Aslında bu satırlarda mündemiç emel, bütün Türk ve İslâm efkâr-ı umûmiyyesini alâkadar etmelidir. Zira hadise hakikaten mühim ve hálâ her 1 Mayıs’ta halkın asabını bozar, yahudi asıllı Karl Marks’ın izinden giden komünist gürûhlar.
Üzerinden 45 sene geçti. Yàni tarih oldu artık. Lâkin muhtevâsı, fevkalâde ibretamiz dersleri mündemic bir lâ’net vûqûâttır bu «Kanlı 1 Mayıs».
Osmanlı’da tarih yazarlarına vakanüvis (vaka, hadise yazarı) denilirdi. Şimdilerde herşeyimiz gibi bunları da unuttuk[1]. Eğer yalancı tarihçiler değil de dürüst vakanüvislerimiz olaydı bu «Kanlı 1 Mayıs» bütün belge ve bilgileriyle sahih olarak kaydedilmiş ve yeni nesillere faydalı dersler de çıkarılmış olurdu.
1 Mayıs 1977 günü Taksim Meydanı’nda (gûya kutlanan) İşçi Bayramı 34 kişinin ölümü ve 136 kişinin de yaralanma ve sakat kalmasıya bitmişti.
Bunların bir de meşhur «Kanlı Pazar»ı vardır daha eski (16 Şubat 1969) tarihli. Merhum Mehmed Şevket Eygi üstadın henüz Hakk’a yürüdüğü sene vefatından daha bir ay geçmişken rezilâne yazılarla iltisakına çalıştıkları ve iki kişinin öldüğü, ikiyüze yakın kişinin de yaralandığı, Türkiye solcularının belki çok az da olsa övünebilecekleri, conileri denize döktükleri hadise.
Murat Yetkin müfterisi, merhum Mehmed Şevket Eygi üstadı karalıyor, hadisenin “ABD’yi (6. Filoyu) savunma” amacıyla, hattâ yazdığı cehalet ötesi, nádânlık derekesindedir, (háşa, sümme háşa) üstad ve beraberindeki dindar kitlenin (onlar gericiler diye yazıyorlar) Kıbleyi 6. filonun Dolmabahçe açıklarındaki gemileri yaparak (üzerlerine farz olan) vakit namazını eda ve merhum Kadir Mısıroğlu ile birlikte kitleleri tahrik ettiklerini söylüyor.
Bu ididanın yalnızca tüm anarşik hadiseleri planlayanlara CIA eli değdiği ciheti doğrudur. Fakat aynı makalede bay Yetkin bu hadisenin “12 Mart 1971 askerî darbesine doğru tırmanan siyasi kutuplaşmanın dönüm noktalarından biri” olduğunu da söyleyip çelişkinin dik a’lâsını sergiler. Zira merhum üstadın hayatı darbelerin ABD tarafından yaptırıldığını anlatmakla geçmişti.
Merhum tá gençliğinden itibaren tam bir mücahiddi. Allah gani rahmet eylesin, yokluklar içinde evini barkını satarak zar zor çıkarabildiği Bugün ve İstiklâl gazeteleri bu bay Yetkin’in vesâyetçi ilerici tayfasınca kapatılana dek yayın hayatına devam etmiş ve doğrudur, komünizmle mücadele etmişti. Eğer o mücadeleler olmaya idi bugün Türkiye diye özgür bir ülke olmayacak, önce SSCB ırzımıza geçecek, sonra pâk ve sağ kalabilen námûslular (belki bir ihtimal yani), Ukrayna gibi Putin Rusya’sına karşı savaşıyor olacaklardı.
Evet yıl olmuş 2022, bu geri kafalı komünist takım, hálâ her 1 Mayıs’ta halkın asabını bozmaya devam eder. «Üç fidancık» edebiyatını hatırlarsınız. Devlete hainlik etmiş, teröristlik yapmış Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan isimli eli kanlı militanlar bugün artık yalnızca moda kabilinden (entelektüel görünmek isteyen) yazar, çizer ve sair ezik sosyetenin dilindedir.
Bunların ne mal olduğu, fidancık mı yoksa eli kanlı militan mı oldukları da gizli bilgi değil. Size vikipedi malûmatı vereyim: “Deniz Gezmiş Türk Marksist-Leninist öğrenci lideri ve militan. 1965’te Türkiye İşçi Partisine üye oldu. 1968’de 6. Filo protestolarına katıldı. Aynı yıl İstanbul Üniversitesinin işgaline liderlik etti. (…….) askere alınacakken askerden kaçtı. Silahlı Marksist-Leninist örgüt Türkiye Halk Kurtuluş Ordusunu kurdu. 11 Ocak 1971’de Türkiye İş Bankası Emek Şubesi soygununu gerçekleştirdi. 4 Mart 1971 günü dört Amerikalıyı kaçırdı, bir bildiri yayımlayarak 400.000 dolar fidye ve “tüm devrimcilerin serbest bırakılmasını” istedi. Güvenlik güçleri 5 Mart’ta kendisini ve Amerikalıları bulmak için THKO’nun karargâhı sayılan ODTÜ’yü kuşattı. Öğrencilerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. (…….) 1’i asker 3 kişi öldü, 26 kişi yaralandı. 12 Mart 1971 Muhtırası’nın ardından yakalanarak yargılandı ve idama mahkûm edildi. Cezası ertesi yıl Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’la aynı gün infaz edildi.”
Komünistler materyalist, yàni dinsizdir. ABD hiç değilse bátıl da olsa dinlidir. Mecelle’de (29 madde.) “Ehvenü’ş-şerreyn ihtiyar olunur” denilir. Yàni, iki kötüden daha az kötü olanı tercih edilir. Zira diğerlerine kıyasla zarar ve fenalık bakımından daha hafif olduğuna kanî olmuşuzdur.
Bugün şükürler olsun ki, Ukrayna değiliz. Bayram temizliği yapıyor, sevinçle yakınlarımızı kucaklamaya hazırlanıyoruz. Komünist anarşistler bugün yine bir haltlar yemezlerse hepinize iyi bayramlar efendim. 01.05.2022
—————————————-
[1] Bendeniz (birileri gıcık kapsa da) kuş diline dönüştürülmeye çalışılan zengin Türkçemizi ihyâ etmeye gayret ediyorum. Fakat elbette bir çiçekle bahar olmuyor…
YORUMLAR