Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

İki gözüm, sevdiğim…

Göz insànoğlu için fevkalâde mühim bir organ.

Göz üzerine (hasseten bizim kültürümüzde) neler söylenmiştir neler. Atasözlerinde vardır, “göz görmeyince gönül katlanır” deriz. Mektuplarda “iki gözüm sevdiğim” derken, aşk, sevgi ölçeğimiz gözlerimiz olur.

Göz görmektir, ışıktır, tanıma öğrenme uzvumuzdur. Bu nedenlerle de göz ve hastalıkları üzerinde tarih boyunca sürekli çalışılmıştır.

Optik (yakın ve uzak görebilme) göz kusurları herkesin bildiği cinsten olanlar. Lâkin iş onlarla bitmiyor. Doğuştan (genetik âmalık, körlük gibi) bozukluklar kadar virüsler gibi haricî müessirlerle meydana gelen hastalıkları da olabiliyor gözlerimizin.

İşte bu çok kıymetli gözlerimizin yapısı ve gözde meydana gelen hastalıkları inceleyip tedavi etmeyi hedefleyen bilim dalının adı «oftalmoloji»dir.

İslâm alimleri oftalmoloji ile alâkalı eski Yunan çalışmalarını Arapçaya çevirmişlerdir. İşi daha ilerletip Yunanlıların yapmış olduğu yanlışlıkları da düzeltmiş, bu sahadaki ilme en büyük katkıyı yapmışlardı.

İslâm âlimleri teorik ve laboratuvar çalışmaları sonucunda elde ettikleri sonuçlar ile kendilerine has bir oftalmoloji anlayışı geliştirmişlerdi.

Huneyn Bin İshak isimli alim IX. yüzyılda göz hakkında yazmış olduğu eserler ile dikkati çeker. Ammar ise X. yüzyılda insànoğlunun ilk katarakt ameliyatını gerçekleştiren isimdir. Ali Bin Abbas ise bazı göz hastalıkları ile alâkalı çalışmalar yapmış ve tedavi yöntemleri geliştirmişti.

XI.yüzyıla gelindiği zaman Ali Bin İsa isimli İslâm âlimi, göz hastalıkları ile alâkalı hususi bir kitap kaleme almıştı. Bu gözlerimizle ilgili ilk eserdi.

XIII. yüzyılda İbn-i Nefis gözün yapısı ile görmenin nasıl gerçekleştiği hakkında ilmî bir eser yazdı. Bu çalışmalar bugüne ışık tutan, gözün yapısını modern anlamda açıklayan fevkalâde ilmi bilgilerdi.

Göz deyince iş tıpla (biyoloji ile) da bitmiyor. “Nazar değmesi” deriz meselâ. Bu da gözle alâkalıdır. Bir şeye özenme, imrenme veya kıskançlıkla bakan kimsenin bakışlarıyla zarar verecek şekilde muhatabı etkilemesi olarak tarif edilir nazar.

Nazar inkârı mümkün olmayan hakikatlerdendir. “Kem gözlü” deriz bazı insànlar için. Bakışlarında meymenet (uğur, güzellik) yoktur. Haset ile bakar, karşısındakinin güzellikleri veya malının fazlalığına göz dikerler.

Muhammed b. Sâib el-Kelbî nazar telakkisinin Benî Esed mensupları arasında yaygın olduğunu, nazarını (kötü bir amaçla) etkili hale getirmek isteyen kişinin iki veya üç gün çadırında aç susuz bekledikten sonra dışarıya çıktığını, kötülüğünü istediği kişiye ait koyun veya deve sürüsüne bakarak, “Bu sürüden daha güzelini görmedim” dediğini, bunun üzerine sürünün (gerçekten de) hastalanıp helâk olduğunu kaydetmektedir (Zemahşerî, IV, 148; Âlûsî, XXIX, 38).

Fıkrası da vardır. Ordu cephaneleri tankları ile çölde ilerlerken bir vadide devasa bir kayanın yuvarlanması sonucu sıkışır kalır. Durumu gören bir deve çobanı koşup gelir ve “bizim köyde nazarı çok kuvvetli biri var, gelip nazar etsin kaya tuz buz olur” der. Komutan gülüp geçer ama saatler ilerleyip içme suları azalmaya başlayınca “çağırın gelsin o herif” der.

Adam askerlere “gözlerimi bağlayın, kayanın yanına gelince yüzümü ona çevirip açın” der. Dediklerini yaparlar. Adam kayaya bakınca “bu ne büyük, ne büyük bir taş” der. Devasa kaya çatlamaya, parçalanmaya başlar. Komutan sakalını sıvazlar ve askerlerine seslenir: “Hemen gözlerini kapatın, tá köyüne götürün orada açın” der.

Mahiyeti nedenini sual edince de, şöyle der: “Bu herif ordumuzun ardından bakıp ‘ne muhteşem bir ordu’ derse…”

Nazar dinimizce de doğrulanmıştır. Kalem Sûresi’nde-68/51), “Nerdeyse gözleriyle seni yere yıkıp öldürecekler” ibaresi vardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, bakışa göre iyi veya kötü bir etki husule gelebilir, bazısının elektrik gibi dokunup çarpacağını, manyetize edeceğini, bir kısmının ise hasedinden tuzaklar kurmaya kalkışacağını ve göz değmesinin gerçekleşeceğini söyler (Hak Dini, VIII, 5305). Kem gözlerin nazarından, iftiralardan Allah’a sığınalım, tedbir olarak da Felâk ve Nâs Sûrelerini okuyalım.

* * *

TÜVTÜRK’ün Araç Muayene Ücretleri’ne yapılan fahiş zammı lânetliyorum. Millet zaten fahiş olan (eski) ücretin indirilmesini beklerken zam yapanlara göz bahsindeki son sözü söylüyorum: GÖZÜNÜZ ÇIKSIN!.. 03.01.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER