Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Boğaziçi Terör Üniversitesi

Bugün ikinci bir yazı yazmak mecburiyetini hissettim. Zira muacciliyet kesbediyor mesele… Yàni acil, yàni çok ivedi hızlı hareket edilmelidir.

Madde madde gidelim…

Üniversiteyi karıştıran mihraklar sırasıyla 1) FETÖ, 2) PKK, 3) CHP’dir.

1) FETÖ tutuklanmaktan bir şekilde kurtulmuş (binlerce) gizli elemanını harekete geçirdi… İntikam ateşiyle yanan ABD güdümlü ajan örgütü bu eylemi büyüterek amacına ulaşmak istiyor, ne kadar elemanı varsa (hasseten kadınlar) sahaya sürüyor…

2) PKK… Boğaziçi Üniversitesi’e rektör atanması bahanesiyle başlayan bu eylemlere başından itibaren karıştılar… İstihbarat bunun belgelerine de ulaştı. İsim isim militanların listesi de var.

PKK ve Türkiye aleyhinde iş tutan IŞİD dahil tüm terör örgütleri, Suriye’nin Rimeylan bölgesinde “yeni bir Gezi devşirmek” amacıyla buluştu, militan sevkiyatı yapma kararı aldı.

3) CHP nam siyasi partimiz, ittifak kurduğu PKK partisi HDP’den aldığı ilham ve bilgilerle Boğaziçi eylemlerini altun bir tepside sunulmuş fırsat olarak gördü… «Ordu Göreve» provokasyonu onlarca kez denenmiş lâkin tutmamıştı… TSK’nin eski devirlerde olduğu gibi CHP’ye yardım etmesi artık asla ve kat’a beklenemezdi.

O hâlde «Gezi» ruhu canlı tutulmalı, önce talebe hareketleriyle gençlik sonra «Gezi»de olduğu gibi halk da sokaklara çekilerek iktidar ne bahasına olursa olsun alaşağı edilmeliydi…

Muhterem okurlarım durum değerlendirmesi bundan ibaret…

Gelelim çare ve çözüme…

FETÖ gizli elemanlarının kimler olduğu eylem fotoğraflarında dahi net olarak görülmektedir aslında… Şu zafer işareti ile LGBT’li Kâbe düşmanı Boğaziçi öğrencilerinin (!) yanında sırıtan tesettürlü (!) kız müsveddesi meselâ…

Demek ki istihbarat biraz daha gayret gösterip bunları tek tek toplayabilir. Ayrıca (hukukçu değilim ama aklımdakini söyleyim) TBMM’sinde FETÖ örgütü elemanlarına verilen cezaların ağırlaştırılmasına dair bir yeni kanun düzenlemesi yapılabilir.

2) PKK ve benzeri örgütlerin “gariban Suriyeliler” olarak Türkiye’ye sızmaya çalışacakları kesindir. Aldıkları kararda “hasseten kadın militanları sızdıralım” diyorlar. O hâlde âile süsü verilmiş militan gruplar sızdırılacak. Buna karşı son derece müteyakkız olunmalıdır.

Yine TBMM’si olarak acilen toplanıp “idam” cezası geri getirilmeli, Türkiye’ye karşı ağır eylemlerde bulunmuş onlarca şehidimiza mal olmuş hainler, Osmanlı ecdadımız gibi “vücudu devlete muzır olmuştur” denilerek idam edilmelidir.

Bu hem şehid âilelerinin duâsını alır hem de devlete hainlik etmenin ağır cezası, teröriste daha caydırıcı olur. Devlet (şehid âileleri dahil) halktan topladığı vergilerle bu hainleri beslemekten kurtulur, hapishaneler de nefes alır… Bunlar hapishanelerde zavallı kader mahkûmlarının da başına belâ.

3) Demokrasi CHP’ye başından buyana bir numara büyük geliyor. «Demokratik haklar» diyerek devletin temellerine dinamit koyuyor, halki kin ve nefrete teşvik ediyor, “ülke batsın ne gam biz iktidar olalım” hain anlayışı ile terör örgütü gibi davranıyorlar.

«Gezi»nin arkasında siyasî güç olarak CHP vardı. Bugün de açıkça, alenen Boğaziçi eylemlerine desteklerini izhar ediyorlar.

CHP’nin (ve Davutoğlu gibi garnitürlerin) devlete karşı her söz ve eylemi adalet mekanizmasınca takip edilerek gereken soruşturmalar açılmalı ve mahkûmiyetler verilmelidir.

Halkımız da bu giderek terörist bir parti gibi davranan, hattâ kimi davranış ve eylemleriyle HDP’ye şapka çıkartan partiye hak ettiği tepkiyi behemahal vermeli, sosyal medyada tüm milliyetçi ve muhafazakâr kesim; tarikat, cemaat ayırımı yapmadan tevhid olmalı, bir «millî cephe» oluşturulmalıdır.

Benim aklıma gelenler bunlar. Ricâl-i devlet daha iyisini bilir. Min gayr’i haddin yaptığımız durum değerlendirmesi ile çare ve çözümlerimiz tekliften ibarettir. 05 Şubat 2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER