DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ : MEVLİDİ NEBİ HAFTASI KUTLU OLSUN
Başkent Postası/Jale Aksoy Demirkıran
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ: MEVLİDİ NEBİ HAFTASI KUTLU OLSUN
Diyanet İşleri Başkanlığınca 27 Eylül-7 Ekim tarihleri arasında idrak edilecek olan Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası hazırlıkları kapsamında istişare toplantısı düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda yaptığı konuşmada, "İslam’ın rahmet mesajlarını tüm topluma ve insanlığa ulaştırmak, zihinlere ve gönüllere nakşetmek için, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas) Efendimizin üstün ahlaki vasıflarını ve çağlar üstü örnekliğini bütün insanlıkla buluşturmak için, İslam’ın hak ve adalet anlayışıyla yeryüzünü barış, selam yurduna dönüştürmek için var gücümüzle çalışmak zorundayız. Sahip olduğumuz inanç, taşıdığımız emanet ve bulunduğumuz makam bunu gerektirmektedir." dedi.İşimiz, vaktimizden daha çok. Bütün hocalarımızla birlikte milletimize daha iyi hizmeti nasıl götürebiliriz, bunun gayreti içerisinde olmalıyız. Bizler, gündelik oyalanmaların tahrip edici girdaplarında kaybolmadan yapılacak hizmetlere odaklanmak durumundayız. Algı, kulis ve dedikoduların tahrik edici bataklığına saplanmadan çalışmalarımıza kesintisiz devam etmek zorundayız. Bütün vaktimizi, enerjimizi yapmamız gerekenlere ve hizmetlerimizin daha verimli hale gelmesine harcamak mecburiyetindeyiz.Bu kutlu yolda fedakarlıkla gece gündüz hep birlikte yürümeliyiz"
Hal dilini güçlendirmeye ihtiyacımız var. Hâl dilini diri tutmak için samimiyet ve hasbiliği merkeze almak gerekir. Allah’a kulluk vazifesini yerine getirme, milletimize ve insanlığa hizmet etme konusunda en önemli hususun ve en büyük imkanın samimiyettir.
Hizmetlerden beklenilen verimi alabilmek için personelin heyecan ve motivasyonunun son derece önemlidir.
Sahadaki hizmetlerimizin lokomotifi olan her bir müftümüzün en önemli ve öncelikli görevi, personelini, mesai arkadaşlarını teşvik etmek; onların azim ve heyecanını desteklemektir. Bilgi dünyalarını, mesleki formasyonlarını geliştirmek için gayret etmektir. Emek ve gayretlerini ilgi ve sevgiyle taltif ederek kurumsal aidiyetlerini en ileri noktaya taşımaktır. İnanıyorum ki personelinizle kuracağınız içten, samimi ve doğru bir iletişim, yükünüzü hafifletecek, zorluklarınızı kolay kılacak ve hizmetlerinizdeki verimi kat kat artıracaktır. Çünkü bu yol ;aşkla, sevgiyle, muhabbetle yürünecek bir yoldur. Bu kutlu yolda fedakarlıkla, özveriyle ve basiretle gece gündüz hep birlikte yürümek zorundayız. İdareciler için her zaman üç büyük risk vardır. Birincisi; heyecanını kaybetmektir. Heyecan olmadan hizmet olmaz. Heyecanını kaybeden yönetici ekibini nasıl motive edecek? İkincisi; rutinleşmektir, sıradanlaşmaktır. Yeni işler, yeni projeler, yeni hizmetler üretme hayalinden uzaklaşmaktır. Rutinleşmek, tükenmektir. Yürümeyen, yerinde sayan, gerilemeye mahkûmdur. Üçüncüsü; zamanı, şartları, doğru okuyamamaktır. Risk, imkan ve fırsatları ayırt edememektir. Zaten bu yoksa en temel yöneticilik vasfı kaybedilmiş demektir. Bu yüzden, ülkemizin ve insanlığın ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu bir süreçte bizim daha çok çalışmaktan başka gündemimiz olamaz.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, çocuklara, gençlere, aileye yönelik din ve eğitim hizmetleri alanındaki çalışmaları en ileri seviyeye getirmek zorundayız.Bu üç kesime yönelik faaliyetlerin, nesillere daha güzel bir dünya bırakma adına insanlık vazifesi, onları hakikat ve güzel ahlakla buluşturmak adına kulluk görevimizdir.
Millet olarak en büyük imkan ve zenginliklerimizden birisi olan gençlere yönelik yapılan çalışmalar çok önemlidir. Gençlik çalışmalarında, hocalarımızın dil, üslup ve yaklaşım başta olmak üzere birçok yönden kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Öncelikle, gençlerimizin zihin ve gönül dünyalarına dokunacak etkili yöntemleri hayata geçirmemiz şarttır. Çağı ve gençleri yakalayabilmek için farklı okumalar yapmak kaçınılmazdır. Gençlerin dünyası etrafında dolaşan farklı akım, yaklaşım ve ideolojileri öğrenmek ve ona göre tavır almak zorundayız. Buralarda yavrularımızı inanç ve medeniyet değerlerimizle buluşturuyoruz. Sağlıklı bir din ve ahlak gelişimi göstermeleri için onlara Kur’an-ı Kerim’in evrensel ilkelerini, Peygamber Efendimizin örnek ahlakını, dinimizin eşsiz değerlerini öğretmeye gayret ediyoruz. Rabbini, Peygamberini, Kitabını bilen, vatanını, milletini, ezanını, bayrağını seven insanlardan oluşan bir toplum olsun, "dedi.