Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Hamas ofisine yönelik insansız hava aracı ile yapılan bombalı saldırıda Hamas’ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı ve iki numaralı ismi Salih Aruri’nin öldürülmesi ve arkasından (bir gün sonra) İran’ın Kirman eyaletinde İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanı General Kasım Süleymani’nin ölüm yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma töreninde birbiri arkasına yapılan bombalı saldırılar sonucu 103 kişinin ölmesi ve 200’ün üzerinde kişi de yaralanması Ortadoğu’da Büyük Savaş’ın fitilini ateşledi!
Lübnan ve İran’daki her iki olayın faili İsrail’den başkası olamazdı. Tabi ki arkasına aldığı ABD desteği ile… Saldırılarda MOSSAD parmağı olduğu o kadar aşikardı ki…Zaten yapılan açıklamalarda bu yöndeydi. Hamas’ın ve İsrail’in son günlerdeki peş-peşe yapmış olduğu açıklamalar sonucunda böylesi saldırılar zaten bekleniyordu. O yüzden bombalı saldırıların faili konusunda bütün dünyanın gözü İsrail’e çevrildi!..
Hamas lideri İsmail Haniye yaptığı açıklamada “Aruri’nin Lübnan topraklarında öldürülmesi tam anlamıyla bir terör eylemi ve Lübnan’ın egemenliğinin ihlalidir.” diyerek saldırıların devam edebileceği vurgusu yaptı. Filistin İslami Cihad Hareketi de olayın karşılıksız kalmayacağı ve intikamının alınacağını belirtti.
Yapılan bombalı saldırılarla ilgili olarak Hamas, Lübnan ve İran, İsrail’e yönelik çok sert tepki gösterdiler. BM ise olayı endişe verici bularak taraflara itidal çağrısı yaptı.
Bilindiği gibi İsrail’in daha önce yapmış olduğu saldırılarda İzzeddin el-Kassam Komutanlarından Semir Fendi, Azzam el-Akra ve Mahmud Şahid, Muhammed Beşaşe, Muhammed er-Reis, Ahmed Hammud gibi önemli Hamas mensupları hayatını kaybetmişti.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan’ın yaptığı açıklamaya göre İsrail, bölgedeki barış ve güvenliğe aleni/açık bir tehdit oluşturuyordu.
Kirman eyaletindeki iki büyük patlama sonucunda 103 kişinin öldüğü ve 200’ün üzerinde kişinin yaralandığı olayla ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Matthew Miller’in, “ABD hiçbir şekilde buna dahil olmamıştır, aksi yöndeki iddialar gülünçtür.” açıklamasıdır asıl ‘gülünç’ olan! Sanki İsrail’e Gazze savaşında sınırsız, karşılıksız ve şartsız her türlü (silah, para vs.) desteği veren ABD değildi. ABD’nin bu masum ifadelerinin derinliğinde elbette ki şeytani bir planı vardı!..
İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi ve ABD büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdığı günlerde biz yakın geleceğe yönelik “Ortadoğu’daki bir kıvılcım bütün dengeleri bozacak. Ve bu kıvılcımı, ABD İsrail Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’e taşıyarak tutuşturmuş oldu. Ve dengeler bozuldu! Her zaman iddia ettiğimiz gibi bu olay 3. Dünya Savaşı’nın pimini çekmeye yeterli! Ayrıca İran’a yönelik provokasyonlar artacak! Türkiye’nin aleyhine de akla-hayale gelmedik oyunlar sergilenecek. Hedefte Türkiye ve İran var. Her zaman iddia ettiğimiz gibi bu olay 3. Dünya Savaşı’nın pimini çekmeye yeterli!” yorumunu yapmıştık. İçinde bulunduğumuz günlerde Gazze’de, Lübnan’da ve İran’daki olaylara baktığımızda Ortadoğu’daki dengelerin nasıl da bozulduğuna şahit oluyoruz.
Ve İsrail’in Gazze’yi işgal planını tatbikata koyması ile 3. Dünya savaşının fitili ateşlemiş oldu. Bu ateş söndürülmez ise bu savaşa Lübnan ve İran’ın dahil olması an meselesi! Ortadoğu bir anda cehenneme dönebilir. ABD ve İsrail’in de istediği bu. Ortadoğu’da ABD ve İsrail’in hedefindeki asıl ülke Türkiye’dir. Türkiye’yi de savaşın içine çekmeye çalışıyorlar. Ama Türkiye bu oyuna gelmeyecek. Nasıl ki Türkiye son yıllarda kendisine yönelik bütün tuzakları ve oyunları bozdu şu anda Ortadoğu’da kurulan tuzakları ve oynanan oyunları da bozacak güç ve kabiliyettedir. Türkiye’nin bu konulardaki olağanüstü tecrübeleri var! Türkiye’nin diplomasi trafiği, şu andaki siyasi, askeri, teknolojik, istihbarı gücü ve bölgede lider konumunda olması bu savaşı durdurmaya yeterli. Yeter ki ABD ve İsrail, Türkiye’nin bu gücünü ciddiye ve dikkate alsın! Yeter ki ABD ve İsrail, Türkiye’ye kulak versin! Yoksa TÜRKİYE ne zaman, nerede, nasıl ve ne yapacağını çok iyi bilir!..