Köroğlu böyle demiş.
Bir de bugünleri göreydi ne derdi acaba?
“İnternet çıktı, mertlik bitti” diyeceğine kalıbımı basarım. Bozuldu bile demez, “bitti” yahut “bitmiş” derdi bundan eminim.
İnternette ilk köşe yazısı yazanlardan biriyim.
O zamanlar sadece meşhur gazetelerin internet siteleri vardı. Sadece internet yayını olan gazeteler yoktu.
Meşhur bloglar vardı. Bendeniz de bir blog açmış yazıyordum. Sonraları iptal ettim. Nihayet burada başkentpostası’nda yazıyoruz malûm.
Yàni dostlar şu mürekkepli basını batıran da internet oldu.
İyi mi oldu kötü mü oldu etik olarak tartışılır belki ancak ben o topa girmem.
İnternetin kendini savunması mümkün değil, adına tartışacak olanların da internetin hakkını verebilmiş kişiler olacağını sanmıyorum.
Netice-i kelâm internet çıktı mertlik bitti diyip geçerim, tartışmam.
Hayır kardeşim, iyi ki internet çıktı, asıl öncesinde mertlik yoktu.
“Sen de haklısın” derim Nasreddin Hoca misâli.
Belki aksini savunanlar da haklıdır ama bana göre internet çıktı mertlik bitti. Zira herşeyden evvel kalite bitti.
Tamam eskiden de belki namertçe seçilirdi köşe yazarları. Gazetenin ideolojisi ne ise (el’ân da öyledir) ona göre seçerlerdi yazarlarını.
Kapalı kapılar ardında deriz ya o şekil. Kimsecikler bilmezdi o meşhur edilen yazarların kıynet-i harbiyesini, esbab-ı mucibesini.
Fakat çarnâçar “falan ne yazmış bugün okudun mu?” muhabbetleri olurdu onlar üzerinden.
İnternet sonrası ise, o denli edebiyat düşmanı, o denli kara câhil, o denli dünyadan habersiz yazarlar (belki kendini yazar zannedenler demek daha doğru) türedi ki evlere şenlik.
Elbette iyi, kaliteli kalemler var. Dün de vardı bugün de. Lâkin bugünün problemi farklı.
Evet, kaliteli kalemler da arttı ancak bunlara nisbetle mukayese dahi edilemeyecek kadar fazla sayıda kalitesizler de zuhur etti ki artık bu jangılda kaliteyi bulmak adeta imkânsızdır.
Beni üzen bu. Yoksa internet öncesi de etik durumumuz pek farklı değildi.
Ve dahi şu nevzuhur kalitesiz kalemleri gördükçe asabım bozuluyor. Derdimi paylaşmak istedim kusura bakmayınız.
Hele “sevmediğin ot burnunun dibinde biter” hesabı yazdığım mecralarda yanıbaşımda gördükçe asabım hepten bozuluyor yahu.
“Senin hesap etmediğin şeyler var dostum. Onlar da beş-on olsun okur (hayır, tıklama) getiriyorsa kârımızdır, biz internet gazetesiyiz.”
Eyvallah aga, doğru söze can kurban, sustum. 21.10.2023
YORUMLAR