Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Deprem Çantası’na acilen ilâve edin

DEPREM ÇANTASI yahut heybesi fevkalâde mühim. Sağolsunlar tüm uzmanlar bu konuda uyarılarda bulundular.

“Bir deprem çantanız olsun ve içinde şunlar olsun” dediler.

Deprem çantasında olmazsa olmazların başında bir fener geliyor. Tàbîî iletişim için bir de telefon. Lâkin telefonu sürekli çantada tutamayacağınız için belki onu son anda alacaksınız yanınıza.

Bir düdük de olmalı. Nohutlu düdük en iyisi. Fakat su haricinde kimse deprem çantasındaki yiyecekler üzerinde pek durmuyor.

Oysa yapılan açıklamalarda enkaz altında en fazla yaşayabilenlerin suya ve bazı gıdalara erişimi olanlar olduğu ortaya konuluyor. Bunların hiçbirinde fener bile yoktu ama yaşadılar.

Demek ki beslenmek çok ama çok mühim.

İşte tam da burada bugün okuduğum (hepinizin Ramazan ya da oruç münasebetiyle yakinen tanıdığı) hurmadan bahseden bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum:

Önce bir hadîs-i şerîf’i zikredelim.

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), oruç bahsinde “bir hurmayla da olsa sahur yapınız” buyurmaktadır.

Kainat yiyeceği oalrak adlandırılan (mucizevî gıda) hurma akıllara gelebilecek hemen tüm besin değerlerine sahip.

İşte bu yüzden bir insan sadece hurma tüketerek vucudunun ihtiyaç duyduğu tüm yiyecekleri yemiş gibi oluyor.

DEPREM ÇANTASINDA ya da evinin belli bölmelerinde hurma saklayan biri enkaz altında sakladığı hurmaları ve suyu tüketerek çok uzun bir süre hayatta kalabilir.

O hâlde hemen deprem çantalarımıza hurmayı da ilâve edelim. Fakat arada bunları tüketip yerine yenilerini tazelerini koymakta fayda var.

Tàbîî bir de tamamen kapalı bir kap içerisinde koymalıyız. Öyle ki karınca musallat olmasın, toz ve bakteriler girmesin.

Muhterem okurlarım demek ki bildiğimiz, yakinen tanıdığımız hurma adeta bir deprem levazımatıymış…

Kimin aklına gelirdi ki?

Peygamberimizin (salat’u selâm olsun ona) tüm sözlerinde DERİN HİKMETLER olduğuna müdrik ve bunları o gözle de araştırmış bilge insanların aklına gelebilirdi ancak.

Peygamberimiz “oruç tutun sıhhat bulun” demiştir. Acaba bu sözün derin hikmetlerinden kaçımız haberdarız?

Diyet uzmanları dahi bu sözdeki hikmeti bilemezler. Zira oruç yalnızca bir açlık eylemi değildir. Eşeği de bağlasanız, yemini vermeseniz, akşama kadar aç durabilir ama oruç tutmuş olmaz.

Oruç evvelâ aklımızı fikrimizi pisliklerden temizleme, nefsimizin isteklerine gem vurmaktır. Demek ki açlık bu işin en sonundaki iş. Netekim her Ramazan Ayı’nda türlü türlü kahredici haberler gelir:

Falanca adam şu kadar senelik karısını öldürdü. Kahvede tartışanlar silahlarını çekti ve şu kadar insan öldü, şu kadar yaralı var…

Oruçlu olarak maça gittiler, tribünleri kana buladılar… Bunların çoğu şeklen oruçludur…

Oruç evvelâ aklımızı fikrimizi pisliklerden temizleme, nefsimizin isteklerine gem vurmaksa, bunların oruçları kabul olmuyor olamaz mı?

Gıybete devam, küfürlü konuşmalara devam, kalp kırmaya devam, haramlara tevessüle devam. Çalmaya, gasba devam.

Ve adam “niyetliyim” diyor. Onun niyeti bellidir.

Onun niyeti riyâdır. Yàni gösteriş. O hâlde tuttuğunu zannettiği oruçların mükâfatını da riyâ yaptığı kişilerden bekleyecek ama bulamayacaktır. Üstüne üstlük bir de hesabını verecek…

Ramazan yaklaşıyor, hatırlatayım dedim. Şahid ol ya Rab. 28.02.2023

055529 00000000000bspyz

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER