Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mehmet Uzun

Çileli hayatlar 3

Çileli hayatlar 3

Sevgili Başkent Postası okurlarım hayatımı şimdilik iki kategoride yazıyorum .
İleride ömrüm olursa hayatının bir çok kesitlerini sizlere öykü hikaye olarak yazar beğenilerinize sunarım.
Rahmetli Anacığımın babacığımın yükü bir kat daha atmıştı .
Yokluk var sıkıntı var.
Gelir kaynağımız sadece fındık, bir de babam şehirde gündelik işlere giriyor , kazandıklarıyla eve tuz , gaz ,  şeker ve buğday alıyor. Tabi bulursak.

O zamanlar bizim tarlalarda hep mısır ekiliyor , gübre yok, ilac yok ,  hep hayvan gübresiyle yapılıyor. Bütün reşberlik aynı tarlaya fasulye domates salatalık kabak ekiliyor .O zamanın domatesleri salatalıkları ne güzel kokuyordu. Artık o tohumlar yok. Hele kışlık beyaz kabaklar bal gibiydi .Her şey organikti .Şimdiki gibi hormonlu deyildi.Ben yürüyorum anam dağa oduna gidiyor bacıma abimle ben bakıyorum. Rahmetli anam evden dışarı çıkmamamız için kapıları pencereleri kapatıyor öyle gidiyordu. Hayvanlarımız cok. Şimdiki gibi saman yok küspe kepek yem yok.
Otları fındık bahçesinden biçiyoruz. Yeri çok olana yardıma gidiyor onların yerinide biçiyor anacığım .Otları kurutuyoruz ,ayrıca ormanlardan kestane ayıt meşe kara ağaç yaprakları getiriyor kurutuyoruz. Mereklere koyuyoruz ,mısırın saplarını otluk yapıyoruz eve yakın yerlere .Kışın babacığım bir metre karda otları sabları alıb getiriyor ahıra . Anacığımda inekleri danaları severek onların önüne koyuyor ve onları sağıyor . Bacıma abimle bize yoğurt süt tereyağı peynir çökelik yapıyordu .

Abim hem bana hem bacıma bakıyor günlerimiz böyle geçiyor gidiyordu . Bir gün anamı babaanneme kötülemişler. Babaannem geldi ,bütün evdeki kabı kaçağı pencereden dışarı attı .Anam ağlıyor biz ağlıyorduk . Zaten çok bir şeyimiz yoktu. Babaannem tüm hırsını aldı anacığım hiç cevab vermedi .
Babaannem gidenden sonra abimle gittiler sağlam kalan eşyaları tekrar eve getirdiler.
Anam yiğit mert kadin bu işin peşini bırakır mı baba anneme yalan yanlış anamı şikayet eden kadını buldu bir güzel dövdü . Babaannem işin aslını öğrendi ama anacığımın kalbi kırılmıştı bir kere. Rahmetli en küçük halam verem hastasıydı .Benide çok seviyordu. Bizim evle dedemin evinin arası bir km vardı. Ben sık sık dedemlere kaçıyordum . Halamın koynunda yatıyorum.Verem hastalarına ozamanlar arı balı tuzsuz tereyağı yediriyorlardı .Yıl 1961 lerde bende halamın balindan tere yağından yiyorum . Her gün halama kaçıyorum evden. Anam aramasın diye halam anama haber gönderiyordu . Bende onu cok seviyordum. Mekani cennet olsun. Evimiz çok eskiydi babacığım anamla konuştular evi yapalım dediler borç harc.
O zamlar köylüde yardımlaşma var, herkes bir ağaç iki ağaç getiriyor çalışıyorlar . Evimiz 6 ayda durulur vaziyete geldi böylelikle.Ben ve kardeşlerim o evde büyüdük evlendik.
Hala o evimiz duruyor. O zamanın ilk baharı başka yazı başka sonbaharı başka kışı cok daha başka güzeldi. 2 mt kar yağar kar 5 ay kalkmazdiı.Her yer bembeyaz olur kar donar biz üstünde kayardık . Sonbaharda o kadar şiddetli kıble rüzgarları eserdeki geceleri uyuyamazdık korkumuzdan. Babam sirendimize evimize ağaçlardan destek verir,bize korkmamamızı söylerdi ama nafile dağlardaki uğultular beynimizin içine giriyordu .
Yazları binbir çeşit meyve hepsi organik armut elma erik balları kaynatırdı anam. Babamda odunları getirir anama yardim ederdi. Şimdi öyle balları nerde bulacaksın, yok zaten ilk baharda yeşillik sahilden yukarı desen desen yem yesil dağlara yukarı giderdi . Fındık kayın kestane meşe yaykın binbir çeşit ağaç sanki cennet gibiydi memleket. Aç karınlarımız yüreklerimiz yeşilliklerle doyardı .Yokluk vardı ama dostluk samimiyet sevgi vardı .
Babam dereye gider,oltayla alabalık tutar bir tava, annem tavada tereyağıyla kızartır içinede 3 yumurta kırarmıs gibi yerdik mısır ekmeği İle.
Yaninda da mısır ünlü pancar çorbası oldumu tamamdır .Hepimiz doyuyorduk. Artık bacımda yürümeye başladı ve ana baba der olmuştu .
Hayatımızda yoksulluk vardı ama huzurumuz mutluluğumuz vardı. Babam iş için Almanya’ya yazılmış sırası çıkmıştı . Artık bizim evde başka bir telaş başlamıştı . Can okurlarım bir daha ki sayımızda buluşmak umuduyla hoşca kalın hepiniz başımın tacısınız.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER