Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
FAKİR YILMAZ ( yazıyorsam sebebi var )

Ekonomik ve Demokratik gerileme…

Ekonomik ve Demokratik gerileme…

Avrupa Parlamentosu, Türk Hükümeti tarafından köklü bir rota değişikliği yapılmadığı takdirde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinin devam edemeyeceğini bildirmesi üzerine aynı zamanda iktidarın ortağı AK Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı ABD ziyareti öncesi havaalanında gazetecilerin bu yöndeki gelişmeler üzerine sorduğu soruları cevaplarken, “Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Gerekirse Avrupa Birliği ile yolları ayırabiliriz” demiş.
Gerçi rapor açıklandıktan ve AB Üyeleri tarafından kabul edilmesi ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı, “Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve önyargılarla dolu” olarak nitelendirdiği rapora yazılı bir açıklamayla tepki göstermişti.
AB yani 60 yıldan fazladır kapısında beklediğimiz ama bizden istenen dersleri bir türlü yerine getiremediğimiz Avrupa Birliği Türkiye’nin başta Kürt sorunu denen soruna bakışı, adalet sistemindeki sıkıntılar gibi onca konuda demokratik gerilemeye dikkati çekmiş, parlamento, kadın hakları, cinsiyete dayalı şiddet, kadın cinayetlerinin artması, LGBTİ+ topluluğuna yönelik yaygın nefret söylemi ve ayrımcılık nedeniyle Türkiye’nin verilen dersleri yine yerine getirmediğini rapor etmişti.
Avrupa Parlamentosu, İspanyol raportör Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan ‘2022 Türkiye Raporu’nu AB parlamentosındaki 434 milletvekili Erdoğan’ı kızdıran bu raporun kabulü yönünde oy kullanırken, 18 milletvekili ret oyu vermiş, 152 üye de çekimser kalmıştı.
Evet, Amerika’ya, sözünü tutmadığıyla suçlanan İsveç’in katılmak istediği Birleşmiş Milletler Toplantısına giden Erdoğan’ı bir hayli geren Avrupa Birliğinin Hak, Hukuk, Adalet diyen raporuna baktığımızda 60 yıldır bizden istenen derslerden yine geçemeyip, karnemizin bir hayli zayıf olduğunu kabul etmediğimizi de görmekteyiz.
Yani eğitim için okullara giden öğrencilerin servis, giyim, kuşam ve yemek sorununu aşmak için çaba göster’ diyenlere ‘Haydi oradan bende okulları kapatırım’ demeye benzer bir durum gibi bir durumun yaşandığı şu günlerde çokta iyi olmayan ekonomimizin de bu raporda istenenlere bağlı olduğunu es geçiyor gibiyiz.
Afet, Bisiklet, Çevre, Çocuk,Covid-19 Krizi, Dini Kimlik – İnanç, Eğitim, Engelli, Etnik Kimlik, Gençlik, Gıda, Göç – Mülteci Hakları, Hayvan Hakları, Hibe, Hukuk, İklim, İnsan Hakları, İnsani Yardım, İşçi Hakları, Kadın, Kalkınma, Kent, Kültür – Sanat, LGBTİ, Basın, Medya, Meslek Hakları, Sağlık, Sivil Toplum Geliştirme, Siyaset, Sosyal Girişimcilik, STK, Teknoloji, Toplumsal Cinsiyet, Toplumsal Hafıza, Uluslararası Af Örgütü, Yaşlılık ve Yerel Yönetimler gibi onca sorunu içinde barındıran demokrasinin demokratik bir anlayışı istemekten öte bir şey istemeyen AB’nin bunları kendisi için değil, bizim için istediğini neden anlamayız?..
Şu an yerlerde olan ekonomiyi de etkileyen derslerimizi yapmaktan kaçınırken ABD’ye giderken O Sisi misali övdüğümüz ve bu gidişle para alacağımızı gördüğümüz Dünya Bankasına övgüler dizmekle var olan sorunların çözülemez olduğunu da anlamak ve gerilediği söylenen demokratik ortamı yaratmak bu ülke için daha hayırlı olmaz mı?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER