İSTİHBARAT konusunda 40 yıllık deneyimim ve tecrübelerim var! Bu deneyim ve tecrübelerimin ışığı altında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) üzerinde duracağız. MİT, son yıllarda çok büyük başarıların altına imza attı. Bilhassa son iki yıl içinde yurt içinde ve yurt dışında terör örgütlerine yönelik yapmış olduğu operasyonlar bütün dünyanın dikkatini çekti. MİT, Türkiye’nin gurur kaynağı oldu ve milletimizin gönlünde taht kurdu.
Adı üstünde Milli İSTİHBARAT Teşkilatı… Türkiye son 20 içinde siyasi, ekonomik, teknolojik, sosyal/toplumsal devası adımlar attığı gibi MİT’te de devası adımlar atmıştır. MİT’in başarılı operasyonlarından bahsetmeden önce İSTİHBARAT konusu üzerinde biraz durmak isteriz.
İSTİHBARAT bir ülkeyi iç ve dış saldırılara karşı ayakta tutan açık ve gizli bilgi akışının (haberleşmenin) adıdır. İSTİHBARAT aynı zamanda araştırmacı gazeteciliğin de BEYNİ’dir. Yani, önce istihbarat ağı, sonra güvenilir istihbarat kaynakları/uzantıları, daha sonra da istihbaratın ‘doğru’ olduğunun teyidi ‘Araştırmacı Gazetecilik’ açısından çok önemlidir.
Dünyadaki bütün devletlerin varlığını sürdürebilmesi istihbarat gücüyle doğru orantılıdır. İstihbaratı olmayan bir ülke asla düşünülemez! Küreselleşen dünyanın nefes alış-verişi de istihbarat sayesinde oluyor. Şu anda dünyada sözü geçen ABD, İngiltere, Almanya, İsrail, Rusya, Çin gibi ülkelerin uluslararası arenada söz sahibi olması da istihbarat güçlerinin son derece mükemmel olmasından kaynaklanmaktadır.
Siyasi, ekonomik, teknolojik ve silah gücünü ayakta tutan ve yaşatan istihbarat gücüdür. Tarihte nice devletler sırlarını düşmana kaptırdıkları için yok olup gitmişlerdir. Fakat milletler kalıcıdır. Yıkılan devletlerin yerine yenileri kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de binlerce yıl derinliği olan ve sürekli kendisini yenileyen tarihi bir mirasın ürünüdür. Tarihimizin binlerce yıllık derinliğinden süzülüp gelen ‘devletçilik anlayışımızı’ istihbarata borçluyuz! T.C. Devleti’nin kuruluşunda da istihbaratın büyük etkisi olmuştur. Bugünkü istihbaratımızın temelinde nasıl ki Teşkilat-ı Mahsusa var ise Teşkilat-ı Mahsusa’nın da temelinde işte bahsetmiş olduğumuz bu ‘derin millet şuuru’ ve ‘derin milletin derin istihbarat birikimi/tecrübesi’ vardır.
İstihbaratta en önemli husus güvenilir olmakla birlikte tecrübe, bilgi birikimi, anlık analiz yeteneği gelmektedir. İstihbarata üç boyuttan bakmak gerek! Yatay, Dikey ve Derin… İstihbaratta üzerinde durulan konuya farklı bir perspektiften bakarak teknik, elektronik ve saha istihbaratı olarak ÇAPRAZ derinliğine inilirse sonuca gidilebilir! Ayrıca istihbaratta done/veri, kaynak, yazılı-sesli ve görsel belge/materyal ve KARŞI İSTİHBARAT olmazsa olmazdır!.. İSTİHBARAT devletlerin ve ulusların var olması/yaşaması için hava, su ve oksijen kadar gerekli/önemli bir faaliyet/çalışmadır. İstihbarat bir devletin bir milletin siyasi, ekonomik, sosyal istikrarını ve dengesini sağlayan, geleceğini güvence altına alan, içeriden ve dışarıdan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı o devleti ve o milleti uyaran ve koruyan bir misyona sahiptir.
Geçmişe göre günümüzde teknolojik, bilimsel ve elektronik istihbarattaki müthiş gelişmeler istihbaratımızın daha da güçlenmesini sağlamıştır. Bilhassa insansız hava araçları ile terör odaklarının en uç noktaları bile gözlemlenip ve zamanında/anlık nokta atışı operasyonlar yaparak vurulabiliyor. Bilhassa bugün ASELSAN ve benzeri devlet kurumlarımızın yanında sivil katılımcı ve girişimcilerimizin olması ne kadar sevindirici gelişmeler. Mesela BAYKAR… Bayraktar kardeşlerin uğraşıları, emekleri, gayretleri sonucunda Türkiye’nin gururu/onuru olan İHA, SİHA’larımız. Dahası da var TİHA’larımız… Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı, Pençe-Kartal operasyonları ile birlikte Libya’daki BM’nin tanıdığı milli/ulusal hükümetine Türkiye’nin vermiş olduğu destek sonucu yapılan operasyonlarda da İHA ve SİHA’larımızın başarısı tartışılamaz.
Son yıllarda ülkemizde siyasi, ekonomik, sosyal, dış politika ve askeri birçok alanda yenilikler ve gelişmeler oldu. İstihbaratta da yeni gelişmeler olduğunu biliyoruz. Fakat devlet istihbarata daha çok ağırlık vermeli diyoruz. MİT başta olmak üzere tüm istihbarat teşkilatlarımızı daha gelişmiş, daha modern ve daha çağdaş hale getirmeliyiz.
Aslında devletçi geleneğimizin bir uzantısı olarak hâlâ derin bir istihbarat ağımız vardır! Bu istihbarat kendi içinde kendi hücrelerini yenileyerek ağını bütün dünyayı saracak şekilde kuşatmıştır! Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu anda yaşıyorsa şayet işte bahsetmiş olduğumuz milletin derinliğini oluşturan dünya çapında bir istihbarat ağının hâlâ varlığını devam ettirmesi sayesindedir. Nasıl ki binlerce yıldır kendisini muhafaza edebildiyse kıyamete kadar da kendisini muhafaza edecektir.
Yüzyıl öncesi insanlar gibi bir yaşam tarzı ile kendimizi belki koruyabiliriz! Eh, bunu yapmakta o kadar çok zor ki! Fakat benim bildiğim hâlâ bunu yapanlar var! İşte bahsetmiş olduğum binlerce yıllık derinliği olan bu milletin gerçek istihbarat ağına ulaşılamaması ve hiçbir sırrının deşifre edilememesi, her türlü teknolojik/elektronik cihaz/alet/edevattan uzak durarak sadece yüzyıllar öncesi insanlar gibi klasik/sade bir yaşam tarzıyla kendi aralarında (sıradan insanlar gibi) haberleşmelerinden ve bilgi akışı sağlamalarından kaynaklanmaktadır.
Türk istihbaratının günümüzdeki gelişmelerini gördükçe yıllar önce istihbarat konusunda yapmış olduğumuz tespitlerimizin ne kadar tutarlı ve isabetli olduğuna şahit oluyoruz. Bu tespitlerimiz hâlâ da geçerli olduğu için istihbarat konusunu farklı bir açıdan irdeleyerek günümüze ışık tutmak istedik.
Son yıllarda ülkemizde siyasi, ekonomik, sosyal, dış politika, askeri ve istihbarı birçok yenilikler ve gelişmeler oldu… Genelkurmay, Jandarma ve Emniyet olmak üzere tüm istihbarat teşkilatlarımızda olağanüstü adımlar atılarak tek çatı altında (MİT) birleşmesi, organizesi ve koordinesi sağlandı. Tamamen yenilenerek günümüz teknolojisinin de katkısıyla şu anda dünyanın sayılı istihbarat teşkilatları arasında sayılırız. En önemlisi de istihbarat teşkilatlarımız arasında geçmişte yaşanan sürtüşme ve gerilimlerin tamamen ortadan kalkması oldu. TÜRK İSTİHBARATI, şu anda MİT çatısı altında karşılıklı kaynaşma, dayanışma ve bilgi alış-verişi ile sanki tek bir teşkilatmış gibi hareket etmektedir.
Türkiye siyasi (içi ve dış politika, uluslararası ilişkiler), ekonomik, teknolojik, sosyal/toplumsal, sanat-kültür vs. birçok alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdiği gibi birçok alanda gelişmiş ülkelerle boy ölçüşebilecek bir konuma yükselmiştir. Aynı şekilde İSTİHBARAT alanında da geçmişe göre olağanüstü adımlar atarak teknolojinin bütün imkanlarından yararlanmış ve dünyadaki yerini almıştır.
Türkiye’nin terörle mücadeledeki (PKK, FETÖ, IŞİD/DEAŞ vs. örgütlerle) başarısının ana kaynağı İSTİHBARAT alanında gelişmesinden kaynaklanmaktadır. Bundan 20 yıl önce Türkiye’nin istihbarattaki başarısızlığın yegane sebebi çok başlı olmasından kaynaklanıyordu. MİT, Emniyet/Polis, Jandarma, Genelkurmay gibi kurumların her birinin kendi istihbarat teşkilatı vardı. Her biri başına buyruktu. Çoğu zaman aralarında büyük bir uyumsuzluk ve sürtüşme zuhur ederdi. Zaten istihbarattaki başarısızlıkların asıl sebebi de bu yüzdendi.
Zaman içinde bütün istihbarat birimleri/teşkilatları tek bir merkezde (MİT) toplanarak sözkonusu bu uyumsuzluk ve sürtüşmeyi ortadan kaldırmıştır. İstihbaratta MİT, Emniyet/Polis, Jandarma, Genelkurmay tek merkezde buluşarak aynı çatı altında hareket etmeye başlamıştır. Bu da Türkiye’nin istihbarat alanında güçlenmesini sağlamış ve geçmişe göre olağanüstü başarıların altına imza atılmasına sebep olmuştur. Bilhassa casusluk alanındaki operasyonlar bu durumun göstergesidir.
Türk istihbaratının gelişmesi, büyümesi, modernleşmesi, casusluk ve karşı casusluk alanlarında mesafe katetmesi, uluslararası düzeyde hareket etme kabiliyetin elde etmesi bugünkü başarıların yegane sebebidir. Türkiye’deki istihbaratının ne kadar güçlendiğinin, dünyanın sayılı istihbarat örgütlerinin en büyükleri arasında yer alan CIA, MOSSAD, BND, MI5 ve MI6, DSGE ve DGSI vs. gibi diğer irili-ufaklı istihbarat örgütleri de çok iyi farkındadır. Onlar da Türkiye’nin istihbaratta böylesi büyüyeceğini tahmin edememişlerdi. Şu anda her biri Türk istihbaratını (MİT) merak, korku ve endişe içinde izlemektedirler!..
Türkiye de istihbarat konusunda kendini bütün dünyaya ispatlamayı başarmıştır. MİT, yurt içinde ve yurt dışında o kadar çok büyük operasyonların altına imza attı. Bütün yabancı istihbarat örgütlerine rağmen MİT’in yapmış olduğu operasyonlarda göstermiş olduğu başarı yabancı istihbarat örgütlerinin olağanüstü dikkatini çekmekle kalmamış aynı zamanda onların da (ne kadar hedefi olsa da) takdirini almıştır!
Yabancı istihbarat örgütler MİT’in operasyonlarını merak ve hayretle izlemekten başka bir şey yapamıyor! Bilhassa MİT’in yapmış olduğu casusluk operasyonları kafalarını karıştırmaya yetiyor! Bilhassa FETÖ ve PKK’nın (haklarında kırmızı bülten çıkartılmış)üst düzey yönetici önemli elebaşlarını yurt dışında derdest edip Türkiye’ye getirerek yargı önüne çıkartılması sözde dost özde düşman olan birçok ülkeyi düşündürmeye başlamıştır.
MİT’in yurt içinde ve yurt dışındaki PKK ve FETÖ terör örgütlerinin (kırmızı bültenle aranan) ileri gelenlerine yönelik gerçekleştirmiş olduğu operasyonlardaki başarısı takdire şayandı. Aynı şekilde yine yurt içinde ve yurt dışındaki Türkiye aleyhine bilgi toplayan yerli ve yabancı casuslara yönelik operasyonları da takdirle karşılanıyordu. Dünyanın sözde saygın istihbarat teşkilatları bile MİT’in bu başarılı operasyonları karşısında adeta sus-pus olmuşlardı! Ancak MİT’in gerçekleştirmiş olduğu bu operasyonları hayretler içinde izliyorlardı.
MİT’in son iki yılda yerli ve yabancı casuslara yönelik yapmış olduğu operasyonlardan bazı örnekler vermek isteriz. Savunma Sanayii Başkanlığı’na ait çok önemli ihale ve gizli projeleri yabancı firma yetkililerine rüşvet karşılığında veren birisi eski kurum mensubu toplam 6 kişi gözaltına alınması, Van’da ikamet eden eski İran’lı askeri kaçırmak için 2’si İran ajanı 6’sı Türk olmak üzere toplam 8 kişi MİT ve Van Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalanması, İsrail devleti adına çalışan 15 kişilik casusluk şebekesi 1 yıllık bir takip sonucunda MİT ve Emniyet tarafından 4 ilde yapılan eşzamanlı operasyon ile yakalanmaları, Yunan istihbaratı adına Türkiye’de faaliyet gösteren Yunan vatandaşı Muhammed Amar Ampara MİT tarafından yakalanması vs…
MİT, yabancı casuslara yönelik operasyonlarında sadece Türkiye’yi ilgilendiren casusları değil aynı zamanda başka ülkeleri ilgilendiren casuslara yönelik de operasyonlar gerçekleştirmiştir. İşte onlardan birkaç örnek: BAE adına çalışan Arap muhaliflerle ilgili bilgi toplayan Ürdün vatandaşı Ahmed Mahoud Ayesh Al Astal’ın yakalanması, İran’lı muhalif (eski eşi tarafından tuzağa düşürülen) Habib Chaab’ın kaçıran 11 İkran’lı ajanın yakalanması, Türkiye’deki İran’lı muhaliflerin kaçırılması için İran istihbaratına çalışan 2’si İran’lı 12’si Türk toplam 14 kişinin yakalanması…
MİT, terör örgütleri FETÖ ve PKK’ya olduğu gibi DEAŞ terör örgütüne yönelik de başarılı operasyonlar gerçekleştirmiştir. Eylem hazırlığında olan terör örgütü DEAŞ üyelerini yönelik MİT, Emniyet ve Jandarma’nın ortak operasyonu sonucu M.E.H ve M.H’nın yakalanması, Musul’dan Ankara’ya gelen DEAŞ üyesi Sabah Ali Hüseyin Oruç’un da aralarında bulunduğu 3 kişinin yakalanması, DEAŞ terör örgütüne yönelik şüpheli 14 yabancı uyruklunun yakalanması ve DEAŞ terör örgütü üst düzey üyesi “Besim” kod adlı teröristin yakalanması, Kırmızı kategoride yer alan DEAŞ’ın sözde Türkiye sorumlusu Ebu “Usame el Türki” kod adlı Kasım Güler’ MİT’in Suriye’nin kuzeyine yapmış olduğu operasyon ile yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi…
MİT’in son iki yıl içinde PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütlerine yönelik Irak ve Suriye’nin kuzeyinde yapmış olduğu operasyonlar: Sincar’da üst düzey PKK yöneticisi “Seyid” kod adlı terörist Hasan Said Hasan, Haseke’de Kırmızı bültenle aranan sözde PKK’nın merkez komite üyesi “Haydar Vetro” kod adlı Engin Karaaslan, Gara’da kırmızı kategoride aranan PKK/KCK’nın sözde merkez komite üyesi Nazlı Taşpınar, Sincar bölgesinde PKK’nın sözde özel kuvvet sorumlusu “Azad” kod adlı Sileman Şemo Yusuf, PKK’nın sözde Mahmur-Kerkük-Süleynaniye genel sorumlusu “Ahmet Rubar” kod adlı Mehmet Erdoğan, PKK/YPG’nin sözde Ayn El Arab sorumlusu “Berxwedan Muş” kod adlı Erhan Arman, Sincar bölgesinde PKK’nın sözde yöneticilerinden “Darav Gevda” kod adlı Bedirhan Abdi’yi, PKK/YPG’nin sözde Ayn El Arab sorumlusu “Berxwedan Muş” kod adlı Erhan Arman gibi daha birçok terörist etkisiz hale getirilmiştir.
PKK/KCK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin “Şeh Guyi” kod adlı sözde tugay komutanı İbrahim Babat, Kırmızı bültenle aranan PKK/KCK’nın sözde Yürütme Konsey üyesi “Sinan Mirhan” kod adlı Dolakay Şanlı, Suriye’nin Kamışlı bölgesinde PKK/YPG’li sözde Amude-Derbesiye eyalet sorumlusu “Rezan Cavit” kod adlı Yusif Mehmud Rebanı ve sözde Amude Derbesiye Eyaleti Genel İstihkam Sorumlusu Mazlum Esat, Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG’nin Kamışlı eyaleti yöneticisi “Dijvar Silopi” kod adlı terörist Muhsin Yağan, PKK’nın sözde yöneticilerinden “Darav Gevda” kod adlı Bedirhan Abdi, Erbil/Halifan PKK’nın sözde suikast timcisi “Şahan” kod adlı Vedat Aksaç, sözde Ayn İsa Cehpe sorumlusu “Doğan Amanos” kod adlı Mehmet Akyol, Suriye/Halep’te kırmızı kategoride olan “Şilan Emgihan” kod adlı terörist Sabah Oğur, Suriye’nin kuzeyinde Ayn el-Arap bölgesinde PKK/YPG üst düzey sorumlusu Hasan Demertaş gibi önemli teröristlere yönelik yapılan operasyonlar sonucunda ya etkisiz hale getirilmiş ya da yakalanarak Türkiye’ye getirilmişlerdir.
Suriye’de PKK/YPG’nin sözde Tugay sorumlusu “Geli Serhat” kod adlı Nejdet Dağlarerer, PKK/YPG’nın sözde Derik sabotaj taburu sorumlusu “Serdem Pir-Serhat Harin” kod adlı Ersin Şahin, PKK/YPG’nin sözde Tel Tamir eyalet tugay sorumlusu “Kemal Pir” kod adlı İbrahim Mohammad Nasır, PKK/YPG’nin sözde Ayn İsa Eyaleti sorumlusu “Mizgin Kobani” kod adlı Siham Mislih’i, ABD’nin eğittiği sözde Cizre bölesi sorumlusu “Roj Habur” kod adlı PKK/PYD’li terörist Ciwana Heso vs. birçok terörist MİT’in yapmış olduğu operasyonlarda etkisiz hale getirilmişlerdir.
MİT’in düzenlediği yurtdışı operasyonunda PKK/KCK mensubu “Zerdeşt” kod adlı terörist Savaş Çelik Avrupa’ya kaçamadan yakalandı. MİT, Irak’ın kuzeyinde daha önceden izini sürdüğü “Kahraman Aydın/Rojvan Van” kod adlı sözde Amude-Derbesiye eyalet sorumlusu terörist Mehmet Aydın ve terör örgütü PKK/KCK işbirlikçisi Abdulkerim Yılmaz yakalanarak Türkiye’ye getirilmişlerdir.
Türkiye’de MİT’e artan ilgi her geçen gün daha büyümekte. 2020 yılında teşkilatın www.mit.gov.tr internet sitesini toplam 1,5 (birbuçuk) milyon kişi ziyaret etti. 2021 yılında ise bu artış 2 milyon 600 bin kişiye çıktı. İnternet sitesinde açık olarak sergilenen 90 nesnenin fotoğrafı ve hikayelerinin olduğu “e-müze”yi 39 bin kişi tıklamıştır.
Türkiye’de terör örgütleriyle ilgili MİT’e her yıl Türkçe ve yabancı dilden binlerce ihbar yapılıyor. Yabancı dilden yapılan ihbarlar genellikle İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça ve Arapça oluyor. Yapılan yabancı ihbar sayısı geçen yıla göre daha da artış göstererek 1560’a çıkmıştır. Yapılan ihbarlar genellikle FETÖ, PKK ve DEAŞ ile ilgili. MİT’e gelen bu ihbarlar her yıl artış göstermektedir.
2020 yılında terör örgütleriyle ilgili MİT’e (Milli İstihbarat Teşkilatı) 23 bin 553 ihbar geldi. 2021 yılında ise ihbarlarda yüzde 60 artış göstererek toplam 75 bin yeni ihbar yapılmış ve bunlardan 7 bini ilgili kurumlarla paylaşılarak değerlendirilmiştir. Çok önemli ihbarların doğruluğu tespit edildiğinde operasyona dönüştürülmüştür. MİT’e gelen bu ihbarların 3 bine yakını ilgili makamlarla paylaşılarak değerlendirilmiştir. Bu ihbarlar sayesinde terör örgütlerine yurt içinde ve yurt dışında büyük darbeler vurulmuştur.
MİT’in yapmış olduğu başarılı operasyonları hem Türkiye’de hem yurt dışında dikkat çektiği için olağanüstü bir ilgi odağı haline gelmiştir. Bu ilgi her geçen yıl daha da artmaktadır. Bu nedenle de istihbarata meraklı vatanını, milletini ve devletini seven vatandaşlarımızdan MİT’te çalışmak için her yıl binlerce başvuru yapılıyor. MİT’te çalışmak için 2020 yılında 5 bin kişi, 2021 yılında 18 bin kişi başvurmuştur. Görüldüğü gibi MİT’e olan ilgi nedeniyle başvurusu sayısında geçen yıla göre büyük bir artış olmuştur.
YORUMLAR