DEPREM FARESİ literatürde veya hayvanlar âleminde bir cins olarak var olmayan bir canlı türüdür. (Depremlerde enkaz altındaki insanları bulmak amacıyla sırtına bir kamera bağlanmış masum gerçek fareler değil, “131 deprem faresi tutuklandı” haberindeki türler)
Böyle bir hayvan cinsi yoktur fakat böyle bir mahlûk vardır!
Bu mahlûk esasen insan cinsinin tersine evrim geçirmiş türüdür. Yàni beyin ve hissiyat olarak, aklen ve beceriler olarak müsbet değil menfi yönde gelişmitir.
Deprem Faresi türü sair hayvanatı tiksindirecek kadar pis bir mahluktur.
Bunlar herkes depremlerde helâk olmuş insanları yaşıyorlar mı diye ararlarken, kurtarmaya veya en azından naaşını çıkarmaya çalışırken, gizlice yıkılan evlerdeki para yahut kıymetli cep telefonu dahil ne varsa toplar. Onda vicdan diye bir şeyden eser yoktur.
Deprem farelerinin saygın olanları da vardır.
Bunlar doğrudan enkaz altından değerli şey toplamaz, deprem üzerinden rant devşirirler.
Deprem haberlerini veriyorlar ama dikkat çekmek için bire bin katarak, yahut en korkunç sahneleri defalarca tekrarlayarak veriyor, reyting uğruna her haltı yiyorlar.
Daha kötüsü bu dehşetengiz haberleri anlatan kimi bayan spikerler dekolte bir kıyafetle sunabiliyor haberi…
Bu nasıl bir saygısızlık, bu nasıl bir hayásızlıktır Allah aşkına?
Muhterem okurlarım bunları her platformda rezil etmelisin. Sosyal medyada yaz, çevrene anlat. Bunlardan tiksindiğini söyle ki en azından vazifeni yapmış ol.
Yoksa, öyle bir fitne gelir ki o yalnız bu zalimlere çatmaz, hepimizi helâk eder.
Allah ihmal etmez imhal eder denilir. Yàni Allah bunları asla kayıt dışı tutmaz bir süre verir bize, düzeltelim diye.
Düzeltemezsek işte o zaman belâ tepemize iniverir.
Bir zelzele olarak inebilir, bir yangın olarak inebilir veya seller tayfunlar olarak, orasını Allah bilir.
Herif bina yapmış ama temeli yok!. Yan duvarını bile komşu binadan çalmış. Temeli olan binanın altına temeli yok ederek aşağıya doğru bir bodrum kat daha ilâve etmeye kalkışmış.
Tutuklandı o müteahitler fakat aslolan bizim vicdanlarımızda bunları lâ’netlememiz, bunları yok etmenin çarelerini bulmamızdır.
Ne yeni bina yapım yönetmelikleri, ne şu kanun bu kanun yeterli olmaz.
Cemiyet kendini düzeltmezse belâ yıldırımlarını üzerine çekiyor demektir.
Ne güzel söylenmiştir. Bir musibet bin nasihatten daha tesirlidir. Fakat şu bin musibete bedel zelzeleler bile bazılarını adam edemediyse, korkmak zamanı gelmiş, hattâ geçiyor demektir.
Muhterem okurlarım, sözün bittiği yerdeyiz.
İlle de İstanbul beklenen büyük zelzelesi değildir korkulacak olan. Allah indinde türlü türlü cezalar vardır.
Korona pandemisi az şey miydi? Hálâ bununla uğraşmıyor muyuz?
Allah’a dönelim, tövbe edelim ve her birimize yegan yegan farz yàni farz-ı ayin olan emr-i mâruf ve nehy-i münker vazifemize dört elle sarılalım.
Hayrı, iyiliği tavsiye, emir ve şerri yàni kötülüğü yasaklama, lâ’netleme görevini yapmayan bir İslâm toplumu yok edilir.
Bizden söylemesi, son pişmanlık fayda vermez. 23.02.2023
YORUMLAR