“Dost bî-vefa, felek bî-rahm, devran bî-sükûn; derd çok, hemderd yok, düşman kavî, talih zebûn” diye efkârlanan büyük şairimiz Fuzûlî’nin bir başka inleyişi de yine bu sözü gibi çok mánâlıdır:
“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” diyor ünlü şair.
Şimdi bendeniz de; çok faydalı, çok mübarek din kitaplarındaki kıymetli nasihatlerden bazılarını aktarsam tesirli olur mu? Sussam gönül razı değil,
Aslında böyle endişelere mahal yok!. Zira evvelâ Allah razı değil. Bizim dinimizde emr-i mâruf ve nehy-i münker vazifesi farzdır.
Kendilerini çok sofu, çok dindar, çok sâlih, çok muttaqî zanneden fakat elinde imkan olduğu halde emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmeyenler yàni insànları kötülüklerden nehy ile günahı, şerri kınamayan, protesto etmeyenler bilsiler ki, o azgınlıklar yüzünden genel bir afet geldiği zaman onlar da yanacaklar!..
O hâlde biz elimizden geleni yapalım, nasihatleri önce kendi nefsimize sonra muhteem okurlarımıza aktaralım:
− Terörden korunmak için sadaka veriniz. Allah rızası için verilen az sadaka çok belâyı ve musibeti defeder.
− Terörden, belâlardan, afetlerden korunmak için Allaha iltica ediniz, O’na duâ ediniz, O’ndan (c.c) güvenlik (selâmet) isteyiniz.
− İslâm dininin azgınlık olarak gördüğü kötülükleri ve günahları açıkça ve küstahça işlemekten sakınınız.
− Namaz kılmayanlar namaza başlasınlar.
− Haram gelirlerden, haram yemekten, haramla zengin olmaktan kendinizi ateşten korurcasına koruyunuz.
− Fesattan salaha, kötü şeylerden iyi şeylere hicret ediniz.
− Mü’min kardeşlerinize, günahkar olsalar bile bütünüyle düşmanlık etmeyiniz. Sadece günahlarına karşı olunuz, ıslahlarına duâ ediniz.
− Ümmet, Hilafet, Şeriat taraftarı olunuz. Putçuluğa ateistliğe va ataistliğe muhâlif olunuz.
− Cemaat, tarikat, hizip, şuculuk buculuk holiganlığı yapmayınız.
− Allah’ı, Peygamberi (salat’u selâm olsun ona) Kur’ân’ı, âhireti, Mahkeme-i Kübrayı, Cenneti, Cehennemi unutmayınız.
(İkinci Yazı) Mideni bulandırmaya gerek var mı?
Kimi muhterem okurlarım zaman zaman sağolsunlar bizi bir şey zannedip bazı konularda fikrimizi soruyorlar:
Bir başlık altında toplayacak olursam: “Şu adam böyle yazmış ne diyorsun, bu fasafisör dini bir konu hakkında şöyle ahkâm kesmiş ne diyorsun?” türü sualler oluyor bunlar.
Ve genel olarak da sosyal medyadan gönderilen mesajlarla ya bir video paylaşarak fikrimiz soruluyor, ya da birilerinin karalaması bazı laflar oluyor resim formatında. Tàbi altında da muhteremin suali? Ne diyorsun?
Yanlış anlaşılmasın, bıktım bu suallerden dediğim düşünülmesin. Bilakis eğer sual gerçekten de mühimse en azından araştırır fikrimi söylerim. Fakat kardeşlerimiz genelde önlerine düşen şey üzerinde kendileri en küçük bir araştırmaya, zahmete girmeden bize soruyorlar.
Güzel bir davranış değil bu. Hattâ argo ifadesiyle biraz uyanıklık bile kokuyor. Armut piş ağzıma düş.
Be muhterem artık internette nice bilgiye erişmek, kütüplanelerde toz yutmadan ciddî araştırmalar yapmak mümkün. Yàni biraz da kendin gayret etsen be kardeşim. Benim yükümü neden arttırıyorsun?
Hem sana bir tavsiyem daha var: Sosyal medyadan her önüne düşen zıkkımı okuma. Bazı kıstasların olsun: Kaynağına bak, ciddî bir kaynak mı? Yazarına bak, mesleğine bak, meşrebine bak ve saire.
Mideni nasıl pis, iğrenç maddelerle doldurmaktan kaçınıyorsan beynini de böyle habis, sûikast şeylerle ziyan etme. 08.02.2022
YORUMLAR