Meğer sigara hakikaten zararlıymış… Keş bir tiryakisi olmasam da içiyorum, Allah bu zararlıyı cümlemize terk etmeyi nasib eylesin.
Fakat hayır, bugün sizlere sigaranın o klasik “Yeşilay” mantıklı o biyolojik veya fizyolojik bünye sağlığına olan zararından bahsetmeyeceğim.
Onu anlatan çok zaten… CB’na kadar haddinden fazla Yeşilaycımız var şükürler olsun.
Solcu kesimden bir yazıda da okudum bugün. Sigaranın yalnız insàn sağlığına değil, asıl büyük zararı hazineye yàni “devlet” sağlığına.
En büyük sigara hainliği (birçok benzerleriyle birlikte) merhûm CB Turgut Özal’ın liberal kapitalist sistemin temeli, Adam Smith‘ten etkilenmiş iktisatçıların geliştirdiği “Laissez faire, laissez passer!” hamlesiyle gerçekleşiyor!
(Türkçe ifadesi) “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” olan bu zırkapitalist ve fakat millî «Tosuncuk sistemi»[1] sonrasında yàni.
O günlerde halk fena halde bunalmış, çok dertli. O yüzden 12 Eylül askerî darbesi sonrası gelen bu millî (!) «Tosuncuk sistemi» halkın hattâ münevverlerin dahi tepkisini çekmiyor!..
Üç beş doları bile rahatlıkla bozduramıyorduk. Merhûm Özal tam da böyle bir devirde “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” deyince sigara, döviz dahil her konuda adeta bir devrim gerçekleşmişti… (Serbest Piyasa ekonomisi de diyorlar)
O yıllarda, şimdilerde gençlere hap−uyuşturucu sattıkları için yakalanıp ceza yiyenlerin ağabeyleri “sigara torbacısı” idiler. (Tombalacı da derlerdi) Marlboro gibi ülkeye kaçak yollardan girmiş sigaraları satarlardı.
Sigara kaçakçılığı günümüzde de hızla devam ediyor. PKK gibi terör örgütlerinin bir numaralı gelir kaynağı.
Fakat kaçakçılığın bu kafayla engellenmesi hayli zor, hattâ muhal (imkânsız). Zira yerli sigara neredeyse üretilmiyor, üretilen de yabancı malı. Ve iktisadın bir diğer temel kuralı devreye giriyor: Arz – Talep. Sigara yüksek zamlarla öyle uçtu ki, garibanlar kaçak sigaraya adeta mahkûm edildi.
Soner Yalçın da benzerini yazmış: “Türkiye ithal sigara cenneti yapıldı. Bugün Türkiye’de 15 milyon kişi sigara içiyor! Yılda 110 milyar adet sigara tüketiliyor…” diye yazmış. Yàni (ortalama olarak) günde bir paket sigara içiyor bizim tiryakiler.
İçtikleri de Marlboro, Parliament, LM, Camel gibi yabancı markalar. Bir paket sigaranın en kötüsü, en ucuzu 15 TL. 20 küsur liraya kadar sigara var bayilerde.
Soner’in de bizim de yazdıklarımız, ne Ak Parti’nin 20 yıllık iktidarı için, ne de öncesi için yalnızca… Yazılarımız ceffel kalem.
Hainlikler, tá İnönü devrine kadar uzanıyor…
Günümüzde; Yeni Harman, Maltepe, Kulüp, Yenice, Bafra, Gelincik, Samsun, Bahar, Birinci sigaraları gibi Türk tütünüyle yapılanları değil, GDO’lu yabancı marka sigaraları içiyoruz.
1983’den buyana bize genetiği değiştirilmiş / GDO’lu mamulleri, kanser riski iyice artmış pis sigaraları içiriyor kahrolasıcalar…
O yüzden solcu molcu demeyin Soner’in “Kolculardan Küreselcilere” başlıklı (Bize ne içiriliyor) yazısını da okuyun, pek muhterem ricâl-i devlet.
Ve Allah aşkına “çok iş var, bunlara sıra gelmez” demeyin. İş çok ama siz de çoksunuz. Her vekile seçim bölgesi çalışmalarını AKBİS’e[2] kaydettiriyorsunuz ya, bu konuyu da Bakanlık düzeyinde AKBİS’e giriniz. Selâm ve hürmetlerimle. 06.07.2021
—————————————–
[1] Halkı kandırmak suretiyle topladığı haram paraları yurtdışında yedi bitirdi ve Türkiye’ye dönüp teslim oldu. Bence bu çocuğun adını kullanalım “Laissez faire, laissez passer” yerine. Millî olur, net kavranır!
[2] AKBİS: Ak Parti Bigi Sistemi (Seçim hazırlığı ağırlıklı malumatları toplayacak program) kısaltılmışı.
YORUMLAR