Kazakistan’ı ilk ziyaretim 2010 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah GÜL ile birlikte Çimkent’ten başlamıştı. Sayın kurucu Cumhurbaşkanı Nur Sultan NAZARBAYEV ile orada tanışmıştık. Ardından helikopterle Türkistan şehrine giderek Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin etkinliklerine katıldık.
Hazreti Piri Türkistan Hoca Ahmet YESEVİ’nin Türbesini ziyaret ederek dualar okuduk. Bu büyük zat yetiştirdiği Alperenleriyle Anadolu’nun fethinde önemli bir rol oynamıştır. Bugün Türk İslam’ı denen Hanefi-Maturidi mezhebinin iyice yayılmasına yol açmıştır. Böylece akla ve bilime önem veren bir dini yorumun kaynağını oluşturmuştur.
Ertesi gün geldiğimiz Nursultan’da (Astana) Uluslararası Türk Bilimler Akademisi’nin açılışına katıldık. Sonra Ordunun askeri tatbikatlarına katıldık.
Kazakistan takip edebildiğim kadarıyla son 10 yılda da büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Dünya çapında devletlerarasında saygın bir yere sahip olmayı başarmıştır.
Bazı eleştirilerde aşırıya kaçılarak haksız ithamlarda bulunulmasını anlayışla karşılamıyorum.
Kazakistan jeopolitiği zor ve acımasızdır. Çin, Rusya ve İran gibi devletlere fiziki yakınlık riskin azametini kendiliğinden göstermektedir. Komşularla iyi ilişkiler ve ekonomik bağlantılar ülkeye değer katmaya devam edecektir. İçeriden işbirlikçi yapıların oluşmasını engelleyici tedbirler arttırılmalı, Kazakistan’ın çıkarları herşeyden üstün tutulmalıdır.
SSCB dağıldıktan sonra bağımsızlığa kavuşan Baltık ülkeleri, Moldova, Azerbaycan, Tacikistan ve Türkmenistan asla Kazakistan’a benzemez. Rusya her an niyetini bozabilir. Çin de öyle düşünür. Zaten Çin Doğu Türkistan Türklüğü için insanlık tarihinin zulümlerinin en şiddetlisini uygulamayı sürdürmektedir.
Kazakistan Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Sayın NAZARBAYEV ülkenin başkentini Almatı’dan Akmolu’ya (Astana, Nursultan) taşırken Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün icraatlarından esinlendiği anlaşılmaktadır. Yıllar geçtikçe halk çoğalacak, refahı artacak ve Devlet güçlenecektir.
Demokrasi yolunda atılan adımlar çok iyidir. Devlet ne disiplinsizliğe terk edilebilir ne de Çin gibi vahşi ve zalim olabilir. Demokrat, adil ve dürüst bir hukuk devletinin varlığı yeterlidir. Nitekim Sayın NNAZARBAYEV de bunu yapmıştır.
Kazakistan’da; kudretli devlet kurumlarına, cesur ve caydırıcı orduya ve sağlam bir ekonomiye ihtiyaç vardır. İşte bunlar yapılmıştır.
Bugün dünyada 300 milyon civarında Türk Dili’ni konuşan halk vardır. Son 150 yıl öncesine kadar büyük oranda anlaşabilen bu halkın şive farkları derinleştirilerek anlaşmaları zorlaştırılmıştır. Stalin döneminde icat edilen yeni farklı kabile alfabeleriyle farklılıklar arttırılmıştır. Ne yazık ki bu dağınıklıklar devam etmektedir. Türk Keneşi’nin birliği sağlama yönünde sağlam adımlar atması beklenmektedir.
İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işde birlik” ülküsü tamamıyla hayata geçirilmelidir.
M.K. ATATÜRK Çanakkale Zaferinden sonra “Tarih yapan kadar tarih yazan da çok önemlidir. Şayet tarih yazan tarih yapana sadık kalmazsa değişmeyen gerçek insanlığı şaşırtıcı bir hal alır” demiştir.
Kazakistan’da Sayın TOKAYEV “Tarih Yapan Adam” olarak Sayın NAZARBAYEV’i tescil etmiştir. Dolayısıyla Sayın NAZARBAYEV Türk dünyasının ebedi liderlerinden biridir.
10 Ocak 2021 tarihinde Kazakistan Parlamentosu için seçimler yapılacaktır. Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert TOKAYEV, Kurucu Liderinin yolunda Kazakistan’a yeni bir istikamet belirleyecektir. Seçimlerin hayırlı, uğurlu olmasını yürekten diliyorum.