Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Bölük pörçük Müslümanlar…

Tavaif-i mülûk biraz açarsak, “tayfa meliklikler” yàni devletçikler demek.

Endülüs Emevi Devleti’nin 1031 yılında çökmesi üzerine İber yarımadasında kurulmuş çok sayıdaki Müslüman devletçiklere verilen isimdir..

Endülüs Emevi Devletinin son halifesi III. Hişam 1031 yılında öldüğünde Endülüs toprakları çok sayıda müstakil devlete bölündü. Birlik bozuldu ve devletçikler kendi aralarında çarpışmaya başladılar.

Haliyle güçleri azaldı ve İspanya’nın Hristiyan devletçiklerinin de saldırılarıyla günahları daha da arttı, o kadar ki, Müslüman kardeşlerine karşı parayla tuttukları hristiyan şovalyelerini kullananlar oldu. Sonunda Afrika’dan gelen Murabıtlar yeniden birliği sağladılar. Tavaif-i mülûk dönemi bitti, Murabıtlar devletinin bayrağı altında İber yarımadasında bir süre daha İslâm varlığı devam etti.

Murabıtlar ise, 1147 yılında İber Yarımadası üzerinde hüküm sürmüş son büyük İslâm devleti olan Muvahhidlere teslim oldu. Bu son büyük İslâm devleti ise İslâm sancağını 1248 yılına kadar (yüz yıl daha) taşıyabildi, çıkan karışıklıklar ve bitmeyen hristiyan saldırıları ile yıkıldı.

Hep söyleriz ya, tarih ibret almak içindir. Tavaif-i Mülûk’u ve mazideki benzeri hadiseleri hatırlatmak, sıkça hatırlamak lazım ki, birlik ve beraberliğin ne denli mühim olduğuna dair tarihten bir ibret alalım…

Türkiye Müslümanları her konuda bölünmüş, Protestanlaşmıştır.

Bu bölünmüş, parçalanmışlık ve dağınıklık içinde İslâm muhaliflerine karşı bir üstünlük kazanmak muhaldir (mümkün yahut imkân dahilinde değildir).  Müslümanların enerjisi, İslâmî cemaatler, tarikatler ve sair sektler tavaif-i mülûk  mozaiği içinde heba olmaktadır.

Müslümanlar birlik olabilseler, bütün güçlerini enerjilerini bir araya getirebilseler; medya sahasında da siyasette de fevkalâde etkili olurlar, fakir bir müslümana da rast gelemezdik.

Geçenlerde (isim vermeyeceğim) bir video seyrettim. Konuşan (hatip) bir tarikatin sözcüsü idi. Bu zátımuhteremin anlattıklarından ziyade, mekândaki debdebe, dekorlar ve israf sayılabilecek sair şeyler dikkatimi çekti. Günümüzde tarikatler de cemaatler de holding gibi oldular, paraları bol ama kullanmasını bilmiyor, hattâ israf ediyorlar.

Bir de konuşmacının arkasındaki devasa hat levhası, (gayet güzel, şahaneydi, ona harcanan parayı asla israf olarak görmem) kusurlu olarak gördüğün husus, levhanın hürmette kusur edilmemesi gereken kimi hatları hatibin aşağısında kalıyordu.

Düşünün bir tarikat adına dini bir vaaz veriyorsunuz ama bu kadar mühim bir edebi düşünemiyorsunuz. Gel de bunları samimi (ihlaslı) bul… Netekim fazla dinlemedim, asabımı daha fazla bozmamak için kapattım.

Müslümanlar bölündü de bölündü. Fakat bunun kadar üzücü olan şey, müntesiblerinin intisap sebebi, yàni hangi saikle bağlandığı, tercih ettiğidir.

Geçmişte bir Müslüman kardeşim bana “Fetullah Gülen cemaatine gireceğim, ağabey baksana işler çok kesat böyle olmuyor, bir yerde olursan çevren oluyor, müşteri yağıyor” demiş ve sonra da (bugün FETÖ diye bildiğimiz o topluluğa) girivermişti. Aradan on yıllar geçti hálâ orada mıdır, bilgim yok, hattâ defterimden sildiğim için adını bile hatırlamıyorum.

Tarikatlere girenler farklı mı? Hayır tıpa tıp aynı zihniyetle giriyorlar. Elbette büyük çoğunluktan bahsediyorum. İstisnalar kaideyi bozmadığı gibi bizim şu iddiamızı da çürütemez.

Bu para işi mühim. Zira Ramazan ve Kurban Bayramlarında bile bir birleri ile bayramlaşmayan cemaat ve tarikat mensuplarının bölük pörçok olma sebabidir para. Adam seni kendi tarikatine, cemaatine çağırıyor. Oysa seni iyi bir Müslüman olmaya çağırması gerekirdi. Sebep: Paradır para…

Bizim adımız, sanımız ne? Biz önce Müslüman sonra sırasıyla Ehl-i Sünnet ve cemaatiz. Sapık fırkalardan değil, Fırka’yı Naciyedeniz (kurtuluşa erecek olan, iki cihan güneşi fahr-i kâinat Resûl-ü Ekremin (sallallahü aleyhi ve sellem) izinde, hak yolun içindeyiz).

Bu yolun yolcularına birlik yakışır, hizip değil. Bölük pörçük Müslümanlar (trilyonları da olsa) asla galib gelemez. Allah hepimizi ıslah eylesin. 04.01.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER