İKİNCİ ÖZTÜRK VAKAA’SI
CHP başta olmak üzere tüm muhalefetin yenilenmesi pardon yeniden dizayn edilmesi için kolları sıvayanlar yine sahnede ve başaktörlerde..
Başta CHP’nin içindeki kozmik odada saklanan ulusalcılar olmak üzere, benim adlarına ‘faşo ulusalcı tayfa’ dediklerim de tv ekranlarında, gazete köşelerinde bugünlerde bir hayli yoğun ve panik içinde yine boş durmuyor..
Ve kendileri gibilerinin yönetiminde bulunan tv ekranlara çıkıp, bol bol önerilerde bulunup, o kurnaz ve sinsi akıllarıyla yine yönlendirmeler ve akıl vermelere devam ediyorlar..
Tabi bunların asıl korkusu kapalı kapılar ardında oynanan oyunlardan bihaber, samimi toplumun isteği ve baskısı sonucu oluşacak, yenilenecek bir muhalefetin başına gelecek olan, kadrolarında yer alacak olanların kendi kontrol ve emirlerinde olmayacakları olabilir tereddütüdür.
Bunun en son örneği Erdoğan gibi bir liderlik temposuyla başta Kürtlerin, gerçek sol ve sosyalistlerin yanında aralarında milliyetçi Türklerin de olduğu insanlardan yani, Diyarbakır’da olduğu gibi Erzurum’dan, Konya’dan, Edirne’den Samsun’dan ve Çankırı, Manisa, Antalya, Hatay’dan bile oy alan ve o hızla bu ülkede çok istenen ve aranan bir sol lider kariyerli olduğu anlaşılan Demirtaş’ın öyle ya da böyle devre dışı bırakılmasıdır..
Çünkü Sazdan başka bir şey çalmayı beceremeyen Demirtaş bugüne kadar CHP’yi solcu bilenlerin oyunu bile almış hatta CHP’yi siyaset dışı bırakacak korkusu yaşatmıştı..
İşte muhalefet kanadı için tüm ülkede istenen değişim dolayısıyla esen rüzgarı gören bunlar şimdiden yeni bir Demirtaş tehlikesine yönelik de önlem almıyor değiller.
Bu önlemlerin başında gelen de, çıktıkları ekranlarda Demirtaş olmazlarsa da onun estirdiği rüzgarı estirebilecek siyasi kişi ve kimlikleri şimdiden toplum nezdinde küçültmek, yıpratmak ve itibarsızlaştırmak olduğunu da görmekteyiz.
Bugün Erdoğan, dün Demirel hatta öte gün Menderes iktidar da olsa da Tansu Çiller’in dediği gibi bu ülkede hep asıl iktidar da olan bürokratlar ve bu iktidar yalayıcıları kendilerini gizlemek için solculuk cübbesini giyer, bir papaz gibi değilde yaşananlardan hiç günahları yokmuşcasına ve sanki rahibelermiş gibi bakire rollerini de iyi oynadılar, hala da bir orada bir burada aynı Wals e devam ediyorlar..
Bunun en son örneği CHP’nin Genel Merkezine yakın bir lokantada yenilen yemek ardından, Ardahan’ın da içinde olduğu bir çok yerde liste birlerde aday gösterilip, adeta bedavadan seçtirilenlerin servisçisi olan da bunlar..
Ve şimdi dönmüşler “Kemal bey iyidir de işte…” diyerek ısrarla üzerinde durduğum ve bir çok yazıda belirttiğim gibi önce CHP’de başlattıkları değişimin baş aktörleri olan ve İstanbul’u Erdoğan’dan alan Kaftancıoğlu’nu siyasi yasak kararı ile göndertemezseerde susturdular..
Sonra İmamoğlu’nu bir Karadeniz gezisinde yıprattılar. Adından da verdikleri gaz ile aday gösterdikleri Kılıçdaroğlu’nu CHP’den uzaklaştırıp, gizli destekçileri sağ iktidarların ortaklığıyla muhalefetin üzerindeki hükümdarlıklarına kendileri gibi biriyle devam etmek istiyorlar.
Bunu ben söylemiyorum Karslı gazeteci Deniz Zeyrek ile ilgili ciddi iddialarda bulunan Ardahanlı, Yenilik Partisi Genel Başkanı ve Ardahan eski Milletvekili, şleri gereği istihbarat işlerinden uzman Büyükelçilerden olan Öztürk Yılmaz açık açı söylüyor, bir o kadarda ciddi iddialarda bulunuyor..
Aynı Yılmaz daha önce de Tempo TV’de yaptığım ‘Gazetecilerle Gündem’ programıma katılmış ve bugün yaşanacakları o günlerde bir defa değil, bir çok kez söylemişti.
Ha bu arada bunların lokantada liste bire koydurduğu ileri sürülen yeni Ardahan milletvekilinin de Öztürk Yılmaz vakası gibi olacağı söylense de, şahsen ben bu teze çok inanmıyorum..
Çünkü birinci Öztürk Yılmaz yukarı da anlatmaya çalıştığım gibi bu tayfaya uymamış, güvenmemiş ve bunlara rağmen CHP’den ihraç edilse de ‘Sizlere rağmen ben varım buradayım’ demiş…
Umarım ki yeni milletvekili de Öztürk Yılmaz gibi bunları, anlar önlem alır ve memleketime olduğu gibi ülkeme ikinci Öztürk Yılmaz vakası yaşatmaz.
Çünkü bunlar 1. Öztürk Yılmazlara engel olurlarken yani görevlerini yaparlarken memleketiminde içinde olduğu ülkeye zarar verirlerken kendi işleri yoluna giriyor, rantlarına rantlar ilave edip bununla da yetinmeyip, yedi sülalelerini belediyelerde, kamuda bankamatik memuru yapıyorlar..
YORUMLAR