Rivayete göre yirmi sene kadar önce Antalya’da gizli bir toplantıda birileri “olmazsa, Türkiye’nin doğusunu, güneydoğusunu bırakır, Batı ve orta tarafında devletimizi devam ettiririz” meâlinde bir söz sarfetmişler.
Muhtemelen bunlar, o toplantıda B Planını konuşuyor, egemen azınlıklar devletinden bahsediyorlardı. İsrail uydusu bir Kürt-Ermeni devleti kurulacak, bunlar da planlarını engellemeye çalışan zátı, Doğuyu vermek suretiyle de olsa, devirebildikleri için, kâşanelerinde keyfedecek.
Kürdistan kelimesiyle aratın, önünüze onlarca bölünmüş Türkiye haritası çıkıyor. Yàni biz bu türden hain haritalarla çoktan bölünmüş, parçalanmışız da haberimiz yok. Arada bazı haritalardan bahsedilmiyor değil. Kıbrısı ve Adalar (Ege) Denizindeki tüm adaları Yunanistan olarak gösteren Yunan Cumhurbaşkanı odasındaki harita gibi.
Muhterem okurlarım, harita yalnız bu olsa kıçımızla güler geçeriz. Lâkin baya ciddî haritalar da var. malûmâlileri güney sınırımızda Irak’tan Akdeniz’e kadar uzanacak İsrail uydusu bir Kürt devleti kurmak istediler… Türkiye asker gönderdi, harekât devam ediyor, nöbetteyiz.
Kimi zaman “PKK, PYD, IŞİD gibi örgütler bu kadar cephaneyi, bu kadar maddiyatı nereden temin ediyor” diye safça sorular soruluyor… Cevabı basit değil mi?
İsrail ve ABD dayısı eliyle veriliyor para da silahlar da. Daha olmadı nükleer silah bile verebilirler teröristlerin eline. Yeter ki bu coğrafyada bir daha uzun ömürlü bir İslâm devleti bulunmasın!.
Bu Kürt devletini kurmak için Diyarbakır’ın Sur bölgesinde şiddetli sokak muharebeleri yaptırdılar. Türkiye devlet ve millet olarak el ele verdi hain planları tutmadı.
Kürt kardeşlerimizin feraset ve basiretini hafife aldılar. Şükür ki bu millet hálâ birlik (tevhid) şuurunu kaybetmemiş. Kürtlerin PKK maskeli hainlerin dinsiz imansız insi (sûretá insan) şeytanlar olduklarını farketmeleri sayesinde kara plan geri tepti.
(İkinci yazı) Günah tavan yaptı…
Hayâsızlık utanmazlık rezillik kepazelik o hale geldi ki, şehit haberlerinin yanında (affınıza sığınarak ve hayá ederek) yazıyorum; fuhuş, hangi peynirle rakı içilir, hangi manken kalçasını nasıl küçültmüş magazinlerii gırla gidiyor.
Müslüman, İslâmcı geçinenlerin umurunda mı?.. Onlar da aynen gûya kızdıkları adamlar gibi löküs hayat sürüyorlar… Acaip pahalı lüks otomobilleriyle statü atladıklarını sanarak gururlanıyorlar… “Adam sende bu devirde haram yemeyen mi var” tesellisi ile avunuyor, giderek hem kendilerini hem ülkeyi mahvediyorlar.
Lüks yiyorlar, lüks giyiniyorlar… 800 liralık gömlek, 25 bin liraya cep telefonu alanları var… “Ahhhh, korona yüzünden bu sene gidemedik, yoksa yedi yıldızlı otellerde yatıp, harika selfiler çekip instagramda paylaşacaktık…”
Kâbe’ye 600 feet (200m) yukarıdan bakan Zamzam Tower’da yatar kalkar, minibardaki soğuk meşrubatlarını içerken tavaftaki hacıları seyrederler. Duyduğumda şok oldum ama, “şu Suudilere hayranım azizim, alkolsüz şarap bir harikaydı” diyen hacılar bile varmış.
Bendeniz günahkâr sade bir Müslümanım. Belki dindar bile sayılmam hakiki mánâsında. Lâkin hal-i pür melâlimizi birilerinin tasvir etmesi gerekir ki, “korona nereden çıktı, İstanbul su havzalarında seviye %16 olmuş, bu yaz kuraklık bizi bekliyor” türünde lakırdılar yaparken biraz utanalım.
Utanmıyorsak imanımız yoktur. İmansız Müslüman mı olur be adam sen ne saçmalıyorsun? Ben demiyorum ki, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hadîs-i şerîf’lerinde “El hayá ü minel iman” buyurmuş.
Dini kuşa çevirdiler, artık feminist İslâmcı bayanlarımız bile var. Güzel dinimizin kadına verdiği muazzam değerden bihaber zavallılar feminizmi kadın hakları sanıyor. Oysa feminizm ateist bir isyan ideolojisidir.
Hem Batı erkeğe niçin isyan eder, onu da anlamış değilim. Yahu ortada erkek mi bıraktınız ki isyan ediyorsunuz? LGBT ile feminizm kol kola sonra da erkeklere isyan. Beyinsizler… 05.01.2021
YORUMLAR