Geçtiğimiz günlerde Ankara’da, İtalya’nın Milli Günü dolayısıyla İtalya Büyükelçisi Giorgio Marrapodi’nin ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyona katılma şansı buldum. Bu tür etkinlikler, sadece kutlama değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki dostluğun, iş birliğinin ve diplomatik ilişkilerin güçlendiği önemli platformlar olarak karşımıza çıkıyor.
Resepsiyon, İtalya ve Türkiye’nin milli marşlarının okunmasıyla başladı ve bu anlamlı an, iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağların ne kadar derin olduğunu bir kez daha hatırlattı. Konuşmalar sırasında, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay’ın sözleri dikkat çekiciydi. Bozay, “İtalya uzun yıllara dayanan bir dost, müttefik ve stratejik ortaktır” diyerek, diplomatik ilişkilerimizin neredeyse 170 yıl öncesine dayandığını belirtti. Bu kadar köklü bir geçmişe sahip olmak, günümüzde karşılaştığımız zorlukları ve fırsatları birlikte ele almayı kolaylaştırıyor.
Mehmet Kemal Bozay’ın konuşmasında bahsettiği küresel zorluklar ve teknolojik değişimler, hepimizi derinden etkiliyor. Gazze trajedisi, Ukrayna’daki savaş, iklim değişikliği ve yasa dışı göç gibi konular, sadece bir ülkenin değil, tüm dünyanın ortak sorunları. Bu noktada, uluslararası iş birliği ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye ve İtalya’nın bu zorlukları fırsata çevirme çabası, bizlere umut veriyor. Ekonomik alanda ise İtalya’nın Türkiye’nin beşinci büyük ticaret ortağı olması, iki ülke arasındaki ekonomik bağların ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. İkili ticaret hacminin 30 milyar dolar hedefine ulaşacağına olan inanç, gelecek için umut verici bir işaret.
İtalya Büyükelçisi Giorgio Marrapodi’nin konuşması ise oldukça ilham vericiydi. Ankara’da üçüncü kez İtalya’nın Milli Günü’nü kutlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, ikili ilişkilerimizin potansiyelini geliştirmek için gösterdiği çabayı vurguladı. Marrapodi’nin, “Ortak hedefimiz hiç değişmedi, tehlikelere meydan okumak, istikrar ve yoksullukla mücadele gibi ortak stratejik hedefleri ilerletmek, kolektif gücü artırmak için iş birliğini teşvik etmek” sözleri, iki ülkenin ne kadar güçlü ve kararlı olduğunu gösteriyor. Tarihin bize öğrettiği, zor şartlarda bile başarılı olabileceğimiz gerçeği, geleceğe dair umutlarımızı besliyor.
Bu tür etkinlikler, sadece diplomatik ilişkilerin değil, aynı zamanda kültürel ve insani bağların da güçlendiği önemli anlar. Türkiye ve İtalya arasındaki bu güçlü bağın, gelecekte de devam edeceğine ve karşılaşılan her zorluğun üstesinden birlikte gelineceğine olan inancım tam. İki ülke arasındaki bu dostluğun, diğer ülkelere de örnek olmasını diliyor ve bu tür iş birliklerinin artarak devam etmesini temenni ediyorum.