İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden.
Dalı kopmuş, ne olur? Gövdesi gitmiş, ne zarar?
O, bakarsın, yine üstündeki edvarı yarar,
Yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza;
Yine bir vaha serer kavrulan imanımıza.
Mehmet Akif Ersoy
Tarih boyunca ister göçebe ister yerleşik olsun millet olarak hep bir arada olma gayesi içinde olmuşuz. Bu birlik olma ideali milletimizin devlet olma bilincini ortaya çıkarmıştır. Onca devlet kuran ecdat, her daim devletlerinin ilelebet devam etme şuuru içerisinde oldular. İşte tam da bu gücü ifade eden “Devlet ebed Müddet” sözü en sade ifade ile milletin varoluşu için devlette devamın esas olduğu şuurun kelimelere dökülmüş halidir. Tarih boyunca kurulan her yeni Türk devleti; kendisini kendinden önceki devletin devamı olarak görmüştür. Türkçülüğün öncülerinden olan Hüseyin Nihal Atsız’ın şu sözleri yukarıda ifade ettiğim cümlelere tamda destekler niteliktedir. “Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun devamıdır. Osmanlı İmparatorluğu, İlhanlı Devleti’nin uç beyliğinden doğmuştur; demek ki onun devamıdır, İlhanlı Devleti Anadolu’daki Selçuklu devletinin devamıdır. Anadolu’daki Selçuklu Devleti ile Batı Türkistan ve İran’daki Harzemşahlar Devleti Büyük Selçuklu Devleti’nin devamıdır. Büyük Selçuklu Devleti; Karahanlıların, Karahanlılar Uygurların, Uygurlar Gök Türklerin, Gök Türkler Aparlar, Aparların Siyenpilerin, Siyenpiler Kunların devamıdır. Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Yani biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz.’’ Ömrünü Vatan, Millet, Bayrak sevdasına adamış büyük dava adamı Nihal Atsız’ın da ifade ettiği gibi devletin bekası, devamlılığı ve kalıcılığına ilişkin milletimizin sahip olduğu en büyük ideal ‘Devlet Ebed Müddet’ düsturudur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında Devlet Ebet Müddet’i şu cümlelerle ifade etmiştir. “Biz kökü tarihin binlerce yıllık derinliklerine uzanan bir millet ve devletiz. Sadece Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen 16 devletimizin 2 bin 200 yılı aşkın bir geçmişi vardır. Bugünkü isimleri ile ifade edecek olursak Avrupa’dan Rusya’ya ve Orta Asya’ya, oradan Moğolistan, Çin, Pakistan, Hindistan, Afganistan, İran, Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya kadar ecdadımız devlet kurmuş, hüküm sürmüştür. Bu süreç içinde elbette pek çok kritik dönüm noktası vardır. Her dönüm noktasının önümüzde açtığı yollar da farklıdır. Mesela yaklaşık bin yıl önce Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te kazandığı zafer sadece iki ordunun çarpışmasının sonucundan ibaret değildir. Bu zafer aynı zamanda milletimiz için geleceğini kuracağı yeni bir coğrafyanın kapılarının açılışının müjdecisidir. Coğrafyamızdaki ilk devletimiz Anadolu Selçuklu’nun İznik’ten Konya’ya uzanan ve asırlar boyunca süren serencamı çok daha büyük bir doğum ile neticelenmiştir. Söğüt’te toprağı dikilen Osmanlı çınarı, 600 yılı aşkın süre boyunca 3 kıta 7 iklimde şanla, şerefle, gururla bayrağımızı dalgalandırmıştır. Osmanlı’nın takati kesildiğinde yerini taze bir nefes olarak cumhuriyetimiz almıştır. Gazi Mustafa Kemal bir asır önce bugün Samsun’a herhangi bir kişi olarak değil, Osmanlı’nın en parlak, en gelecek vaat eden subaylarından birisi olarak ayak basmıştır. Beraberindeki arkadaşlarının her biri aynı payeyi taşıyordu. Ankara’ya kadar süren uzun yolculuğu boyunca kendisi ile birlikte hareket eden her komutanın her kamu görevlisinin de sıfatı aynıydı. Çünkü bizim geleneğimizde devletin ismi ve yöneticileri değişir ama ona ebet müddetlik vasfı veren anlayış hep baki kalır. Devlet ebed müddet milletin bizatihi kendisidir. Aslında ismi, bayrağı, coğrafyası değişmiş olsa da bizim devletimiz hep tektir. Cumhurbaşkanlığı Forsu işte bu kadim tek devlet anlayışının remzidir.” Tarih boyunca millet olarak yokluğu, varlığı, sefaleti, acıyı, iyiyi, güzeli ve birçok şeyi gördük, yaşadık ama şu bir gerçek ki, çok şeysiz yapabiliriz fakat devletsiz asla yapamayız. Devlet-i Ebed Müddet her zaman milletimizin üst kimliği olmuş olmaya da devam edecektir. Millet olarak “Devlet-i Ebed Müddet” davasının kutsiyetine asırlar boyunca inandık ve inanmaya devam edeceğiz. Bugünkü Devlet-i Ebed Müddet’imiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Duamız o ki uğruna yüz binlerce vatan evladını ŞEHİT verdiğimiz bu toprakların ebediyete kadar devam edecek bir devlet olarak bizlere yurt kalmasıdır. Yüce Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!…
Dr. İmbat MUĞLU
YORUMLAR