlara sürüklerler. Yaşamadık mı? 17.12.2021
YORUMLAR