Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muhsin Akıl

KORKUYORUM: Adım Yine Müneccime, Kahine ve Her Şeyi Bilen Adama Çıkacak!..

Değerli okuyucularım, Başkent Postası’nda 8 aydır yazmaktayım. İlk yazım 15 Mart 2022 tarihinde yayınlanmıştı. Geçen 8 aylık süre içinde ulusal ve uluslararası arenada gündemdeki ahlaki/dini/toplumsal, siyasi/ekonomik/bilimsel ve askeri/teknolojik/istihbarı konuları irdeleyip analiz ederek bazen Haber-Yorum bazen de MAKALE şeklinde yazmaya çalışıyorum.

Geçmişte (2000-2010’lu yıllarda) 10 yıl boyunca Anayurt gazetesinde de aynı üslup ve yöntemle yazdım. Yazılarım yine Haber-Yorum ve MAKALE şeklindeydi. Fakat çoğu zaman da yine ulusal ve uluslararası bazı olması muhtemel çok önemli olayları günler/aylar öncesinden normal/rutin haber yapıyordum. Bazı tahmin ve iddialarım gerçek/doğru ÇIKINCA ister-istemez dikkati çekiyor ve gündeme gelerek medyada kendim HABER oluyordum! Ulusal çoğu gazete ve televizyonlar (ve bazı internet siteleri) benimle röportaj yapmak istiyorlardı. İstemeyerek de olsa bazı gazete ve televizyonlarla röportajlarım oldu.

O dönemde CHP’de büyük bir değişim yaşanacağını (CHP’de Deprem başlığı ile…) Genel Başkan Deniz Baykal’ın yerine şu andaki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geleceğini aylar öncesinden Anayurt’ta yazmıştım. Bu konuda CHP(Deniz Baykal)’ı uyarmıştım! Fazla uzun sürmedi birkaç ay sonra iddiam/tahminim geçek çıkınca da yer yerinden oynadı! CHP’de Deniz Baykal’ın kaset olayı!..

Bu yazımdan dolayı Reha Muhtar beni ve yazımı Vatan gazetesinde köşesine taşıdı. Hakkımda iki gün süren çok ilginç bir yazı kaleme aldı! Reha Muhtar, beni müneccim/kahin ilan etti! Tabi Reha Muhtar yazınca diğer gazete ve televizyonlar röportaj yapmak için sıraya girdiler. Bazı gazete ve televizyonların aşırı ısrarı üzerine sadece bir internet sitesi ve iki televizyonla röportaj yapmıştım. Kanal D’deki röportajım iki saat sürmüştü. Ama yayınlanmadı!.. Belki de yayınlatmadım!.. Sebebi çok ilginç ve uzun bir hikayedir. Başka bir zaman neden ve niçin yayınlanmadığı veya yayınlatmadığımı anlatırım.

CHP ile ilgili iddialarımın yer aldığı yazımdan sonra bu sefer aynı olayın MHP(Devlet Bahçeli) ve AK Parti(R. Tayyip Eredoğan)’ın da başına geleceğine yazmıştım. Kısa bir süre sonra MHP’li milletvekillerin kaset olayları patlak verdi. Yine gazete ve televizyonlar beni aramaya başladı. Üçüncü olarak AK Parti’nin de başına benzer bir olayın geleceğini yazdım. Ne yazık ki (AK Parti’nin ses kayıtları!) bu da gerçekleşti. Yahu ben aylar öncesinden FETÖ kumpasından bahsediyordum. Keşke yazılarımdaki uyarılarım muhataplarım tarafından ciddiye alınsaydı! Evet, ciddiye alındı ama iş-işten geçtikten sonra… Yazılarım dikkate alındıktan sonra toplumda, devlet erkanında ve medyada o kadar çok dikkat çekmişti ki… Arayan arayana…

Yahu ben kendi halinde sıradan bir gazeteci-yazarım. Şöhreti sevmiyorumdum!.. Nihayet kısa bir süreliğine telefonumu kapatarak Ankara’yı terk ettim. Artık gazete ve televizyonlar, siyasi partiler, devlet erkanı tarafından aranmak istemiyordum! Antalya’ya gitmiştim. Fakat Anayurt gazetesinin imtiyaz sahibi merhum/rahmetli Naci Alan ağabeyim bir gün beni aradı! (Çünkü vermiş olduğum özel bir telefon numarası ile Ankara’dan bana sadece Naci Alan ağabey ulaşabilirdi.) Naci ağabey, Deniz Baykal’ın benimle görüşmek istediğini söyledi. Rahmetli Naci ağabeyi kıramazdım. Deniz beyle ancak Antalya’da görüşebileceğimi söyledim. Deniz Baykal Antalya’ya geldi ve görüştük! Konumuz malum kaset olayı!..

İddialarım/tahminlerim arasında sadece CHP’deki değişim (Baykal’ın gideceği, Kılıçdaroğlu’nun geleceği) haberi/yazısı yoktu! Aynı zamanda 40 yıl öncesine giderek birçok iddiamın/tahminimin doğru/kesin çıktığını söyleyebilirim. Olaylar gerçekleşmeden günler ve aylar önce ya haber olarak ya da makale olarak yazmıştım. 1982: Ankara/Esenboğa Asala/Ermeni Terörü… ABD’yi evinde vuran 11 Eylül Terörü… İstanbul Boğazı’ndan geçen VARYAG GEMİSİ: Haberi Ali Kırca ile birlikte Star TV’de hazırlayıp-yayınlamıştık! Kaynak ben, haber Ali Kırca… Ergenekon operasyonları başlamadan 7 ay önce, önümüzdeki aylarda operasyonların başlayacağını Anayurt’ta yazmıştım. Ortada 2023 Projesi ortada yokken yıllar önce 2023 Projesi’nden birçok yazımda bahsetmiştim. Daha sayamayacağım kadar önceden yazıp da sonradan gerçekleşen olay vardı…

Anayurt gazetesinde yazdığım 10 yıl boyunca yazılarımdan dolayı (bir teki hariç) herhangi bir dava açılmadı. Dava açan tek kişi de FETÖ ele-başı (terörist) Fethullah Gülen’di. ABD/Pensilvanya’dan hakkımda dava açmıştı. Biz de gerekeni yaptık! Davayı açan avukat vs. cezasını buldu!

40 yıllık gazetecilik hayatım boyunca asılsız, asparagas, belgesiz hiçbir haber yapmadım. Hukuken beni zor durumda bırakacak hiçbir makale yazmadım. Anayurt gazetesinde 10 yıl boyunca yapmış olduğum her haberin mutlaka bir belgesi olmuştur. Ne kendimi, ne gazetemi (şimdi de ne kendimi ne de Başkent Postası’nı) zorda bırakacak herhangi bir yazı yazmam ve herhangi bir haber yayınlamam.

Anayurt gazetesinde 10 yıl boyunca yazdım. Büyük bir okuyucu kitlem vardı. Şu anda Başkent Postası’nda yazıyorum. Şükür ki kendimize yetecek kadar az ve öz bir okuyucu kitlemiz var. Böylesi bir durumdan çok memnunum. Şimdilik az ve öz okuyucu olmasında fayda var!..  Eski Anayurt okuyucularımdan 10 yıldır kopuğum. Nerede ne yaptığımı, nerede ne yazdığımı bilmezler. Şu anda benim Başkent Postası’nda yazdığımı da bilmiyorlar. İnşallah eski okuyucularım Başkent Postası’nda yazdığımı öğrenirler.

Aslında yazmak ve haber yapmak istediğim o kadar çok şey var ki!.. Hele bir zamanı gelsin!.. Şu anda yazdığım veya haber yaptığım zaman boşa gider!.. Her şey yerli yerinde olmalı!.. Yeri ve zamanı gelmeden hiçbir şey yapmamalı!.. O zamana kadar Başkent Postası da daha çok bir kitleye ulaşır!.. Şu anda önemli olan Başkent Postası’nı doğru makale ve doğru haberlerle beslemek… Bir de Başkent Postası’nın reklam yönünden de güçlenmesi gerek… 

Başkent Postası’nda bir avuç insan gecesini-gündüzüne verip öyle bir çalışma yapıyorlar ki… Zamandan, özel hayatlarından öyle bir fedakarlık yapıyorlar ki… Aynı şekilde Başkent Postası’nın değerli yazarları için de geçerli. Onlar da göndermiş oldukları yazılar ile Başkent Postası’nın yüzünü ağartıyorlar. Başkent Postası’nın Genel Yayın Yönetmeni Seyfi Uzunkök, İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Can Uzunkök ve Ankara Temsilcisi Serdar Nalcı ve Türkiye genelindeki temsilcilikler ve muhabir ağının BAŞARISI zaten Başkent Medya Grubu’nun yayınlarına yansımaktadır. Ben şuna çok inanıyorum ki gerek Başkent Postası İnternet Sitesi, gerek Başkent Postası Gazetesi ve gerekse Başkent Postası TV istikrarlı bir yayıncılık yaparak yavaş yavaş büyümekte ve zamanla daha çok bir kitleye ulaşacaktır. 

Değerli okuyucularım, affınıza sığınarak diyorum ki son günlerde yazılarımda yine bazı önemli iddialarda bulunmaya başladım. Ne yapayayım, duramıyorum. Körolası sınır ötesi gazetecilik ve yazarlık! Normal/rutin yazamıyorum! Yazdığım yazı, yorum veya haber DERİN olacak!.. Tam 40 yıllık gazetecilik ve yazarlık tecrübesi!.. 40 yıllık psikolojik harp, istihbarat ve terörle mücadele birikimi!.. Ve 40 yıllık araştırmacı, sorgulayıcı ve irdeleyici bakış… Benimkisi  böylesi bir gazetecilik ve yazarlık. Zaten adını yıllar önce koymuştum: SINIR ÖTESİ GAZETECİLİK ve YAZARLIK!.. Evet, bugün neden böyle bir yazı yazdım?! Yine ulusal ve uluslararası bazı önemli olaylar üzerinde iddialarda bulunuyorum. Bütün korkum bu iddialarımın/tahminlerimin gerçek/doğru çıkması!.. İnşallah yanılan ben olurum da hiçbir iddiam/tahminim GERÇEK/DOĞRU ÇIKMAZ!..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER