Yıllar yıllar önce (1950’lerde) hırsızın biri Reyhaniye Müftüsü’nün keçisini bahçesinden çalmıştı. Cumhuriyet Gazetesi hadiseyi “Müftü keçi çaldı” diye vermiş, merhum Osman Yüksel Serdengeçti sayesinde hadisenin aslı ortaya çıkarılmış, müftü efendi aklanmıştı…
Lâkin gazeteye (mahkemece) gönderilen tekzip yayınlanmamıştı. Yàni gazete çamur atmış, izi kalsın istemişti…
İz kaldı mı peki? Siz “yok artık” deseniz de kaldı. O güne kadar müftülere büyük saygı duyan halkımız artık eskisi kadar saygı duymayacaktı.
Gayeleri de buydu zaten… Baksanıza müftüleri aşmış, doğrudan Diyanet İşleri Başkanına yapıyorlar aynı namussuzlukları.
Pekâlâ bu müfteriler, bu Allah’tan korkmazlar bütün bu iftiraları atarken, yalan haberleri yaparken hangi hâletirûhiye içindedirler dersiniz?
Bunların alayı pislik insàncıklardır, ruhları kir içindedir, yaptıkları ahlâka mugayir işler çaresizlikten, mertliklerinin olmayışından, rakibe duyulan korkudan hasıl olan bir hâletirûhiyedir.
İBB Ekrem İmamoğlu, seçimi kazandığı günden buyana bir tek hayırlı işe elini atamamış, son derece başarısız bir Belediye Başkanı oldu.
Şaşırmak adetim olmadığı halde şu «balık» adamlara şaşırıyorum.
Yahu böyle birisi için yok “kar fırtınasında balık restoranındaymış, balık yiyormuş”, yok “haberi alınca işin başına geçmesi 3-4 saat sürmüş” gibi abuk haberler yapılmasına şaşırmamak elimden gelmiyor.
Bu türden eziklik, korkaklık ifadesi haberler yapacağınıza Cumhuriyetvari bir haber yapıp “Balık İmamoğlu’nu yedi” deseydiniz keşke…
“Ekrem İmamoğlu Balık yedi…” Nesi anormal bunun? Kar fırtınası sırasında lokantada tıkınıyormuş. Ne yàni karnı acıktığında hava durumu raporu alıp ona göre mi gitsin lokantaya?
Tamam adam ilgisiz, vatandaş umurunda değil bunu her daim gösteriyor da. Kâh kayak yapıyor tatilde, kâh yüzmek için falanca sahil beldesinde. Tamam bu adamdan bir cacık olmaz ama halk zaten bunu anladı ve sizin böyle Cumhuriyetvari haber yapmanız halkın adama kızmasına değil acımasına yol açar. Zira halk sizin kadar ahmak değil.
Aktif bir muhabir olsaydım gazeteme “sayın İmamoğlu’na iş yerine dönmesi için biri önde öteki arkada iki kar küreme ve kurtarma aracı eskort etti. İstanbullular yollarda mahsur kalmışken bay belediye başkanının yolunu açmaya iki kar kamyonu!..”
Ya da şöyle bir haber: “Biz sayın İmamoğlu’nun Balık restoranında fotoğraflarını çektik, röportaj da yapmak istedik. Lâkin bay belediye başkanı kabul etmediği gibi, yayınladığımız fotoğraflara da photoshop dedi, inkâr cihetine gitti. Neden böyle yaptı şaşkınız”
Veya şu: “Sayın İmamoğlu bir saat değil, isterse dört saatlik yemek molası versin, verebilir de. Lâkin neden yerine bakan, krizi yönetecek yardımcıları yok? Veya yoklarmış gibi işler böyle bir noktaya geldi?”
Nasıl, «balık imamı yedi» şaşkınlığında bir haber yapmaktan böylesi daha kaliteli ve gazetecilik mesleğinin onuruna yakışanı değil midir?
Partili holiganların nohut kadar beynine göre haber yapmaya kalkarsanız muhatabınız değil siz rezil rüsvay olursunuz. Habercilik, gazetecilik bir vadide, siz başka vadidesiniz… 26.01.2022
YORUMLAR