Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Melekler dişi mi, erkek midir?

Ziyâ Paşa merhum ne güzel demiş:

Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi,
Hainlere amma ki riayet yeni çıktı.

(Gerçi doğruyu söyleyenler daha önce de nefretle karşılanıyordu, / Lakin hainlere tâbi olmak yeni çıktı.)

Dünya yine büyük bir harbe (3. Dünya Savaşı) sürükleniyor. En azından zahiren durum böyle. Bakalım önümüzdeki günler neler getirir?

Böyle zamanlarda akıllı, tecrübeli bilge siyasetçiler ne yapar?

a) Şurda burda ittifaklar kurup seçimi kazanmayı planlarlar.

b) Muhalefettekiler iktidarı devirmek için hiçbir fırsatı kaçırmaz, sürekli gerginlik ve iç huzursuzluk çıkarırlar.

c) Birlik ve beraberliğin tesisi için çalışır, bizi içeriden vurma ihtimali olan nifâk tohumlarını tesirsiz hale getirmeye çalışırlar.

Bu testin doğru cevabının (c) şıkkı olduğu malûmâlileri. Fakat maalesef «akıl tutulması» buna mani oluyor… Hem iktidar hem muhâlefet ciddî bir «akıl tutulması» yaşıyor!

Türkiye hálâ içindeki vatan hainlerini temizleyebilmiş değil. Bunlar yarın birgün Türkiye bir savaşa girse bizi içimizden vuracaklar!.. Eğri oturup doğru konuşalım, buna «akıl tutulması» dışında bir teşhis konulabilir, bir çerçeve çizilebilir mi?

Muhterem okurlarım, ceddimiz II. Mehmed Han, Fatih ünvanını alacağı kuşatmayı yaptığında, topları surları döverken (Bizans yıkılırken) surlar arkasındaki Kostantaniyye’de en büyük tartışma neydi bilir misiniz?

“Melekler dişi midir, erkek midir?” tartışması… Siyasilerimizin entipüften şeylere odaklanmasına bundan daha güzel misâl bulamadım.

Birbirlerine nükleer silah kullandıkları takdirde serpintileri üzerimize gelecek kadar yanıbaşımızda, «Ukrayna Krizi» var.

Durum o kadar vahim ki, her iki tarafla da ilişkilerimiz var. ABD ile NATO bağımız, Rusya ile hem siyasî hem iktisadi ilişkilerimiz var. Rusya’dan NATO’ya rağmen silah sistemleri bile aldık.

Bu durumda çıkacak bir savaşta her iki tarafın da biraz düşmanı sayılmaz mıyız sizce de? Mübarek ceddimiz ne güzel demişlerdi: “İster isen sulh-u salâh, hazır ol cenge.”

Pekâlâ biz cenge (savaşa, harbe) hazır mıyız? Lafta hazırız amma ve lâkin gerçekte hiç de hazır değiliz. Ne silah, ne ekonomi, bütçe, ne millet olarak hazır sayılmayız.

Dedim ya, daha PKK uzantısı partiyi (HDP) parlamentodan atamadık. Bu nasıl bir aczdir Allah aşkına?

28 Şubat’ın yıldönümü yaklaşıyor. Türkiye Müslümanları 28 Şubat’ta çok zulüm gördü Atatürkçü lâik kesimden. Ve fakat, iktidarı da onlar sayesinde kazandılar. Evet, yanlış okumadınız onlar sayesinde…

Merhum şairler sultanı Necip Fazıl Kısakürek üstad ne demişti?

Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın;
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..

Gerçek de böyle değil midir? Bir gündüz olur, bir gece. Müslümanlar gündüz vaktini maalesef iyi değerlendiremedi. Onlar 22 sene iktidar olsalardı hiçbir mevkide tek abdestli Müslüman bırakmaz, hepimizi sürüm sürüm süründürürlerdi.

Biz de aynısını mı yapalım? Elbette hayır. Biz «adalet» deriz. Parti adına bile koyduk bu sağlam düsturu. Adalet ve Kalkınma dedik öyle mi?

Yàni intikam alalım demiyorum, adaleti sağlayalım diyorum. Öyle ki bir daha aynı zulmü işleyemesinler. Okul birincisi hemşireyi tartaklayan karı ve ona emir veren serseri fasafisör hálâ vergilerimizden maaş alıyor, utanın, utanın… Ar’ün aleyküm. 15.02.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER