Yıllar önce daha ortada PYD/YPG yokken “PKK’nın yerine yeni bir terör örgütü hazırladılar! Teröre sadece kabuk/elbise değiştirecek!..” diye yazmıştım. Tahminim aynen böyleydi. Yıllar sonra PKK’nın merkez üssünü Kandil’den Suriye’nin Kuzey’ine taşıyarak nasıl kabuk değiştirdiğine şahit oluyorduk!
PKK yılan misali kabuk değiştirmişti! PKK’nın yeni yüzü PYD/YPG olmuştu. Buna yeni elbise de diyebiliriz. İşte yıllar sonra Türkiye’yi Suriye üzerinden köşeye sıkıştırmak ve abluka altına almak isteyen emperyalist küresel güçler PKK’nın Suriye kanadı ile Türkiye’ye yönelik saldırılarını iyice artırmışlardı.
Emperyalist küresel güçlerin en büyük hayali Büyük Ortadoğu Projesi bünyesinde Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den kopartacakları toprak parçaları üzerinde Büyük Kürdistan’ı kurmaktı. Bu nedenle de Kimyasal Silah bahanesiyle Irak’ın işgal ettiler ve iç savaş ile de Suriye’nin parçaladılar.
Türkiye ve İran’da sert kayaya çarptılar. Fakat Irak ve Suriye’de başarılı oldular. Türkiye’deki adı PKK (Kürdistan İşçi Partisi), İran’daki adı PJAK ( Kürdistan Özgür Yaşam Partisi), Suriye’deki adı da PYD/YPG (Demokratik Birlik Partisi -Halk Savunma Birlikleri) olmuştu. Her üçü de terör örgütü… Üçüz kardeşler!.. Bu üçüz terör örgütlerinin anaları Amerika, babaları Avrupa, süt anneleri de İsveç’tir.
Dünyada ABD, AB, NATO, BM ve birçok ülke PKK’yı terör örgütü listesine almasına rağmen yine de siyasi, ekonomik/finansal, silah/mühimmat, lojistik, istihbarı vs. her türlü desteği verdiler. PYD/YPG’yi uluslararası kamuoyuna sözde Demokratik Birlik Partisi ve Halk Savunma Birliği’ni dünyaya DEAŞ’a karşı mücadele veren örgüt olarak tanıttılar. Oysa ki ABD’li general Wesley Clark “DAEŞ’i biz kurduk” diye itiraf etmişti. Hatta, eski ABD Başkanı Trump, “IŞİD’i Obama kurdu, yardımcılığını da Clinton yaptı” diyerek siyasi gövde gösterisi yapmıştı.
Suriye İç Savaşı’nı büyük bir fırsat bilip Irak’tan Suriye’ye taşınan terör örgütü PKK, karşımıza yeni adı PYD/YPG olarak çıkmıştı. ABD ve bazı AB ülkeleri, PYD/YPG’yi, DEAŞ’a karşı savaştığı için destekliyorlarmış! O yüzden de PYD/YPG’yi terör örgütü olarak görmüyorlardı.
Artık PKK’nın yılan gibi kabuk değiştirerek nasıl PYD, Bukalemun gibi de renk değiştirerek nasıl YPG olduğunu izah etmemize gerek kalmıyor. Hatta PKK, Amerika’da, Avrupa’da, İsveç’te bile demokrasi/özgürlük ve insan hakları ile özdeşleştirilerek anılıyor! Demek ki PKK’nın terör örgütü olduğunu sadece kağıt üzerinde kabul etmişler!
Eli-kanlı terör örgütü PKK’nın elini-yüzünü yıkadılar, bir güzel makyaj yaptılar, yeni bir kıyafet giydirdiler ve dünya kamuoyu önüne sürdüler: DEAŞ terör örgütü ile mücadele eden PYD/YPG!.. Adı DEAŞ ile mücadele eden örgüte çıksa da Türkiye’ye yutturamamışlardı.
Amaçları sınırlarımızın biraz ötesinde tampon bir bölge/koridor oluşturacaklardı ama Türkiye buna müsaade etmedi. Tam aksine tampon bölgeyi/koridoru terör örgütü değil 30 km derinliğe kadar Türkiye oluşturdu. İşte ABD ve bazı AB ülkelerinin Türkiye’ye karşı kinleri, hırsları ve öfkeleri de bu yüzdendi.
ABD’nin, bazı AB ülkelerinin Ortadoğu Projesi ve Büyük Kürdistan hayali suya düşmüştü. Çünkü Türkiye’yi hafife almışlardı. Türkiye’nin siyasi, ekonomik, askeri ve istihbarı vs. her alanda gücüne-güç kattığını, büyüyüp-geliştiğini ve artık o eski Türkiye olmadığını görememişlerdi!..
Ne yapıp-edip Türkiye’yi durdurmaları gerekti. FETÖ ile başaramadılar! Türkiye içindeki PKK cılız çıktı! Siyasi, ekonomik, psikolojik baskılar da sonuç vermedi! Ambargolar, tehditler ve şantajlardan da bir netice alınamadı! Geriye bir tek yol kalmıştı o da Türkiye’yi yeniden kan gölüne çevirmek…
Geçmişte olduğu gibi toplumda kutuplaşma, anarşi/kargaşa ve kaos ortamı yaratma… Halk üzerinde korku oluşturabilmek için büyük şehirlerde bombalı eylemler… Gerektiğinde suikastlar ve fail-i meçhuller… Nihayetinde yeni bir GEZİ, yeni bir ERGENEKON, yeni bir DARBE zemini oluşturabilmek için yeniden düğmeye bastılar!..
PKK/PYD/YPG, FETÖ, diğer tüm irili-ufaklı terör örgütleri ile birlikte tüm siyasi ve toplumsal uzantıları, taşeronları, işbirlikçileri ortak karar alıp 2023 öncesi Türkiye’yi karıştırmak, kaos/anarşi ortamına sokmak ve iç savaş zemini hazırlamak için şimdiden kolları sıvadılar.
Türkiye üzerinde ÜÇ AŞAMALI büyük bir PLAN hazırlandı. Bu plan için de büyük bir SENARYO yazıldı. Yapımcısı, yönetmeni, oyuncular ve figüranlar hazır! Bütçe, kostüm, mekan, ışık, iletişim, ulaşım vs. her şey tamam! Geriye bir tek bu filmin çekilmesi kalmıştı.
Ayrıca çekilecek olan bu filmin her sahnesinde provokasyon, manipülasyon, dejenerasyon kokmalıydı! Çekilecek olan filmin her karesinde duygu, dram, korku, işkence, zulüm, baskı, tehdit, şantaj, dehşet, vahşet, ölüm vs. her şey olmalıydı. Ve şu anda hepsi tek tek icraata konmaya başladı.
Her gün yazılı, görsel ve sosyal medya yoluyla servis edilen yalan haberler, iftiralar, karalamalar… Hele algı operasyonları… Yavaş yavaş da korku da pompalanıyor… Baskı, tehdit, şantaj zaten her zaman var… Geriye ne kalmıştı? Dehşet, vahşet ve ölüm!..
Geçtiğimiz hafta Taksim İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen bombalı saldırı ile başlangıç yaptılar. Başardılar ama iz bıraktılar! Yakayı ele verdiler! Olayın üzerinden 24 saat geçmeden bu saldırı ile ilgili her şey ortaya çıktı.
Yine deneyecekler: bu sefer de canlı bombalar, suikastlar, fail-i meçhuller!.. Fakat yine hüsrana uğrayacaklar ve başaramayacaklar. Aldıkları her cana ve verdikleri her nefese karşı misliyle cevap verileceğine bir türlü akılları ermiyor!..
Terör örgütlerinin, perde arkasındaki karanlık güçlerin yanıldıkları bir şey vardı o da Türkiye’nin bugünkü gücü, kabiliyeti ve hesap soracak kadar donanımlı olması!.. Onların tanıdığı Türkiye çok değişmişti. Artık o eski Türkiye yoktu karşılarında. Tehditlere, şantajlara, baskılara boyun eğen Türkiye çok gerilerde kalmıştı. Şimdi karşılarında bambaşka bir Türkiye vardı!..
Türkiye üzerinde oynanan bütün bu oyunlar ve kurulan bütün tuzaklar tutmaz ise şayet o zaman C planını tatbik edecekler. Yunanistan ile Türkiye’yi savaştırabilirlerse şayet, işte o zaman topyekün saldırıya geçip Türkiye’yi İŞGAL EDECEKLER!..
Yahu bunlar tarihe dönüp bakmazlar mı?! Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı, 15 Temmuz’u ne çabuk unuttular?! Hele bir DENEYİN! Sizin bir hesabınız var ise Allah(cc)’ın da bir hesabı var!.. Bu DEVLET ve bu MİLLET sahipsiz değildir! Bu milletin ve bu devletin SAHİBİ, onları hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır ve yine bırakmayacaktır!..
YORUMLAR