Medicana International İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Müge Yaşar: “Dijital yorgunluk artık modern hayatın sessiz salgını”

Medicana Sağlık Grubu Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, sürekli yorgunluk hissinin bir hastalık değil, modern yaşamın sonucu olduğunu belirtti. Dijital uyaranlar, sosyal medya kullanımı ve yoğun iş temposunun ruh sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çeken Yaşar, dijital tükenmişliğin toplum genelinde giderek yaygınlaştığını vurguladı.

Ara 16, 2025 - 11:14
Medicana International İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Müge Yaşar: “Dijital yorgunluk artık modern hayatın sessiz salgını”


Medicana International İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, modern çağ insanının sıkça dile getirdiği “çok yorgunum” ifadesinin, bireysel bir yakınmadan öte toplumsal bir soruna dönüştüğünü söyledi. Yaşar, “Sürekli yorgunluk bir teşhis değil, bir sonuçtur. Arkasında depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları ve iş yaşamının baskıları gibi birçok neden bulunur.” dedi.

Yorgunluk Çağın Yeni Dili
Modern yaşamın temposunun insan biyolojisinin kaldırabileceğinden daha hızlı ilerlediğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, “Pandemi sonrası dönem, dijital yük ve sürekli koşturma hali, mevcut ruhsal sorunların daha yoğun yaşanmasına neden oluyor. Yorgunluk yeni bir durum değil ancak çağın yeni dili haline geldi.” diye konuştu.

Tükenmişlik Bir Hastalık Değil
Tükenmişlik sendromuna da değinen Yaşar, Dünya Sağlık Örgütü’nün bu durumu bir hastalık olarak değil, iş yaşamına özgü bir stres yanıtı olarak sınıflandırdığını hatırlattı. Yaşar, “Enerji tükenmesi, işle duygusal uzaklaşma ve mesleki verimlilikte azalma ile kendini gösteren bu tablo, artık bir toplum meselesi haline geldi.” ifadelerini kullandı.

Dijital Dünya Beyni Sürekli Alarmda Tutuyor
Gelişen teknolojiyle bireylerin sürekli uyaranlara maruz kaldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, “Bildirimler, mesajlar, sosyal medyada kusursuz görünen hayatlar ve her an ulaşılabilir olma beklentisi, dijital tükenmişlik dediğimiz yeni bir ruhsal tabloya yol açıyor.” dedi. Bu durumun kronik stres yarattığını vurgulayan Yaşar, artan kortizol ve adrenalin seviyelerinin bedeni sürekli ‘savaş ya da kaç’ halinde tuttuğunu kaydetti.

Sosyal Medya Yorgunluğu Bilimsel Olarak Çalışılıyor
Araştırmaların, sosyal medyayı yoğun kullanan kişilerde anksiyete, depresyon ve yorgunluk belirtilerinin daha sık görüldüğünü ortaya koyduğunu aktaran Yaşar, “FoMO olarak bilinen ‘bir şeyleri kaçırma korkusu’ ve teknostres arttıkça dikkat eksikliği ve tükenmişlik hissi de artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Yavaşlamak ve Sınır Koymak Şart
Sürekli yorgunluğun bedenin ve zihnin alarm sistemi olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, çözümün yaşam ritmini yeniden düzenlemekten geçtiğini vurguladı. Yaşar, “Dijital detoks, zaman yönetimi ve sınır koyma becerisi, tükenmişlikle mücadelede son derece etkilidir. Özellikle yatmadan önce ekranların kapatılması ve bildirimlerin sınırlandırılması uyku kalitesini artırabilir.” dedi.

Anı Yaşamak Ruh Sağlığını Güçlendiriyor
Farkındalık çalışmaları ve nefes egzersizlerinin önemine de dikkat çeken Yaşar, “Anı yaşamaya odaklanmak, zihnin sürekli kaygı ve endişe arasında dolaşmasını azaltır. Gerçek sosyal temas, anlam ve amaç katan aktiviteler, tükenmişlik riskini azaltan en güçlü koruyucu faktörlerdir.” ifadelerini kullandı.


Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI