Oy ver tamamdır, gerisini düşünme. Hayır iş öyle basit değil.
Bazıları Türkiye seçmeninin böyle davrandığını hattâ, hata yapsa bile çoğunluk seçmenin Erdoğan’a destek vermeye devam ettiğini iddia ediyor ki bu hepten saçmadır.
Akıl iki tercih arasında kaldığında daha iyisini seçer. İki tercihin ikisi de kötü ise daha az kötü olanını seçer. Halkımız da böyle yapıyor.
Yàni bazı hataları, yanlışları yüzünden Erdoğan’a desteğini kesmiyor.
Bunda mantıken yanlış yok.
Yanlışlık halkımızın protestoyu bilmeyişindedir.
Protesto, yanlış, yersiz ve gereksiz olduğu düşünülen bir uygulamaya, düşünceye, kişiye veya davranışa tepki gösterme, karşı çıkma; resmî yahut gayrı resmî açıklamalar ve/veya kitlesel/ferdî hareketlerdir.
Batıda bir mezhebin adı da protestanlıktır ve protesto ile yakinen alâkalıdır bu mezhep. Hristiyanlığın dejenere olması, papaz yahut rahiplerin Cennet satmaları sonrasında başlamış bir aydın hareketidir.
Bu hareketin başını Alman keşiş ve profesör Martin Luther çekmişti. Martin Luther’in 31 Ekim 1517’de “95 Maddelik Tez” isimli tenkidlerini Wittenberg kasabasındaki kilisenin kapısına çivilemesinin üzerinden 500 sene geçtikten sonra, başlattığı hareket Protestanlık mezhebini meydana getirmiş ve bugün dünyanın dört bir yanında önemli bir Hıristiyan yorumu olarak taraftar bulmuştur.
Muhterem okur, demem o ki halkımız Erdoğan’a desteğini kesmeden de protesto edebilir. Netekim böyle yapan bir taraftar kitlesi de var. Fakat kitlenin asıl gücünün protestosu olduğunun farkında değiller.
Ayrıca genetik kodlarımız da Batı ile hayli farklıdır. Biz mutî’ yàni itaatkâr, namusuna dokunulmadğı, vatan açık bir tehlikeye mâruz kalmadığı sürece fazla sertlik yanlısı olmayan bir milletiz.
Mehmed Akif Ersoy «Zulmü Alkışlayamam» şiirinde bu sert-yumuşak hasletimizi en güzel şekilde anlatıyor:
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
O yumuşak baş ne zaman isyan ediyor? Bu nefis mısraların evvel ve ahirini de yazalım o hâlde:
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
(…….)
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
(…….)
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
İşte Müslüman ve mütefekkir; her devirde örnek alınması gereken hakiki bir münevverin dilinden en nefis şekilde yerli ve millî protesto budur.
Bazen diyorum ki, Türk Liselerinde Mehmed Akif Ersoy özel bir ders olarak (hiç değilse seçmeli bir ders olarak) okutulsa nasıl olur?
Yeni nesillerin ecdadıyla kopan bağını yeniden bağlamış ve millî bir protesto sağlamış olmaz mıyız devrimcilere, diktatör M. Kemal’e ve ölümünden sonra fabrike edilen Kemalizme karşı?
Çok iyi olur da eziklerde o cesareti bulun önce… 17.08.2023
YORUMLAR