Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Müstehcenlikle dini bitirmek…

İçtimâî yapıyı kanser gibi sarmış ahlâksızlıklarda, seks manyaklığında, tecavüzlerde, azgınlıklarda, pisliklerde, cinayetlerde; müstehcen yayın yapan gazetelerin ve tv’lerin büyük rolü ve suç ortaklığı vardır.

Ahlaksızlık ve tecavüzler müstehcen yayınların sebep olduğu neticelerdir. Sebepler önlenmezse, neticelerin önüne geçilemez, kanser belki tedavi edilir ama bu pis illet rehabilite edilemez!.

Ceza Kanunumuz, bütün yetersizliğine rağmen müstehcen yayınları suç sayıyor, ceza veriyor ama yargı bu kanunları işleme koymuyor! Dinsiz densiz donsuz medyanın müstehcen yayınları frenlenmezse toplumun bir kısmı daha da azacak, bünyemizde iğrenç ve dehşetli pislikler ve cerahatler oluşacaktır.

Hem Atatürkçü geçinen, hem de müstehcen yayın yapan medya bilsin ki, Atatürk ve halefi İsmet zamanında böyle yayınlar yapılamıyordu.

İki türlü dinsiz vardır. Biri inanmaz ama dindarlara ve dine saldırmaz. İkincisi, hem inanmaz, hem de saldırgandır. Müstehcen yayın bezirganları toplumun temellerini (taammüden) dinamitleyenlerdir!.

Onlar âileye, iffet ve namusa karşıdır. Onlar şer’î nikâha karşıdırlar ama nikâhsız birlikteliklere karşı değildirler!.

Ceza Kanunundan zinâ suçunun çıkartılması neticesinde ahlâkın tepetaklak olacağı belliydi ve nitekim de oldu. Pekâlâ kim yaptı bunu? Dinsiz ve donsuz takım istiyor diye bizden olanlar yaptı…

Ülkedeki ahlâksızlıktan, ahlâksız alçaklar kadar, vazifesini yapmayan sözde Müslümanlar da birinci derecede sorumludur. Emr-i mâruf ve nehy-i münker (mühim) bir farzdır. Bu farzı yerine getirmek, cenaze namazı gibi farz-ı kifayedir ama yeteri kadar Müslüman bu farzı yerine getirilmezse bütün dindarlar dinin yıkılmasından sorumlu olur.

Müslümanlar bu rezaletleri her vasatta yasal yollarla protesto etmez ve engellemeye çalışmazlarsa, gün gelir taşan kazuratın içinde dindarlar da boğulur!.

Müslümanlar baskı yapmak ve Ceza kanununa zinâ suçunu tekrar koydurtmak için çalışmakla yükümlüydü. Onlar bunu yapmak yerine seyirci kaldılar, parti holiganlığı baskın geldi…

Müslümanlar, müstehcen yayınları suç gören ve cezalandıran kanun maddelerinin tatbikini istemekle yükümlüdür. “Bana ne” diyenler yüzünden pislikler evlerimizin içine kadar girdi.

Artık TRT filim yahut dizilernde bile lezbiyen ve gay tiplerle karşılaşabiliyoruz.

Sigara tüketimini engellemek için müstehcenlik çağrıştıran resimler kullanılıyor! Bu beyinsizlikle müstehcen yayınlar, teşvik görür…

Bazı gazete ve tv’lerin, «genelev yayın organı» gibi çalışmasına, halkı ve gençliği zehirlemesine niçin göz yumulmaktadır? Diyanet müstehcen yayınlarla neden etkili şekilde mücadele etmiyor?

1970’li yıllarda Müslümanlar müstehcen yayınlarla mücadele ediyor, kitaplar bile çıkarıyordu. Şimdi bana dokunmayan yılan bin yaşasın…

Bu gidişatın sonu ne olur? Sodom Gomore, Ad ve Semud gibi üzerimize azab iner ve helâk oluruz. İki cihan güneşi efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayan toplumların yıkılacağını haber veriyor.

Müstehcen, Arapça’dan dilimize geçmiş bir sıfat olup “çirkin bulmak suretiyle ayıplamak”tır. Edep ve hayâ ile bağdaşmayan, marufa, ahlâka aykırı, açık saçık, ayıp demektir.

Peyami Safâ üstad, “Müstehcenlik mutlak değil izâfî bir mefhumdur. Zamâna, mekâna ve derecesine göre mánâsı değişir” diyordu.

Yàni eğer bugünkü haline ses çıkarılmazsa yarın o çirkinliği kanıksar ve en ayıp şeylere bile müstehcen demezsiniz!. 31.01.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER