Din mi, İdeoloji mi?
Fakültedeki ofisimde beş hoca arkadaş çay içiyorduk. Havadan sudan konuşuyorduk… Yıl 1997 Bir öğrenci ofise geldi.
– Sayın hocalarım size bir soru soracağım. Verecek olduğunuz cevap beni mutlaka tatmin etmesi gerekir. Milliyetçilik mi önce gelir yoksa din mi?
Hoca arkadaşlarımın bazıları olaya hangi pencereden bakacaklarını tahmin ettiğim için ben cevap vereyim dedim.
Öğrenciye dönerek;
– “Milli” kelimesi ile “Milliyetçilik” kelimesinin arasındaki farkını biliyorsun musun? Devam edelim. Her milliyetçi, milli olamıyor. Her Atatürkçü, milli olamıyor, her devrimci, milli olamıyor. Bunları bilirsen soruna daha kolay cevap veririm.
– Hocam aradaki farkı biliyorum. Milliyetçi, dindar, sosyalist gibi düşüncelere sahip insanların milli düşünemediklerini görüyorum. Öğrenmek için sordum. Çünkü kafam net değildir.
– Hanımefendi ister dindar olun ister milliyetçi olun, ister ülkücü olun, ister Kemalist olun, ister devrimci olun, fark etmez… Sağ kesim milliyetçiliği savunurken sol kesim de milliyetçiyim diyor.
– Sol milliyetçiler de sağ milliyetçiler de halkı; hukuk kuralları içinde idare etmeyi düşünür. Şimdi din kavramını ele alalım.
– Hocam biraz kısa keselim evet veya hayır şeklinde cevap verirseniz çok memnun olacağım.
– Biraz sabrederseniz beş dakika sonra evet veya hayır diyeceğim. Bütün semavî dinler tevhit anlayışı üzerine oturtulmuştur. Dolayısı ile İslâm dininde de tevhit (bir Allah) vardır. Şimdi semavî dinler ne diyor: İnsana değer verin, saygı gösterin…
Yaşar Nuri Öztürk`ün televizyonda insan hakları ile ilgili yaptığı bir konuşmayı nakletmek istiyorum.
– Buyurun hocam…
– Yaşar Nuri Öztürk diyor ki; “dinimiz insan hakları konusunda çok hassastır. Örnek:
Bir köye yol gidiyor. Köye yol gitmesi için 39 kişi evet diyor ama bir kişi ise hayır diyor. Çünkü yol, o bir kişinin arazısını perişan ediyor. Şimdi bizim mantığımıza göre çoğunluğun görüşlerini dikkate alarak o bir kişiyi dinlememiz gerekir.
İslâm, bireyin hakkını, topluma karşı koruyor. Hayır diyen bir kişinin gönlünü kazanmadan, köye yol gidemez. İşte milliyetçilik anlayışı, semavî dinlerin, insanlara tanığı haklar ile örtüşmelidir.”
– Hocam istediğim cevabı alamadım.
– Haklısın, çünkü bitirmedim.
– Buyurun hocam.
– Milliyetçilik anlayışı daha doğrusu hiçbir ideoloji uygulamaları tevhit anlayışını yok etmemelidir.
– Dinimizde fitre ve zekât olayı vardır. Fitreyi en yakınımızdan başlayarak dağıtıyoruz. Peki, milliyetçilik bu değil midir?
– Evet hocam
– Bu hareket tevhit anlayışını yok ediyor mu?
– Hayır hocam.
– Örnekleri çoğaltabiliriz. O halde Semavi dinlerin temelinde milliyetçilik anlayışı vardır. Şimdi; adam dövmek, insanları hor görmek, insanların haklarını tanımamak, insanları ezmek veya bizim gibi düşünmeyenleri yok farz etmek, kul hakkı yemek, algı üretmek, haram yemek, adil olmamak, adil yorum yapmamak gibi davranışlar, emeğin hakkını vermemek, doğruya doğru yanlışa yanlış dememek, tevhit anlayışına ters düşer mi?
– Evet, ters düşer.
– Peki, yukarıda verdiğim örnekleri dikkate alırsanız İslâm`ın milliyetçilikle ters düşen bir tarafı var mıdır?
– Hayır,
– O halde ister sol milliyetçilik ister sağ milliyetçilik semavî dinlerin insana verdiği hakları, tanıdığı müddetçe bir sıkıntı yoktur. Daha doğrusu uygulamalarda tevhit anlayışını yok edecek bir davranış sergilenmiyorsa ister din ister milliyetçilik önce veya sonra söylensin, bir anormallik yoktur.
– İnsan hayatını tehlikeye düşürecek insan sağlığına zarar verecek, Allah`ın nazarında suç teşkil etmeyecek davranışları sergileyen hangi akım olursa olsun veya hangi ideoloji olursa olsun, o akımın dinden önce telaffuz edilmesinde bir sıkıntı yoktur. Bu tanımlar bütün rejimler için de bütün ideolojiler için de geçerlidir…
– Şimdi sorunun cevabını alabildin mi? Veya şöyle söyleyeyim, benim gönlümü hoş tutmak için evet diyeceksen tevhit anlayışına ters düşersin.
– Hocam, dinlerken sabretmekte zorlandım. Şu ana kadar belki 50 kişiye sordum. Ya evet ya da hayır dediler ya da duygusal cevap verdiler. İlk defa tatmin olabileceğim şekilde bir cevap aldım. Teşekkür ederim.
Hoca arkadaşlarımdan biri,
– Hanımefendi tebrik ederim, çok stratejik ve çok zor bir soru sordun. Hocam da çok net ve tatminkâr bir cevap verdi. Ben de hocama katılıyorum…
Selam ve saygılarımla
YORUMLAR