Biz Kimiz? Hılfıl Fudül'den Bugüne

Bu platformda yayımlanan köşe yazıları, yazarların kişisel görüşlerini yansıtır. www.baskentpostasi.com, bu içeriklerden sorumlu tutulamaz.

Eyl 8, 2025 - 12:19
Biz Kimiz? Hılfıl Fudül'den Bugüne

Tek ve en yüce yaratıcı Allah, yarattığı alemler, dünyalar, kâinat…

Bunun içerisinde de an genel ifade ile canlılar ve cansızlar… 

Canlıların içerisinde de en şerefli mahluk insan…

Allah’ın bana ibadet etsinler diye karşılık beklediği canlılar; insan ve cinler alemi…

Madem yaratmış o zaman öğretecek, temsilci gönderecek, öğretici gönderecek…

Gönderdiği temsilci, öğretmen farklı olacak; farkındalığı olacak, Resul, Nebi, Kutsal Kitap ve sahife…

Sıfırdan başlayan hayatta son peygamber, resul, kutsal kitap ile Hz. Muhammed sav resul; Kuran-ı kerim kutsal kitap olacak…

O halde öğretici, rehber, kılavuz, pusula… “Yaş ve kuru”, “zerre kadar” her şey dikkate alınacak. O resul Hatem-ül Enbiya, Kur’an-ı Kerim son kitap olacak.

Hz. Muhammed sav hayatı her yönüyle örnek olacak; insana rehber olacak,

Bir, iki, üç, on, otuz dokuz, kırk ile önce kalite sağlanıp sonra alan genişleyecek,

Birden sonra kişiler, gruplar, cemiyetler adları farklı olsa da geleceğe münhasır bir hakikat olacak…

… Ve daha on altı, on sekiz yaşlarında iken Resulullah sav nüfuzu, yaptırımı olan ve örnek olacak bir cemiyetin kurucuları arasında yer alacak; o silinmez cemiyetin adı HILFUL FUDÜL CEMİYETİ olacak.

Gelin düne, tarihe Hılfıl Fudül Cemiyetine kısa bir yolculuk yapalım.

Hılfu’l-Fudûl, bazı Kureyş kabilelerinin, Mekke’de haksızlığa uğrayan insanlara yardım etmek amacıyla kurdukları Hz. Muhammed’in (s.a.v.) de katıldığı cemiyettir.

“Allah’a and olsun ki Mekke şehrinde birine zulüm ve haksızlık yapıldığı zaman hepimiz, o kimse ister iyi ister kötü ister bizden ister yabancı olsun, kendisine hakkı verilinceye kadar tek bir el gibi hareket edeceğiz; deniz süngeri ıslattığı ve Hira ile Sebîr dağları yerlerinde kaldığı sürece bu yemine aykırı davranmayacağız ve birbirimize malî yardımda bulunacağız” 

Hilfu’l-Fudûl’ün nasıl çalıştığını gösteren bazı olaylar nakledilmektedir: Sümâle kabilesine mensup bir tâcir Mekke’nin ileri gelenlerinden Übey b. Halef’e mal satmış, fakat parasını alamamıştı. Çaresiz kalan tâcir Hilfu’l-fudûl’e başvurdu. Teşkilât mensupları ona Übeyy’e gidip parasını tekrar istemesini, vermediği takdirde kendilerinin bizzat alacaklarını bildirmesini söylediler. Bunun üzerine Übey parayı hemen ödedi (İbn Habîb, s. 54). Has‘am kabilesinden Yemenli bir tâcir kızı ile birlikte hac için Mekke’ye gelmişti. Şehrin güçlü kişilerinden Nübeyh b. Haccâc’ın kızını zorla elinden alması üzerine tâcir Hilfü’l-fudûl’e gitti. Hilf mensupları hemen Nübeyh’in evini kuşattılar ve kızı alıp babasına teslim ettiler (a.g.e., s. 55). Erâş kabilesine mensup birinden mal satın alan Ebû Cehil parasını ödemedi. Ebû Cehil’in Hz. Peygamber’e düşmanlığını bilen bir müşrik alay etmek amacıyla mağdur tâcire, o sırada Kâbe’de bulunan Hz. Muhammed’i göstererek ona başvurduğu takdirde parasını alıp kendisine verebileceğini söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber’e giden tâcir olayı anlatıp yardım istedi. Hz. Muhammed onunla birlikte Ebû Cehil’in evine gitti ve herhangi bir güçlükle karşılaşmadan parayı aldı (Belâzürî, I, 128-129).

Yine Hz. Peygamber ve Ebû Cehil’le ilgili diğer bir olay da şöyle gelişmişti: Zübeyd kabilesinden bir tacir mallarını satmak için Mekke’ye geldi. Ebû Cehil diğer tüccarların ondan alışveriş yapmasına engel oldu ve malına düşük bir fiyat biçti. Kimsenin daha fazla fiyat vermemesi üzerine sıkıntıya düşen tâcirin durumunu öğrenen Hz. Peygamber üç deve yükü malı onun istediği fiyattan satın aldı; Ebû Cehil yanına gelince de Hilfü’l-fudûl’ü hatırlatarak aynı şeyi bir daha yapmaması için kendisini uyardı (a.g.e., I, 130).

Muâviye’nin hilâfeti sırasında, yeğeni Medine Valisi Velîd b. Utbe ile Hz. Hüseyin arasında bir mal hususunda anlaşmazlık çıktı. Hz. Hüseyin’in, kendisine baskı yapmak isteyen Velîd’e hakkının verilmemesi durumunda Hilfü’l-fudûl’e başvuracağını söylemesi üzerine Velîd haksız tutumundan vazgeçti (İbn Hişâm, I, 134-135).

Bütün kaynaklarda Hz. Peygamber’in bi‘setten sonra da bu ittifaktan övgüyle bahsettiği, İslâmiyet’in onu daha da pekiştirdiğine inandığı ve bu yemini kızıl tüylü bir deve sürüsüyle de olsa asla değişmeyeceğini, tekrar çağrıldığı takdirde de tereddüt göstermeden derhal icabet edeceğini söylediği (Müsned, I, 190, 317) kaydedilmektedir.

Erdemliler Topluluğu veya Hilfü'l-Fudûl (Arapça: حلف الفضول), 589 yılında Araplar arasında süregelen (ve başta Ficâr savaşları sonrasında ortaya çıkan) anarşi ortamında güvenliğin sağlanması, zayıfların korunması, zulmün önlenmesi için "toplumda sözü geçen ve iyi niyetli" kişilerin önderliğinde kurulan yaptırımı olan bir cemiyet...

Hılful Fudül Cemiyeti aynı zamanda erdemliler ittifakı ve hareketidir ki bugün  İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği kendisine Hılful Fudül Cemiyetini referans alan farkındalığı olan bir sivil toplum kuruluşudur.