Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Amasra maden ocağı ziyaretinde ailelerin feryatlarını Meclis’e taşıdı

Başkent Postası Gürkan Genç

Başkent Postası Gürkan Genç

Aileler adalet istiyor, ihmal olduğuna inanıyor!

 

. Maden şehitlerinin ailelerinin adalet istediklerini ve ihmal olduğuna inandıklarını dile getiren Beko, “Şehit olan madencilerin aileleri -Madenlerde tadilat olacaktı, vazgeçildi ve patlama oldu!” Tehlikeye rağmen mahkeme kararıyla açtırmışlar, neden?- diye soruyorlar ve bizden cevap istiyorlar” dedi. 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisinde tüm partilerin katılımıyla kurulan Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonunun 10’uncu toplantısında İzmir Milletvekili Kani Beko,  geçtiğimiz günlerde Bartın Amasra maden ocağına yapılan ziyarete katıldığını ve şehit ailelerinin sordukları sorulara yanıt verilemediğini dile getirdi. Beko, madendeki havalandırmanın yetersizliği, teknik personel ve işçi eksikliği, yüksek metan seviyesi gibi konulara en başından itibaren dikkat çekildiğini belirtti.

 

Ailelerle yüz yüze görüşen komisyon üyesi İzmir Milletvekili Kani Beko, “Tüm aileler adalet istiyor, ihmal olduğuna inanıyorlar. Şehit olan madencilerin aileleri -işçiler izne çıkarılacakken neden vazgeçildiğini bir türlü öğrenemedik, sanki sözleşmiş gibi- diyorlar. Bartın Amasra madenlerinin yüzde 86’sı özelleştirilmiş, geri kalan yerde TTK ve maden işçileri sıkışmış durumda. Tıpkı daha önce maden faciasının yaşandığı Soma ve Ermenek’te olduğu gibi, Amasra’daki kömür havzası da rödovans sistemiyle parçalara ayrılarak özelleştirilmiş. Bu durumun risk yarattığı bilinmiyor muydu? Daha önce -Sayın Bakanla buraları birlikte dolaşmıştık- Soma’da da beraberdik, Ermenek’te de beraberdik, Siirt Şirvan madenlerinde de beraberdik yani üzülerek söylüyorum ki oradan ders almadığımızı burada bir kez daha görmüş olduk. Amasra maden ocakları için kapatma kararı alınmış ama uygulanmamış! “Madenlerde tadilat olacaktı, sonra vazgeçildi, sonra da patlama oldu. Tehlikeli ve riskli olmasına rağmen mahkeme kararıyla açtırmışlar, neden?” diyor aileler. Aileler bize bunları da sordu ki bunları bilmenin hem bizim hem de ailelerin çok doğal hakkı olduğunu düşünüyorum” dedi.

  

KUSUR VE EKSİKLER 8 MADDE AMA HESAP VEREN YOK!

 

Amasra Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan fezlekeye de değinen Milletvekili Kani Beko, “Fezleke kapsamında tespit edilen kusur ve eksikliklerin fezleke içerisinde 8 alt başlıkta sıralandığı belirtilmektedir. Bunlardan 8’ini de sizlerle paylaşmak istiyorum: Birincisi, metan gazı ve karbon monoksit gazının sensörlerin takibinden kesinlikle ihmal edildiğini ifade ediyorlar. İkincisi, havalandırma arızalarının giderilmemesi. Üçüncüsü, patlamanın gerçekleştiği 320 sağ kalın damar tünelinde baca, yapılan ani gaz ve kömür püskürtmesine karşı degaj yapılan ve patlamaya neden sondaj çalışması olarak görüyorlar. Dördüncü olarak ise personelin giriş ve çıkış kayıt verilerinin sorunlu olmasını ve bu hususun işçilerin güvenliğini tehlikeye düşürmesini tespit etmişler. Beşincisi, Sayıştay raporlarıyla tespit edilen eksiklikler. Altıncısı, personel görevlendirmesindeki ve Sayıştaydaki eksiklikler. Yedincisi, işçilerin eğitilmesi kapsamındaki eksiklikler. Sekizincisi, patlayıcı maddelerin depolanması, nakliyesi ve patlama konusunda mevzuat kapsamındaki ihmaller şeklinde sıralanmış” diye konuştu.

 

BU KADAR İŞÇİ ÖLÜYOR, SİYASETÇİLERİN HİÇ Mİ SUÇU YOK!

 

Fezlekedeki maddeleri daha önceki toplantılarda defalarca söylediklerini vurgulayan Beko, şunları dile getirdi: “Bu kürsüye gelip 9 toplantıda da bilirkişileri dinledik, sendikacı arkadaşlarımızı dinledik, meslek odalarından arkadaşlarımız geldi, onları da dinledik. Şehit ailelerinin feryatları da -mutlaka ama mutlaka burada yapılan hatalar tespit edilsin ve gerçekten 42 maden işçisinin ölümüne neden olanlar adalete hesap versin- şeklinde. Bu kadar maden cinayetleri oldu, bu siyasilerin hiç mi suçu yok arkadaşlar? Yani faturayı 3 bürokrata, 2 işçiye kesmekle aslında ne yapmak istiyoruz biliyor musunuz? Bundan sonraki maden kazalarını da maalesef teşvik etmiş oluyoruz, bu iş aslında önemli bir iş, sıradan bir iş yeri değil. Biz gittik, hep beraber gördük, o tünellerden geçerken gerçekten çok zorlandık ve ne kadar riskli ve tehlikeli bir iş yeri olduğunu hep beraber de tespit ettik. Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa normlarında maden cinayetlerini yani gerçekten -yüzde olarak baktığımızda- yüzde 4’lere, yüzde 5’lere kadar düşürmüşler ama biz hâlâ yüzde 60’larda, yüzde 70’lerde seyrediyoruz. Dolayısıyla, biraz da bilime, tekniğe, teknolojiye, AR-GE’ye inanarak bu madenlerde Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kurallarına uyarak işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerini almak zorundayız!”

 

MADENCİLERİ EĞİTİMSİZLİK ÖLÜME GÖTÜRDÜ!

  

İzmir Milletvekili Kani Beko, eğitimsiz şekilde madenlere inen işçilerin maskelerini bile takamadıklarını ve öldüklerini söyledi. Beko, -maden işleri patlama sonrası maskelerini takamamışlar- sözleri üzerine eğitimin önemine dikkat çekmek için kendi yaşadıkları durumu örnek verdi ve şunları söyledi:

“30’a yakın milletvekili arkadaşımla, Sayın Başkanımızla beraber Zonguldak Karadon madenlerine gittik. Orada bize kısa bir eğitim verdiler; o kısa eğitimi aldık ama yanımıza diğer malzemeleri boşuna aldık aslında. Çünkü aşağıda bir patlama olsaydı bize verdikleri o cihazı kullanmamızın mümkünü yoktu. Eğitimi tam olmayan madencilerin durumu da aynı, maskelerini takamadıkları için öldüler! Yıllardan beri bizim bildiğimiz; bir madencinin madenlere inmeden önce bu işin kurallarını bilmesi lazım, eğitimden geçmesi lazım, elinde bir sertifikası olması lazım, deneyimli, tecrübeli, birikimli olması lazım. Bu arkadaşlarımız yeterli eğitim alabilmiş olsalardı bu konuda çok acemice hareket etmezlerdi. Bunu gittiğimiz evlerde de sorduk. Birçok işçi arkadaş yeterli eğitim alamadıklarını söyledi. Kendine inanan, güvenen değil eğitimli, donanımlı, kursunu görmüş olanı çalıştırmak şart. Ama maalesef ülkemizde de çok büyük bir işsizlik var, açlık var, sefalet var ve sonuçta işsiz kalan o köylerdeki o güzel insanlar yapacak başka bir işleri de olmadığı için mecbur kalıyorlar madenlerde çalışmaya. Bu gerçekten çok önemli bir konu. Madenler şakaya gelmez. Eğitim olmazsa bu işi herkes yapamaz. Komandoları düşünün, komando askeri dağlarda, bayırlarda, çayırlarda, havada, karada, denizde kendini koruyabiliyor. Nasıl? Askerler eğitimden geçiyor, zor koşullarda onları eğitiyorlar, geliştiriyorlar ama sonuçta o eğitim onların hayatını kurtarıyor. Madenci arkadaşlarımın da madenlere inmeden önce mutlaka ama mutlaka en az o komando kursu gibi eğitimlerden geçmesi gerekir. Siyasi sembollerle bu iş yerlerine işçi alıyorsak sonu bu. Bütün iş yerlerinde gerçekten liyakatli yani deneyimli, tecrübeli, birikimli, bunların okulunu okumuş, kursunu görmüş arkadaşlarımızı görmezlikten geliyoruz ki bu dönemde biraz fazla oldu! Arkadaşımızın yapmış olduğu esere bakan yok; rozetine bakıyorlar, ayıptır günahtır! Bir madenci orada bir tehlike anında maskesini bile takamıyorsa yandık Allah. Ondan bir saniye sonra nedir? Ölümdür!’’ dedi.