Vücudunuza girmiş bir hastalık varsa…
Erken teşhis edip tedavi sürecini başlatmalısınız…
Eğer ki ihmal ederseniz hastalık kronikleşir,
yaşamı size zindan edebilir…
Ömür boyu sağlıksız yaşarsınız…
*
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ’de böyle…
Sağlıksız bir hayat sürüyorlar,
tedavisi mümkün ama…
Oralı olan yok…
Yarın hükümet otoritesini kaybettiğinde,
“keşke bu rahatsızlığın çaresine baksaydık” diyebilir ama…
İş işten çoktan geçmiş olur.
*
Devlet emekli olacak birine,
“Senin yüzünde kırışıklık yok,
yaşlan öyle gel” diyemez…
*
Birilerinin çocukları sahillerde tatil yaparken, bu insanlar o yaşlarda ayakkabı boyuyorlardı…
*
Haksızlığın boyutu o kadar derin ki,
98 yılında emekli olduysan rahatsın…
99 sonrası ise perişanlık…
2008 yılında olduysan çok kötü…
2013 yılında olduysan çok çok daha kötü…
*
Yani…
Yaşa takılanların sadece emeklilik hakları ellerinden alınmıyor…
Maaş hesaplamasında da haksızlık var.
*
Prim günü dolan sigortalı çalışmak istemiyor…
Neden?
Neden sigortalı çalışmaya devam etsin ki ?
Hem maaşı düşecek,
Hem de boş yere SGK primi yatıracak.
*
Patrona diyor ki,
“ beni sigortalı yapma, parasın ver”
Emekli olunca fazla maaş almak istiyorsan tek çıkış yolu bu…
Yani:
Kaçak çalışmak.
*
Bugün yeni nesil ise,
“ ağzımla kuş tutsam 60 yaşından önce emekli olamam” diyerek…
iş hayatına erken atılmıyor…
*
Peki…
Tüm bu gerçekler ortadayken…
Emeklilikte yaşa takılanlar haklı taleplerini dile getirdiklerinde neden
görmezlikten geliniyor?
Gerekçe:
“Bütçede yeterli para yok…”
*
Vatandaş bunu da kabullenmişti ama…
Yüzlerce çakarlı aracın arka arkayı geçtiğini görünce…
Doğal olarak, “hani paranız yoktu ? “ diye sormaya başladı…
*
Sordu…sordu…sordu…
*
Ve süreç…
31 Mart’a kadar geldi dayandı.
*
Sonra?
Sonra İstanbul ve Ankara seçimlerinde,
EYT önemli bir rol oynadı…
Seçimi AK Parti’ye kaybettirdi.
*
Önceden de sorunlarının çözülmesi noktasında umutlarını yitirmelerine rağmen, yaşa takılanlara kimse hakaret etmiyordu…
Alaya alınmıyorlardı…
*
Sonrasında…
Çocukları evde ekmek bekleyen yaşa takılan mağdurlara bir gazeteci çıkıp,
“takılmasınlar böyle şeylere” deyip karşısındaki kadın sunucuyla birlikte kahkahalar bile attı…
*
Erdoğan’ı bilgilendiren uzmanlar O’na,
“38 yaşında emeklilik olmaz” dedirtti…
*
İşe 1999 yılında bile girsen,
eski yasaya göre zaten 38 yaşında emekli olamazsın…
Çünkü:
2o yaşında işe girsen, 2024 yılında süren dolar…
O zaman da 45 yaşında olursun…
*
“38 yaş” bu minvalde yanlış bir söylemdi…
*
Yaş mağdurlarının sesi, Cumhurbaşkanına gitmeyince de…
meydan bu konuda bilgisi olmayanlara kaldı.
*
Her şeyden daha önemlisi…
Hakkını arayan kişilere “sen kimsin!” muamelesi yapıldı…
*
Adamlar hırsız değil…
İhaleye fesat karıştırmamışlar…
Hiçbirisinin sabıkası yok…
Yolsuzluk yapmamışlar…
Devlete saygı göstermişler…
Gösterilerinde tek bir esnafın camını kırmamışlar…
*
Siz…
Siz ise bunları emekli etmemekle kalmayıp,
gönüllerini de almadınız…
*
“Size yardımcı olamayız ama…
Sağlık konusunda sücretsiz hizmet verelim” bile demediniz…
*
TSK’dan ayrılmış bir arkadaşın bana dediği şu söz hâlâ kulaklarımda:
*
“Elim kolum tutuyor, yeşil kart almaya utanıyorum”
*
İktidar olaraarak,
Görmediniz, duymadınız, konuşmadınız…
*
EYT’liler açken, tok gezenlerden oldunuz…
*
Sonuçta Ankara ve İstanbul’u da kaybettiniz…
*
Bir gönül alsaydınız be abi…
sadece bir gönül…
O bile yeterdi be abi…
*
Sağlıcakla kalın
Seyfi Uzunkök
İstanbul ve Ankara’da EYT etkisi
YAZARLAR
TÜMÜ
YORUMLAR