Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

The Economist

Economist (ekonomist) dilimize de geçmiş bir kelime. Mánâsı malî uzman, iktisatçı. Ekonomi analizcisi…

Bir de İngiltere merkezli haftalık The Economist (dergisi) var. Hani şu son kapağında Türkiye’nin 14 Mayıs seçimlerini “2023’ün (dünya çapındaki) en önemli seçimi” olduğunu yazan (sözümona ekonomi içerikli) dergi.

“2023’ün (dünya çapındaki) en önemli seçimi: Türkiye ve demokrasinin geleceği” kapağı ile çıktı. Dahası, «Erdoğan gitmeli. Oy ver. Demokrasini kurtar» diye ilâve ediyor, resmen ve alenen Türkiye’nin iç meselesine burnunu sokuyor, ya da müdahale ediyordu!.

The Economist bununla da yetinmedi; kapağı sabit tweet yaptı; profil üst resmine de «Erdoğan gitmeli» (ing. Erdogan Must Go) sloganını yerleştirdi.

İçişlerimize bu denli cüretkâr müdahale eden bir Batı medyası var karşımızda. Batı medyasının diğer büyükbaşı Der Spiegel Ekonomist’ten geri kalmadı.

Onlar da kapaktan çağrı yaptı. CB Erdoğan’ın koltuğunun üst kısmında bulunan «hilâl»i parçalanmış gösterip, «Yenilmez» manşetini de silinen bir yazı efektiyle verdi.

“Erdoğan kaybederse ne olur?” diye soruyor cevabını da parçalanan hilâlle veriyorlardı. Batı medyası gemi böylesine azıya almış gel gör ki, Türkiye’deki uşakları onları bile geçmişti.

Erzurum’da bay «bay Kemal»in has adamlarından Rûmî Ekrem Paşa korsan bir mitinge kalkışıyor, halkın müdahalesi haliyle sert oluyordu.

Tam provake edilecek vasat oluşmuştu. Netekim FETÖ ajanı militanlarına birkaç taş attırarak tamamladılar işi. Üzerinden konuşmaya çalıştığı otobüsün camı kırılmış lâkin Rûmî Ekrem Paşa’nın kafasına taş değmemişti.

Rûmî Ekrem Paşa’nın kaçmasıyla olay bitti ancak umdukları da buydu. Provake edecekler ve Erdoğan’a destek vermekte ısrarcı halkı kötü insanlar gösterip göğüslerinde gizledikleri kinin mesajını vereceklerdi.

Verdiler de:

“İşte Erodoğan yanlıları bunlar. Bunlara bakın Erdoğan’a ona göre destek verin. Bay Kemal öyle mi ya? Tam bir barış adamı, onu seçin ki huzur gelsin…” Pekâlâ halk bu palavradan dolmayı yuttu mu?

Elbette yutmadı. Bunca namussuzluğa, bozuk düzenin bir asra yakın zamandır üzerinden silindir gibi geçmesine rağmen halkımız şükürler olsun ki hálâ akl-ı selîm sahibidir. Böylesi namussuz tuzakları görebilecek bir iz’ân ve ferasete sahiptir necip milletimiz.

Daha önce de yazdım.

Adamlar haklı beyler. Bu seçim hakikaten bir «KADER SEÇİMİ»dir.

Ya bir daha hiç ortaya çıkmamak üzere Batı uşağı gürûh-i lâ yüflihûn silinip gidecek ya da Müslümanlar 70’li yıllara dönüp beş beteriyle çile çekecek, yine kan ve gözyaşıyla sürdürecekler hayatlarını.

Türkiye bu «KADER SEÇİMİ»ni iyi tahlil etmeli, “bir oy nedir ki?” tuzağına düşmeden yegan yegan her reyin kıymeti bilinmelidir. Elbette sandıklara sahip çıkmak da fevkalâde mühim işlerden.

Haydi Türkiye istikbâlini hasmının, düşmanının insafına terketme.

Gücünü göster, azmin yine Osmanlı tokadı gibi şaklasın kâfirin suratında. Haydi ya Allah… «The Economist»e bu kez “Artık Erdoğan gitse de Türkiye Batı’yı ezecek” manşetini attıralım.  10.05.2023

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER