Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hilal Yıldırımhan

ÖFKE VE ŞİDDET

                  ÖFKE VE ŞİDDET

Son yıllarda ülkemizde yaşanan şiddet olaylarını üzülerek duymaktayız. Şiddet, istenmeyen, kasıtlı, planlı ve de yıkıcı ve zarar verici enerji ve kuvvet kullanımı bir hak ihlalidir.

Allah’ın çizdiği sınırları aşıp öfkesini yönetemeyen olası sonuçları düşünemeyen şuursuzlar şiddet gösterebilmektedir. Özellikle dezavantajlı gruptan olan kadın ve çocuklar şiddete ülkemiz ve tüm dünyada maruz kalmaktadır. Bu durumda saldırganı kontrol edemeyeceğimize göre olası riskleri düşünüp tedbir almak önemlidir.

Yapılan araştırmalara göre, evde silah bulundurma intihar riskini beş kat arttırmakta, cinayet riskini 3 kat arttırmaktadır. (1)

Yaşanan olaylardan ders almak şiddetin nedenleri üzerinde düşünmek gereklidir. Diğer taraftan doğru zamanda, doğru mekânda, doğru yerde doğrularla olarak riskleri azaltmanın hayati önemini görmekteyiz.

Şiddet ve suç insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlık tarihinin bilinen en eski şiddet eylemi kardeşini öldüren kabilin cinayetidir. Şiddet eyleminin nedenine baktığımız zaman Kabilin kardeşine olan kıskançlığını görürüz.

“Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” diyen Kabil örneğine mukabil “Ad olsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Diyen Habil örneği.

İkisi de insan ancak biri aklı değil duygularıyla hareket ediyor. Kötülük yapmayı tercih ediyor. Nefsi onu kardeşini öldürmeye itiyor ve onu öldürüyor. Ayete göre ” Böylece ziyan edenlerden oldu. (Maide: 30)

Habil’in şiddet uygulamamasının nedeni Allah’ın sevgi ve desteğini kaybetmekten korkuyor olması. Mağdur olsa da hesap vereceği o güne inanması. Kötülük yapamadığından değil kötülük yapmayı tercih etmediğinden öfkesini yaratana sığınarak nazikçe kovma iradesinde bulunuyor.” Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” (Maide: 28)

Duygularda yaratılmıştır. İnsanı korumak bağ kurmak için gereklidir. Sevmek bir duygu olduğu gibi öfkede bir duygudur. Duygular doğru ve dozunda yaşanırsa akıl ve eylem ilişkisinde irade güçlenir.

Ahiret değeri olmayan, dünyevi menfaatlerle derin öfkeler biriktirmek küçük bir grupta, ailede ve dahi toplumda vahdet oluşturulamamaktadır. Halbuki “İman edip salih amel işleyenler için Rahman, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.” (Meryem, 19/96.) 

Efendimiz (s.a.v) göre, “Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek ve Allah için nefret etmektir. Duyguları yaratan Allah sınırlarını da belirlemiştir. Anlaşılacağı üzere sevgiyi ve nefreti değerli kılan Allah rızası için olmasıdır.

Selam ve saygılarımla.

 

 (1)http://www.who.int/violenceprevention/approach/definition/en/

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER