Başkent Postasının saygıdeğer okurları, öncelikle hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. En son yazımın “ Doludizgin Seçime Doğru” başlıklı olduğunu tespit ettim ve yine bir seçim atmosferinde aranıza döndüm. Şurada neredeyse üç-beş hafta sonra 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri de nihayetlenecek ve ülkemiz uzunca bir süre bu seçim işiyle uğraşmayacak umarım. Hadi hayırlısı diyelim…
Şubat-2024 ayında, yeni bir yazıyla karşınızda olmaktan mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Bu yazımız, 2024 yılının ilk yazısı oldu, inşallah bereketli bir yıl geçiririz.
Yine ajandalar, blok notları arasından farklı konular belirlenmeye çabalarken, birden kurşun kalemle yazılmış bir sayfalık kitap özetine rastladım. Bu benim kendi el yazımdı. Önce, kitaplığımda böyle bir esere ulaşmayı denedim maalesef yoktu. Bir şekilde bir yerden özet çıkarmışım ya bir ödünç kitap ya da bizden uçurulmuş bir eser her neyse… Farklı bir konuydu. İlgimi çekmişti: Duygusal şantaj.
Bu aya ait yazımızı, bu konu üzerinde bir fikir jimnastiği yapmaya ayırmak istiyor, en azından özetten esinlenerek birkaç satır karalamayı denemeyi arzu ediyorum izninizle…
Hani hep deriz ya 5 N 1 K. Bu formülün açılımı; Nedir? Niçin? Nasıl? Ne zaman? Nerede? Kim ya da Kimler? dir. O halde duygusal şantaj kavramımıza bu formülü uygulamaya gayret edelim.
Duygusal şantaj; bize yakın insanların (ki bunlar; ailemiz içerisinden, iş dünyamızdan, uzak-yakın çevremizden ve hatta dost bildiklerimizden olabilir) istediklerini yapmazsak bizleri cezalandırmakla doğrudan veya dolaylı olarak tehdit ettikleri güçlü bir insan kullanma biçimidir. Buna başka ifadeyle, insan ilişkilerinde bir tür istismar da diyebiliriz.
Şantajcı, bize şöyle seslenir: – İstediğim gibi davranmazsan acı çekersin.
Şantajcının temel silahları; korku, yükümlülük ve suçluluktur.
Peki, bir şantajcının hedefi olup olmadığımızı nasıl anlayacağız?
İsterseniz bir soru listesi oluşturmaya çalışalım:
* İstediklerini yapmazsanız, hayatınızı zorlaştırma tehdidinde bulunuyorlar mı?
* İstedikleri yapılmazsa, sürekli ilişki bitirme tehdidi yapıyorlar mı?
* İstedikleri olmazsa, onları savsaklamış olduğunuzu söyleyip duygusal çöküntüye giriyorlar mı?
* Ne kadar verirseniz verin, hep daha fazlasını mı istiyorlar?
* Genellikle onlara boyun eğeceğinizi mi varsayıyorlar?
* Onlara boyun eğmediğinizde sizi bencil, kötü, açgözlü, duygusuz ya da düşüncesiz olarak mı niteliyorlar?
* Duygu ve arzularınızı genelde önemsemiyor ya da değersiz mi görüyorlar?
* Sürekli sizin davranışınıza bağlı sözler veriyor ve bunları çoğu kez tutmuyor mu?
Soruları daha da çoğaltmak mümkün ama bunlarla, yeterli ipuçlarına ulaşılabileceği kanaatindeyiz. Bir de, özellikleri itibariyle kim bunlar sınıflamasını yapmayı deneyelim:
Bu soruları birinci gruptakiler için; Ne istediklerini ve buna razı olmazsak başımıza gelecekleri tam olarak ilan edenler- CEZALANDIRICILAR-, ikinci gruptakiler; tehditlerini bizzat kendilerine yönlendirenler- KENDİNİ CEZALANDIRANLAR-, üçüncü gruptakiler- suçlama duygusu uyandırarak bekleşenler-ACIYA KATLANANLAR-, dördüncü gruptakiler isteğini yaparsanız başarı, kariyer… vb. vaat ederler ama sözlerini asla tutmayanlar -ÜMİT TACİRLERİ- olarak tasnif etmek mümkündür.
Sonuç olarak; bu sorulardan tekine bile “Evet” cevabı veriyorsak, duygusal şantaj altındayız demektir. İçinde bulunduğumuz şantaj biçimi de, zaman zaman yukarıda sayılanların hepsiyle ilişkili olabilir.
Davranışlarımızın denge, düzen ve uyumuyla ilgili bir alt başlık olan duygusal şantaj, günümüzde toplumumuzun pek çok kademesinde yaşanmaktadır. Bizimkisi küçük bir durum tespitinden ibarettir, tedavisi ise, bu konuda ihtisas sahibi olanlara aittir.
Sağlıkla kalın, Ramazanımız mübarek olsun selam ve dua ile…
YORUMLAR