Bu ülkede neler neler yaşandı. Yeni nesiller ne bilsin, biz dahi çoğunu annane ve dedelerimizden işittik. Bari diyorum bu bilgilerden yeni nesilleri de haberdar edelim de hiç değilse okur-yazar olanları biraz uyansın, ágâh olsunlar, düşmanın mekrini oltaya atlayan sazan gibi yutmasınlar…
Aşağıdaki bilgileri bir yazarımızın ilgili kitabından aldım:
“Yılbaşı piyangosunun en büyük ikramiyesi ağlebi ihtimal (büyük ihtimal) Kader Gişesi’nin biletleri arasında bulunmaktadır.”
1935 senesinde bir gazetede yayınlanmış bu ilân.
O devrimci yıllarda modernleşme uğruna neleri kaybetmiyorduk ki. Açılıp saçılmaya ayrı bir önem atfediyordu inkılâbçılar!. Namuslu kalarak terakki mümkün değildi.
Ramazan’a rağmen yılbaşı kutlamaları sürüyor ve Hilâl-i Ahmer (bugünkü Kızılay Derneği) hayır için (!) yılbaşı balosu tertipliyordu!.. Yılbaşı haftası Ramazan Bayramı haftasına karışıyor, Gazeteler okurlarının Ramazan Bayramını kutlamıyor, zaten Dinî bayramlarda çıkmıyorlardı. Bayramda gazete yayınlamak Kızılay Derneği’ne ait bir imtiyazdı.
Dini tepeleyen kadro milleti kaz gibi görüyor yolmaya çalışıyor, bu minvalde ise dini kullanmaktan çekinmiyordu. Biliyorum aynısını bugün için de söyleyebiliriz, ancak o günlerde dalga geçer gibi yapılıyordu bu işler:
“Fitre ve zekâtları Kızılay’a verin…” (Verin ki fakur fukaraya vermek yerine dini tahrip, daha fazla balo düzenlenmek için, sağdıkları paralarla inkılâbçılara yardım etsinler)”
Sadece Kızılay ile kalsaydı durum iyiydi. Şimdi gözleriniz faltaşı gibi açılacak!. Bu da (aynı kitapta yer alan) o devre ait bir gazete haberi:
“Câmi yaptırma derneği balo verdi” Hem de yılbaşında. Haber şöyle:
“Karabük – Safranbolu Câmi Yaptırma Derneği, dün akşam (yılbaşı gecesi) dernek menfaatine bir balo vermiştir. Balo geç vakte kadar devam etmiştir” (Cumhuriyet, 3.1.1960)
Muhterem okurlarım, Cumhuriyet Türkiye’sinde asrî eğlence, kadınlı erkekli balo, danslı ve içkili eğlenceler gibi pespâyelikler, yılbaşı kutlaması ile ve bunun resmîleştirilmesiyle yaygınlaştırıldı. İlk kutlama da galiba 1 Ocak 1926’da yapılmış. Bunları da zoraki ders olarak “Atatürk ve İnkılâp Tarihi” kitaplarında “övünçle” anlatıyorlar.
Durun daha bitmedi… Devrimci kahpelikleri bu kadarla da bitmiyor. Ecdadımıza küfreden bu alçaklar işi o kadar ileri götürüyorlar ki, Yıldız Sarayı bir kumarhâneye dönüştürülüyor.
Kemalist devletin müsaadesiyle ecnebi işletmeciler rulet masaları kuruyorlar. Ve bir yılbaşı gecesinde kanunî kısıtlama olmadığı için Avrupa ülkelerindeki çapta büyük paralar dönen kumar oynatılıyor.
Biliyorum içiniz daraldı. O yüzden fazla uzatmayacağım misâlleri. Lâkin muhterem okur, ileride daha fazla canın yanmasın istiyorsan mazideki keppazelikleri hep hatırında tutman, yeni nesillere de anlatman lazım.
Öyle ki bu namussuz ve soysuzlar bu mübarek ülkenin hiçbir yerinde bir daha en küçük bir densizlik, donsuzluk yapamasınlar. Maziden ibret almaz, tarihi tekerrür ettirirsek yarınlarda Süleymaniye Câmii veya başka bir selatin (sultanların yaptırdığı) camide de balo düzenler bunlar.
Yapmadıkları iş değil ki. Beşiktaş’ta Gezi takımı bir camiye ayakkabıları ile girip bira içmemişler miydi? Unuttuk mu yoksa? 13.04.2022
YORUMLAR