Bazı şehirlerimizde Ramazanın Ramazan olduğu görülüyormuş, halkın yüzde doksanı ya oruç tutuyormuş, yahut da açıkta yiyip içmeyerek oruç tutanlara saygı gösteriyormuş lâkin İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizdeki manzara Müslümanların hiç de içlerini açacak durumda değil.
Bu kozmopolit şehirlerimizde; eski tâbirle me’kûlât (yenecek şeyler, yiyecekler) ve meşrubat (içecekler) satan bilumūm (bütün, bilcümle) yerler Nehar-ı Ramazan’da (Ramazan gündüzünde) harıl harıl çalışıyor!.
Cennetmekân Sultan Abdülhamid zamanında (ve ondan önceki devirlerde) Ramazan’da bütün yeme içme mahalleri kapalı olurmuş. İftar topu atıldıktan sonra satış ve servise başlarlarmış.
Devrin gözde okulu, yöneticiler yetiştirmiş Galatasaray Sultanîsi’nde (Lisesinde) Müslüman öğrencilerin günlük namazları «okul câmii»nde, «okul imamı»nın ardında cemaatle kılmaları zorunlu olduğu gibi, Ramazan orucunu da tutmaları mecburiymiş.
Meşrutiyet zamanı biraz gevşemiş de olsa açıkta oruç yeme yasağı devam ediyormuş. Meşhur Filozof Dr. Rıza Tevfik yakalanmış, karakola götürülmüş, Yahudi taklidi yaparak paçasını kurtarmış.
Atatürkçüler, Kemalistler, çağdaşlar ve sözde millîyetçiler (sahte ülkücüler) Konya, Erzurum, Sivas, Urfa, Diyarbakır gibi millî kimliğini henüz yitirmemiş şehirlerimizdeki Ramazana saygı havasından rahatsızlar. “Mahalle baskısı var, millet korkusundan açıkta sereserpe oruç yiyemiyor” diye yakınıyorlar.
Meseleye tersinden baksalar daha iyi ederler. Oruç tutmayanlar, tutan Müslümanlara saygı gösterseler ve açıkta oruç yemeseler sosyal barışa, toplumsal mutabakata (uzlaşmaya) hizmet etmiş olmazlar mı?
Bazı Müslümanlar (İslâmcılar) ise, mübarek aya yakışmayacak haller sergiliyor. İftar edilince Ramazan çıkmış gibi (hasseten kimi belediyeler öncülüğünde) İslâm’ın izin vermediği müzikli, şarkılı, oynamalı etkinlikler tertipliyor, kadın erkek karışık eğleniyor.
İsraflı iftar sofraları da ayrı âlem. Bu sene biraz azaldı galiba. Şu beş, altı, yedi yıldızlı lüks ötellerde verilen iftarlarda bırakın tertipleyici olmayı, bulunmak bile haramdır. Genç hanımlar alaturka parçalar çalıyor ve terennüm ediyor. Masalarda bir kuş sütü eksik. Haddinden fazla yiyecek, içecek var. Çatlayıncaya kadar yiyorlar yine de çoğu çöpe gidiyor.
Halbuki Kur’ân “tâ tisrifu” (isrâf etmeyin) diye emrediyor, Hazreti Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) de “Mü’min bir mide ile yer, kâfir yedi mideyle…” diye buyurmuştu..
Üstâd Mehmed Şevket Eygi (rh.aleyh) yazmıştı: “…Ramazanlarda Ayasofya’nın dört köşesinde devrin dört büyük ulema veya meşâyihi va’z u nasihat edermiş. Meselâ bir köşede Şeyh Abdülhakim Arvasî, başka bir köşede Mevlevî şeyhi Kayserili Ahmed Remzi Dede, öbür tarafta ulemadan Manastırlı İsmail Hakkı…”
Medine-i Münevvere’nin medâr-ı iftiharı Mescid-i Nebevî’de bendeniz de rastlıyordum. Bahsekonu güzellikler Türkiye’de neden canlandırılamıyor?
Oruç imtihandır da. (Şer’î bir özrü yokken) oruç tutmayanlar, tutup da gıybet edenler, israf edenler, hır-gür çıkaranlar, âile huzurunu kaçıran (karı veya kocalar) hüsrandadır. Adeta boşuna aç kalmış gibi oluyorlar…
* * *
Geçen gün Bolu / D-100 karayolunda bir otobüs karda kaydı 6 kişi öldü. Bugün Erzincan’daki otobüs kazasında ilk belirlemelere göre 2 kişi öldü, 21 kişi yaralandı. Yozgat’ta meydana gelen otobüs kazasında 1 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. Haftalık bilanço: 9 ölü, 46 yaralı. Gel de kahrolma.
* * *
Bir zamanlar Mücadele Birliği vardı… Mübarek İslâm dâvasının adamlarıydı çoğumuz. Samimiyetsizler de vardı tabîî. Bunların başında allem edip kallem edip saflığımızdan da yararlanarak kendini lider kabul ettiren biri vardı ki artık mevta. Lâkin dâvayı felç ettikten sonra…
Kedibali’nin kimi hemşehrisi, kimi mirasçısı birileri “bizim adımızla aynı adı taşıyan ittifak olmaz, değiştirin” deyu kükremiş Zillet İttifakına. Tabelâ partisi, akılları sıra Cumhur İttifakı’na şirinlik edecek bu furyada bir şeyler götürecekler. Allah ıslah etsin.. 30.03.2023
YORUMLAR