Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Kıbrıs, İsrail için tarihi, siyasi ve stratejik olarak neden bu kadar çok önemli?! Çünkü İsrail Devleti’nin temelleri Kıbrıs’ta atıldı. 1948 öncesi (İsrail Devleti’nin kuruluş hazırlıkları yapılırken) İsrail Devleti’nin fiili olarak kurulması için psikolojik, siyasi, stratejik, askeri eğitim ve öğretim kampı olarak Kıbrıs bir merkez üs olarak kullanıldı. Kıbrıs aynı zamanda İsrail’in büyük hayali olan Arzı Mev’ûd kapsamı içindeydi. Kıbrıs sadece İsrail için değil stratejik konumu nedeniyle Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere bütün dünya için de bir o kadar önemlidir.
1946 yılında İngiliz hükümeti, Avrupa’da Nazi zulmünden kaçan Yahudilere müdahale eder! İngiltere, Yahudilere karşı bir kota uygulamasına girişmiş gibi görünse de bunların hiçbirisi hayata geçirilmez ve Filistin topraklarında altyapı oluşturtuluncaya kadar geçici istasyon olarak Kıbrıs’ı düşünülür. İngiltere’nin himayesi, kontrolü ve güvenliği altında Avrupa’nın bütün Yahudileri savaş sonrası gemilerle Kıbrıs’a yönlendirilir.
Akdeniz’de adaların tarihi, stratejik ve siyasi büyük bir önemi vardır. Doğu Akdeniz’de 3. Büyük ada olan Kıbrıs’ta bu adalardan birisidir. Kıbrıs’ın binlerce yıllık tarihi irdelendiğinde ilk yerlilerinin Karyalılar olduğunu görüyoruz. Sonra Fenikeliler ve arkasından da Yunanlılar adaya gelmiştir. Yahudilerin ilk adaya gelişleri Yunanlılar ile birlikte olmuştur. Uzun süre Roma hakimiyeti altında Kıbrıs’ta yaşayan Yahudiler 1570-1573 arası Osmanlılar, daha sonra da 1878’den sonra da İngilizlerin hakimiyeti altında yaşamışlardır.
2. Dünya Savaşı döneminde Nazizm’den kaçan Avrupa Yahudileri, İngilizlerin garantörlüğünde gemilerle Kıbrıs’a getirilmişlerdir. İsrail 1948’de bağımsızlığını ilan edinceye kadar Kıbrıs’ta 50 bin Yahudi mülteci İngilizlerin güvencesi ve kontrolü altında adada kalmışlardır. Ada’da yaşayan Yahudiler İsrail’in devletinin kurulmasıyla birlikte İsrail’e göçmüşlerdir. Geriye çok az Yahudi ailesi kalsa da yıllar sonra İsrail açısından Kıbrıs’ın stratejik önemi sebebiyle Avrupa’dan yeni varlıklı Yahudi aileler göç etmeye başlamıştır.
İngiltere’nin Nazizm zulmüne uğrayan Yahudiler için Kıbrıs adasını seçmesinin sebepleri arasında bu adanın Akdeniz’deki stratejik konumu yanında Lübnan, Suriye ve Filistin’e yakınlığı da bulunmaktadır. Ayrıca adanın savaşa girmemiş ve tarafsızlığını koruyan Türkiye’ye çok yakın olması da İngiltere için bir tercih sebebi olmuştur.
Fakat İsrail’in Arz-ı Mev’ûd (Vaad Edilmiş Topraklar/Büyük İsrail) hayali üzerine Nil’den Fırat nehirleri arası dahil olmak üzere Anadolu topraklarını da içine alan (hatta Kıbrıs’ın da içinde olduğu) topraklara sahip olmak için bugün Gazze/Filistin’de büyük bir zulüm ve soykırım yapılmaktadır.. Vaad Edilen Topraklar üzerinde Büyük İsrail Devleti’nin kurulması/tamamlanması için de PKK terör örgütü taşeronluğunda gözlerini Anadolu’ya dikmişler ve çizmiş oldukları hayali haritalarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu sözde Kürdistan ama özde Büyük İsrail toprakları arasında görünmektedir.
Şu içinde bulunduğumuz günlerde ABD ve İngiltere Suriye ve Irak’ın Kuzey’inde PKK/YPG terör örgütüne nasıl destek veriyorsa aynı şekilde İsrail/MOSSAD’ın da destek veriyor olmasının perde arkasında yatan acı gerçek Büyük İsrail Devleti’nin kurulma hazırlıklarıdır. İsrail’in Gazze/Filistin üzerine bomba yağdırması ve soykırım yapması da bu yüzdendir. Filistin toprakları üzerinde tam hakimiyet sağlamak, Filistin diye bir devletten söz edilmesine mani olmak ve Filistin halkının asimile edilerek topyekün yok edilmesi veya sürgün edilmesini gerçekleştirmek İsrail’in en büyük hayalidir. Zaten İsrail şu anda bu hayalini gerçekleştirmek her türlü çılgınlığı yapmaktadır.
İsrail’in ki Yahudilerin Kıbrıs’a olan ilgisi yeni değildir. Çünkü İsrail Devleti’nin kurulmasının temelleri İngilizlerin himayesinde Kıbrıs’ta atılmıştır. O yüzden Kıbrıs İsrail ve Yahudiler için çok önemlidir. Kıbrıs nasıl ki geçmişte (1948’de İsrail Devleti kurulmadan kısa bir süre önce) Yahudiler için eğitim ve kamp yeri olmuşsa şimdi de Büyük İsrail hayalinin gerçekleşmesi için yeniden kamp ve eğitim yeri olması için her türlü yola başvurulmakta ve her türlü kirli oyun sergilenmektedir. Şu anda Kıbrıs’ta Yahudiler tarafından arazi alımları yoğun bir şekilde devam etmektedir.
Kıbrıs’a yönelik Yahudi göçü her geçen gün daha çok artmakta… Ukrayna-Rusya Savaşı sebebiyle Kıbrıs’a göç eden Ukrayna Yahudilerinin sayısı bugün 20 bin civarına yaklaşmıştır. 7 Ekim Gazze/Filistin –İsrail Savaşı başladıktan sonra KKTC’ye 10 bine yakın Yahudi geliyor. Yahudiler Ada’yı parsel parsel kolonileştiriyor.
Öte yandan Yahudiler Ada’da Güney ve Kuzey ayırımı yapmadan arazi alımları yapıyorlar. Yapılan araştırma ve istatistiklere göre sadece KKTC’de mevcut Yahudi sayısı 50 bine yaklaşmıştır. Bugün kadar Kıbrıs’ta 25 bin dönüm arazi satın almışlardır. Ayrıca 1.500’e yakın şirket kurmuşlardır. Kıbrıs devleti ve halkı bu durumdan olağanüstü rahatsızdır. Yetkililerin bu soruna acil el atması gerekiyor. En azından arazi satışları durdurulabilir. Ve Kıbrıs’a yapılan yoğun Yahudi göçü engellenebilir.
Kıbrıs’ta arazi alımı yapan Yahudilerin çoğunluğu İsrail pasaportu taşımadığı için (genellikle Alman, İngiliz, ABD, Rusya, Ukrayna, Polonya, İran ve hatta Türkiye pasaportu taşıyorlar) toprak alımlarının gidişatı kolonileşmeye doğru gidiyor. Aynı zamanda KKTC ekonomisinin de kuyusu kazılıyor. Kıbrıs’taki Yahudilerin siyasi, stratejik, sosyal ve ekonomik girişimleri ve hamleleri geleceğe yönelik kirli ve sinsi amaçlarının da sinyallerini vermekte…
Bu gidişata ‘dur’ denilemez ve önüne geçilmez se bir gün gelir Kıbrıs da Filistin akıbeti yaşanabilir! Filistin’in başına gelen Kıbrıs’ın da başına gelebilir. Filistin/Gazze’de yaşananlar Kıbrıs’ta da zuhur edebilir. Yani, bir asır önce Kıbrıs’ta ne yaşanmışsa şu anda da o yaşanmakta… Kıbrıs adım adım felakete sürüklenmekte… Kıbrıs’ın altı içten-içe oyuluyor! Kıbrıs üzerinde çok sinsi planlar tatbik ediliyor, yeni oyunlar tezgahlanıyor, yeni senaryolar yazılıyor.
Kıbrıs’ta yasa boşluğundan faydalanan fırsatçılar her türlü istismarın önünü açıyorlar. Bu durum Yahudi simsarların işini kolaylaştırıyor. Yahudilerin Kıbrıs’ta arazi satın almaları 2004’te başlamıştı. Zaman içinde satın almalar zincirlemeye takip etti. Bugün adeta koloni haline geldiler. Kartel/tekel oluşturdular. Arazi alımları bilhassa sahil ve liman bölgelerinde oluyor.
Son yıllarda İsrail ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki ilişkilerin yoğunlaşması da boşuna değildir. Rumlara verilecek olan Markeva tankları başta olmak üzere Hava Savunma Sistemi’nin (Demir Kubbe) Güney Kıbrıs’a inşa edilecek olması ve bu proje için Rumların 900 milyon dolar ödenek ayırması ve İsrail’in Rumlara füze rampaları, kara zırhlıları desteği aralarındaki ilişkilerin nasıl bir boyuta geldiğinin açık göstergeleridir. Bu gidişattan rahatsız olan KKTC’nin bazı siyasileri gerekli açıklamaları yaparak sözkonusu bu tehlikeye karşı acil tedbir ve önlemlerin alınmasını istiyorlar.
Gerçi bu gelişmeler Türkiye çok yakından izleyip-gözlemektedir. Türk istihbaratı da boş durmuyor. Bütün bu gelişmeleri kayıt altına alıyor!.. İsrail’in Kıbrıs üzerine bu denli yoğunlaşmasını, Yahudilerin Kıbrıs üzerinde sinsi planlarını tatbik etmek için her adımlarını her stratejik hamlelerini Türkiye çok yakından takip ediyor. İsrail ve GK Rum Yönetimi arasındaki siyasi, ekonomik ve askeri anlaşmaya göre İsrail’e gidip-gelecek yolcuların güvenliği için Rum deniz ve hava limanları üzerindeki kontrolü MOSSAD sağlıyor!
KKTC’a dünyanın birçok yerinden göç eden Yahudiler artık kendi evleri gibi rahat bir halde yaşamlarını devam ettiriyorlar. Tabi ki onları bu kadar rahat ettiren şey İsrail’in geleceği için Kıbrıs’ta (GKRY ve KKTC) neler yapabilecekleridir. Yapmaya da başladılar… Fakat bu durum gerek GK Rum Yönetimi devletini ve gerekse KKTC Türk halkını son derece rahatsız etmiştir. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye’nsin Lefkoşe Büyükelçisi Metin Feyzioğlu KKTC’deki Yahudilerle ilgili gelen ihbarlar üzerine bazı açıklamalarda bulunarak bu konuda önlemler alınacağını ve hatta yasal düzenlemelere gidileceğini belirttiler. Büyükelçi Metin Feyzioğlu sözkonusu durumu baraj olarak değerlendirerek her an patlayabileceğini vurguladı. Önlemler alınmadığı takdirde KKTC’de İsrail benzeri bir Filistin sorunun çıkabileceği tehlikesinden bahsetti.
Kıbrıs’ta (GKRY ve KKTC) bulunan Yahudilerin MOSSAD kontrolünde istihbarat ve casusluk faaliyetleri yaptıkları da iddialar arasında… Bilhassa geçtiğimiz haftalar içinde İsrail’e çalışan 34 MOSSAD ajanının Türkiye’de casusluk faaliyeti yaptıklarından dolayı tutuklanması Kıbrıs’ta da bu tür faaliyetlerin yapılacağı şüphesini iyice artırmıştır. Ağrotur ve Dikelya askeri üslerinde MOSSAD ajanlarının faaliyet yürüttükleri iddialar arasında yer alıyor.
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi İngiltere’nin 1946 yılında Nazizm zulmünden kaçmak isteyen Yahudilere sahip çıkarak gemilerle Kıbrıs’a göç etmesini gerçekleştirmesi, İsrail Devleti’nin kurulması kesinleşinceye kadar Yahudilerin, İngiliz himayesinde Kıbrıs’ta yaşamasının sağlanmasının temelinde Kıbrıs’ın tarihi, stratejik ve jeopolitik önemi yatmaktadır. İsrail açısından Kıbrıs’ın bu denli önemli olmasının ve kuruluşuyla çok büyük alakasının var olduğu daha açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Başlangıçta (1948 öncesi) Kıbrıs, Yahudiler için bir istasyon, köprü veya geçiş bölgesi olarak düşünülmüştü. Fakat sonrasında Kıbrıs, Yahudiler için adeta bir siyasi, kültürel, dini, askeri ve stratejik merkezi bir kamp haline dönüştürülmüştür. Ayrıca Kıbrıs’ın Akdeniz’in tam göbeğinde Türkiye, Lübnan, Suriye ve Filistin’e de yakın olması ile çok önemli stratejik bir konuma sahip olması da aynı ölçüde etken olmuştur.
1945 ve 1948 yılları arasında Kıbrıs Yahudiler için adeta bir eğitim kampı, okulu ve askeri kışlası haline gelmiştir. İsrail devletinin çekirdek kadroları işte kamp, okul ve askeri kışla olan Kıbrıs’ta yetişmiştir. Yahudiler içinde liderlik vasıflarına sahip olanlara Kıbrıs Yahudi Eğitim Kampları’nda psikolojik, sosyal, siyasi ve askeri eğitimler verildi. Aynı zamanda çocuklar ve askerlik çağına gelmiş gençler de bu kamplarda eğitildi.
Ayrıca eğitici kurslar açılarak su tesisatçılığı, marangozluk, elektrikçilik vb meslek eğitimleri de verilmiştir. İlk zaman toplam 1800 kişi eğitim alıyor. Yahudiler Kıbrıs’ta Matbaa kurup gazete çıkartıyorlar. Kütüphane kurup 4 bine yakın kitap Yahudi göçmene hizmet veriyorlar. Bu kamplarda Kamplar da 17’ye yakın siyasi parti kurulur. Partiler ağırlıklı olarak işçi, dini ve Siyonist ağırlıklı misyon üstleniyor. 1948 yılında Yahudi Devleti’nin kurulması ile birlikte İngiltere kamplardaki Yahudileri serbest bırakıyor. Kıbrıs’taki Yahudi mültecilerin yeni Kurulan İsrail Devleti’ne (Filistin Topraklarına) göç etmeleri kararı alan Yahudi ve İngiliz yetkililer İngiltere devletinin eskortluğundaki gemilerle tüm Yahudi mültecilerin ayda 10 bin kişilik gruplar halinde 4 veya 5 ay gibi bir süre içinde İsrail’e taşıyorlar.
Bütün bunlardan anlıyorduk ki İsrail Devleti’nin tüm altyapısı 15 Mayıs 1948 yılına kadar Kıbrıs’ta hazırlanmış ve tamamlanmış. İsrail Devleti’nin temelleri Kıbrıs’ta atılmıştır. Avrupa’dan Kıbrıs’a göç eden Yahudi mültecilerin psikolojik, siyasi ve askeri eğitimleri Kıbrıs’ta yapılmıştır. İsrail’i doğuran, bugünlere taşıyan ve yarınlara taşımak için de her türlü desteği veren ABD ve İngiltere’dir. İsrail’in Gazze/Filistin’de gerçekleştirmiş olduğu zülüm ve soykırımdan dolayı ABD ve İsrail’de suç ortağıdır.