Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Ukrayna-Rusya savaşının başlaması ile birlikte İsveç ve Finlandiya NATO’ya girebilmek için almış olduğu karar Türkiye engeline takılmıştı. Türkiye İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerine destek vermeleri ve silah ambargoları nedeniyle her iki ülkenin NATO’ya girişine vize vermemişti. Daha sonra İsveç ve Finlandiya Türkiye’ye defalarca görüşerek terör örgütleri ve silah ambargosu konusunda görüşmüştü. Türkiye, İsveç ve Finlandiya’dan yükümlülüklerini yerine getirmelerini bekledi.
Yükümlülüğünü ilk yerine getiren ülke Finlandiya olmuştu. Ve Türkiye Finlandiya’nın NATO’ya giriş biletini kesmişti. Sıra İsveç’teydi. Çünkü İsveç yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi aksine terör örgütlerinin Türkiye aleyhindeki iğrenç eylemlerine de gözyumuştu. Türkiye, müslümanların kutsal kitabı Kur’an’ı Kerim’in yakılmasına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ağır provokatif eylemlere izin vermesi İsveç’in NATO üyeliği yolunu kapatmıştı. Nihayetinde 23 Ekim 2023’te Türkiye’nin hazırlamış olduğu İsveç’in NATO (Kuzey Atlantik Anlaşması) üyeliğine yönelik protokolle ilgili kanun teklifi 2024 Ocak ayında TBMM tarafından 346 kabul, 55 ret ve 4 çekimser oy ile sonuçlandı. Ve İsveç’in NATO üyeliğinin önünü açılmış oldu.
Türkiye’nin bu olumlu kararı sonucundan İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström memnuniyetini belirterek “Terörizme karşı mücadelemiz Türkiye ile yakın işbirliği halinde sürecek.” İfadesini kullandı.
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay veren kararı dünyada ses getirdi. Dünya basını, siyasi liderler ve uluslararası kuruluşlar Türkiye’nin bu kararı üzerine ‘memnuniyet ifade eden’ açıklamalar yaptılar. Dünyanın önemli haber ajansları arasında yer alan Reuters ve Associated Press başta olmak üzere birçok gazete ve televizyon da Türkiye’nin İsveç ile kararını bütün dünyaya duyurdu.
Uzun süredir gündemde olan İsveç’in NATO üyeliği TBMM tarafından onaylanması ABD, İngiltere ve AB ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Başta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve NATO Parlamenter Asamblesi Başkanı Michal Szczerberg olmak üzere İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström olmak üzere ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen, Estonya Cumhurbaşkanı Alar Karis veBaşbakanı Kaja Kallas, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Eski Finlandiya Başbakanı ve Cumhurbaşkanı adayı Alexander Stubb, Letonya Cumhurbaşkanı Edgars Rinkevics, Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide önemli açıklamalar yaparak Türkiye’in İsveç’in NATO’ya üye olması önündeki engeli kaldırmasından memnun olduklarını ifade ettiler.
Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya girişine izin vermesi ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde önemli adımların atılmasına da sebep oldu. ABD, sürüncemedeki F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye satımı ve modernizasyonu ile ilgili olumsuz yöndeki kararını değiştirdi. F-16’ların Türkiye satışı için ve modernizasyonu konusunda ilk adımlar atılmaya başlandı. Arkasından Kanada’da benzer bir adım atarak 2020’den beri Türkiye’ye olan silah ihracatı kısıtlama kararında değişikliğe gitti. Gerek ABD ve gerekse Kanada’nın bu kararları İsveç’in NATO üyeliğinin onayı sonrası yürürlüğe gireceği tahmin edilmektedir.
Türkiye’nin İsveç’e NATO’ya giriş vizesi onayı sonucu Alman basınında çarpıcı bir yorumlar yapıldı. Alman Die Welt gazetesi, dünyadaki güç gruplarının değiştiğine değindi. Türkiye’nin giderek önem kazandığını belirterek ABD’nin dünyada nüfuzunu kaybetmeye başladığının da altını çizdi. Gazete NATO İÇİN Türkiye’nin Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkaslar ve Karadeniz’de vazgeçilmez bir ülke konumuna yükseldiğini de ifade etti. Ayrıca Türkiye’nin baskıları sonucu İsveç/Stockholm’un terörle mücadele konusundaki yasasını değiştirmek zorunda kaldığını belirtti.
DÜNDEN BUGÜNE İSVEÇ’İN NATOYA GİRME SÜRECİ ve TÜRKİYE-İSVEÇ GERİLİMİ
Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya girmesine İzin vermesinin dünyada yankılanmasının öncesinde Türkiye ve İsveç arasında uzun bir süre büyük gerilimler yaşanmıştı. İsveç’in NATO’ya girme sürecini yine (geçmiş tarihlerde) Başkent Postası’nda enine-boyuna, yatay/çapraz ve derinlemesine irdeleyerek yazmıştık. İşte aşağıda o yazılarımdan birkaç tanesi… Bu yazılar okunduğu zaman Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya girmesine izin vermesinin neden dünyada bu denli yankılandığının sebeplerinin daha çok iyi anlaşılacağına inanıyorum. Ayrıca 14 Ocak 2023 tarihinde Başkent Postası’nda “Terör Örgütü PKK/PYD İsveç’in NATO’ya Girmesini Sabote Etti…” başlıklı yazım üzerine Ulaslararası Haber Ajansı Haber Portalı detaylı ve geniş bir analiz yapmış. Yazımın sonunda bu analizi de okuyabileceksiniz.
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği Türkiye Tarafından Neden VETO Edilecek?!
20 Mayıs 2022
Bundan önceki “Emperyalist Güçlerin 100 Yıllık Planlarının Son Yılı: 2023” yazımda ipucu vererek asıl bahsetmek istediğim çok önemli hususlardan birisi 2023 yılında Türkiye’ye büyük bir saldırının yapılacağını söylemekti. Zaten bugüne kadar yapılan PKK /YPG ile birlikte FETÖ saldırılarında bir sonuç alamayan emperyalist güçlerin tek ve son umudu Türkiye’nin 2023 Projesi’ni tamamlamasının önüne geçmek ve şu andaki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan iktidarını devirmekti! Bu nedenle de içimizdeki işbirlikçilerine her türlü siyasi, ekonomik ve istihbarı desteği vererek bir an önce hem içerden hem dışardan mevcut iktidarı devirebilmek için adeta küresel boyutta seferberlik ilan ettiler.
Emperyalist güçlerin yegane amacı; Türkiye’nin siyasi, ekonomik, askeri, teknolojik ve istihbarı büyümesinin önüne geçebilmek ve şu andaki gücünü bertaraf etmektir. İşte bu yüzden son umut olarak Ukrayna-Rusya savaşı üzerinden Türkiye’yi hedef göstererek Yunanistan’ı kışkırtmak! Aynı zamanda Türkiye’den gelebilecek herhangi bir tehdide karşı da Yunanistan’da aleni bir şekilde Askeri Üs’ler kurmaya devam eden ABD, bütün bu oyunların planlayıcısı olarak yeni oyunlarını da sahneye koymaya devam etmektedir.
ABD ve AB işbirliği doğrultusunda İsveç ve Finlandiya’yı bir an önce NATO üyesi yapabilmeleri için Türkiye’yi bertaraf etmek üzere kolları sıvadılar! Zaten, yıllardır PKK terör örgütüne en büyük desteği veren İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olabilmesinin önündeki en büyük engel Türkiye’dir! Çünkü 2019’da Türkiye’nin Suriye’nin Fırat Nehri doğusunda başlatmış olduğu Barış Pınarı Harekatı operasyonundan sonra Finlandiya ve İsveç Türkiye’ye silah satışlarını kısmen durarak ambargo uygulamışlardı! Türkiye bu durumu nasıl sinesine çekebilir ve nasıl unutabilirdi?! O yüzden Türkiye’nin hiç tereddütsüz Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olabilmesini VETO etmesi kesin gözüyle görmelerinden dolayı ikna çalışmalarını başlattılar. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan bu konuda asla taviz verilmeyeceğini aleni bir şekilde bütün dünyaya duyurdu.
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olabilmesinin önündeki en büyük engel Türkiye olduğu için bu ABD, AB ülkeleri daha şimdiden baskı yapmaya başladı…
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersson’nun ülkelerinin NATO üyeliği için başvuru yapacaklarını açıklaması hem Rusya’yı hem de Türkiye’yi öfkelendirmiştir. Rusya’nın ki her neyse de asıl Türkiye’nin öfkesi!.. Türkiye’nin, Finlandiya’nın NATO üyesi olmasına karşı çıkmasının elbet ki çok önemle gerekçeleri vardı!
Bugün Finlandiya ve İsveç’nin NATO üyesi olabilmesi için başvuru yapmaya karar vermesinin yegane sebebi Ukrayna’dır! Çünkü Ukrayna’nın NATO’ya üye olmak istemesi üzerine Rusya’nın harekete geçerek karadan ve havadan Ukrayna’yı işgal etmesi Finlandiya ve İsveç’i olağanüstü korkutmuştu. Rusya, Ukrayna’yı tüm ele geçirirse sıranın kendilerine geleceğini düşünen Finlandiya ve İsveç hemen NATO üyesi olabilmek için kolları sıvamışlardı. Ayrıca Rusya bu konuda yapmış olduğu açıklamada Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olabilmesinin Kuzey Avrupa’da barış ve istikrarı bozacağını ve bu üyeliklerinin olumsuz sonuçlara sebep olacağını söylemişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Rusya’nın güvenliği ABD tarafından tehdit edilmektedir” derken sözkonusu olan önce Ukrayna’nın sonra Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olmaya kalkışmalardır. Öte yandan Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelikleri önündeki en büyük engellerden birisi de Türkiye’ydi! Çünkü Türkiye’nin (NATO Genel Sekreteri’nin de ifade ettiği gibi) müttefiklik ve güvenlik endişeleri vardı!..
Zaten Türkiye, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ilk başladığı günden bu yana tarafsız, adil ve dengeli bir şekilde savaşan her ülke ile olağanüstü diplomatik temaslar kurarak ‘barış için’ elinden gelen her şeyi yapmış ve hala da yapmaktadır. Bu durum ABD ve AB’ni ne kadar memnun etmiş olsa da aslında Türkiye’ye karşı öfkeleri hiçbir zaman geçmez. Bilhassa ABD’nin Türkiye’ye olan öfkesi/kini şu anda Yunanistan’a vermiş olduğu siyasi, ekonomik ve askeri destek ile aleni bir şekilde ortadadır.
Yunanistan’da kurmuş olduğu Askeri Üs’lerin amacı nedir?! Ege’de Yunan adalarını üslerle donatarak güya Türkiye’ye aba altından sopa gösteriyor! Türkiye’nin gözünün içine baka baka tehdit ediyor. Yunanistan’a da “Sakın korkma arkandayım!” diyerek kışkırtmaya ve destek vermeye devam ediyor. Bütün bunlardan sonra ABD Türkiye’nin müttefiki ha..! Aynı şekilde PKK/YPG’ye destek veren AB de Türkiye’nin müttefiki ha..! Türkiye ne kadar görünürde ABD ve AB’nin dostu/müttefiki olsa da, ne kadar AB üyesi ve NATO üyesi olsa da gerek uluslararası politikası ve gerekse stratejik anlamda izlemiş olduğu yol kendine münhasır ve tek başına hareket etmektedir.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olmasını VETO edeceklerini açıklaması ABD ve bazı AB ülkelerini telaşlandırmıştır. Hatta hiç bozuntuya vermeden (etkilenmemiş gibi görünüp) saçma-sapan açıklamalar yaparak Türkiye’yi ikna edeceklerine inanmaktalar. Oysaki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan hem İsveç’i hem de Finlandiya’yı barındırdıkları teröristleri yıllardır iade etmemekle suçlamasına rağmen o kadar vurdumduymaz bir şekilde davranıyorlardı ki hala Türkiye’ye gelerek Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olma konusunda ikna etme gayreti içindeydiler. Türkiye iki ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde yapmış olduğu görüşmede “terör örgütlerine karşı açık net bir tavır” almadıklarını ifade etmiştir. Teröristlere destek vermekle birlikte Türkiye’ye karşı yaptırım uygulayan Finlandiya ve İsveç ile Türkiye nasıl anlaşabilirdi?! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle teröristlerin kuluçka merkezi olan İsveç ve Finlandiya’nın samimiyetine nasıl inanılabilirdi?! Türkiye’nin bütün ricalarına rağmen ülkelerindeki teröristleri iade etmeyen Finlandiya ve İsveç’ten nasıl bir dostluk beklenebilirdi?! Türkiye bu iki ülkenin (Finlandiya ve İsveç) şartlar yerine gelmedikçe, teröristleri iade etmedikçe, yaptırımlar kalkmadıkça NATO üyesi olmasına asla EVET demeyeceğini ve VETO edeceğini açık bir şekilde bütün dünyanın gözleri önünde izah etmiştir.
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği başvurusu artık kesinleşti diyebiliriz! Fakat karşılarında Türkiye engeli var! Başvuruların NATO liderler zirvesi öncesi yapılması düşünülüyor. Arkasından da müzakere sürecinin başlatılacağı ifade ediliyor. Tabi ki müzakereler tamamlandıktan sonra “katılım kararı” müttefik 30 ülkenin parlamentolarının onayı gerekmektedir. NATO dahil olmak üzere Finlandiya ve İsveç Türkiye’nin şartlarını yerine getirmedikçe alınan “katılım kararını” onaylamayacaktır!
Öte yandan, aynen Finlandiya ve İsveç gibi, Norveç, Danimarka ve İzlanda da Rusya’nın herhangi bir tehdidi ve saldırısı karşısında Finlandiya ve İsveç’i destekleyeceklerini açıklaması bir hayli manidar olsa gerek! Bütün bu tavırlar gösteriyor ki önümüzdeki günlerde Ukrayna, Finlandiya ve İsveç’i konuştuğumuz gibi Norveç’i, Danimarka’yı ve İzlanda’yı da konuşmaya başlayacağız!..
İsveç ve Finlandiya’nın Maskeleri Düştü: Sözde Terör Örgütlerine Destek Vermiyorlardı
26 Mayıs 2022
Türkiye, PKK ve PYD/YPG terör öğütlerin para, silah ve her türlü desteği veren İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini VETO edeceğini açıklamasından sonra her iki ülkenin üst düzey heyetleri (Türkiye’yi ikna etmek için) alelacele Türkiye’ye geldiler.
Finlandiya adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Jukka Salovaara, İsveç adına da Başbakanlık Ofisi Devlet Sekreteri Oscar Stenström Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile görüştüler. Yaklaşık 5 saat süren bu görüşme basına kapalı yapıldı.
Görüşme sonrasında Cumhurbaşkanlığı İbrahim Kalın tarafından yapılan açıklamada Finlandiya ve İsveç heyetine Türkiye’nin beklentilerinin iletildiği ifade edildi. Her iki ülkenin barındırdıkları terör örgütlerinin medyadaki örgütsel ve finansal propagandalarının önüne geçilmesi, PYD ve YPG’nin PKK’nın bir uzantısı olduğunun kabul edilmesi, ülkelerinde barındırdıkları teröristlerin iadesi konusunda somut adımlar atılması, bugüne kadar Türkiye’ye karşı uyguladıkları yaptırımların kaldırılması gibi Türkiye’nin taleplerinin karşılanması istendi.
Cumhurbaşkanlığı İbrahim Kalın’ın açaıklamalarından Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç heyetleri yaptırımların kaldırılması yönünde olumlu tavır sergiledikleri ortaya çıkıyordu. Tabi ki önemli olan bu konuda somut adımların atılması ancak Türkiye’yi ikna eder.
Türkiye’deki bu görüşme yapılırken İsveç Başbakanı Magdalena Andersson da AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile Stockholm’da görüşme halindeydi. Bu görüşme neticesinde Andersson Türkiye ile diyalogun devam ettiğini ifade ederek Türkiye’nin NATO üyelikleri konusundaki tavrı üzerinde durarak Türkiye ile ilişkilerinin barış, güvenlik ve terörizmle mücadelede daha da güçlendirmek istedikleri üzerinde durdu. Ayrıca Türkiye’nin iddialarına yönelik de “Terör örgütlerine silah ve para göndermiyoruz” ifadesini kullandı.
İsveç ve Finlandiya, Türkiye’nin ‘Terör örgütlerine destek verdikleri’ yönündeki iddialarını kabul etmeseler de maalesef gerçekler tam tersini söylüyordu! Çünkü, her iki ülkenin heyetleri Türkiye’de toplantıdayken ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersen Stockholm’da ‘terör örgütlerine silah ve para göndermiyoruz’ açıklamasının yaptığı sıralarda İsveç devlet televizyonunda Türkiye’yi haklı çıkartacak çok önemli bir olay yaşandı. Terör örgütü YPG elebaşı Salih Müslim, İsveç Devlet Televizyonu SVT’ye röportaj vererek İsveç’in YPG/PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmeyeceği söylüyordu. Ayrıca röportaj sırasında İsveç Devlet Televizyonu görüntülerinde teröristbaşı Abdullah Öcalan’ında fotoğrafları da yer alıyordu. Bu durum düpedüz terör örgütü propagandası değil miydi?! Hem de İsveç devlet televizyonu aracılığı ile…
Türkiye’yi haklı çıkartan olay sadece bu değil. Benzer bir olay da Türkiye’de yaşandı. İsveç ve Finlandiya heyetleri ile Türk heyetinin görüştüğü sıralarda Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit Operasyonu kapsamında ele geçirilen ve medyada yayınlanan silahlar arasında İsveç yapımı Tanksavar Silah AT-4’ün de olduğunu açıkladı. Hani, İsveç PKK ve PYD/YPG terör örgütlerine silah yardımı yapmıyordu?!
Bütün bu gelişmeler apaçık gösteriyordu ki İsveç de Finlandiya da ikiyüzlüydü! Türkiye’ye gelen İsveç ve Finlandiya heyetleri ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersen’nun Stockholm’da yapmış olduğu “Terör örgütlerine silah ve para desteği vermiyoruz” açıklamalarını çürüten bu iki olay maskelerini düşürmeye yetti.
O Eski Türkiye Yok Artık: NATO ve ZİRVEDEKİ TÜRKİYE
08 Temmuz 2022
Batının Türkiye üzerindeki 100 yıllık amacı fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Artık karşılarında boyun eğen, diz çöken, her dediklerini yapan o eski Türkiye yoktu. Yani, kukla, taşeron ve uydu Türkiye değil bağımsız, kendi ayakları üzerinde durabilen ve büyümüş-gelişmiş bir Türkiye vardı.
Bilhassa Türkiye’nin son 20 yıl içinde siyasi, ekonomik, teknolojik ve askeri alanda büyümesi, gelişmesi ve uluslararası arenada adından söz ettirmeye başlaması batıyı olağanüstü rahatsız ediyordu. Bu yüzden BATI, Türkiye’yi sürekli tehdit ediyor, baskı altında tutuyor ve ambargo uyguluyordu. Ta ki son NATO Zirvesi’ne kadar…
Türkiye’nin son NATO Zirvesi öncesine kadar ABD, Fransa ve Yunanistan başta olmak üzere bazı AB ülkeleri, İsrail ve Suud-i Arabistan ilişkileri sürekli sorunlu geçmişti. Ne zamanki Rusya-Ukrayna Savaşı patlak verdi işte o günden sonra küresel arenada Türkiye’nin adı gündemden düşmedi.
NATO, ABD ve AB ülkeleri, Türkiye’nin jeopolitik, stratejik değerini/önemini Rusya-Ukrayna Savaşı patlak verince anladı. Elbet ki Türkiye ile arası bozuk olan İsrail, Suud-i Arabistan ve bazı ülkeler de zamanla Türkiye’nin ne kadar önemli bir ülke olduğunu anlamaya başladılar.
Türkiye, Rusya-Ukrayna Savaşı’na seyirci kalmadı ve arabuluculuk konusunda her iki ülke arasında mekik dokuyarak diplomasi de bir hayli olumlu adımlar attı. Türkiye’nin bu çabaları hem ABD hem de Rusya tarafından takdirle karşılandı.
Arkasından Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği tartışılmaya başladı. Çünkü Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olabilmesi için Türkiye’nin VETO engelini aşması gerekiyordu. Son NATO Zirvesi’nde Türkiye’nin şartlarını kabul eden Finlandiya ve İsveç rahat bir nefes aldı.
Çünkü Finlandiya ve İsveç NATO üyesi olabilmesinin yolu Türkiye’den geçiyordu. O yüzden Türkiye’nin şartlarını yerine getireceğine söz vermişti. Türkiye de her iki ülkenin sözlerini yerine getirip-getirmeyeceği konusunda takipçisi olacağını açıkladı.
Nihayet PKK/PYD ve FETÖ ilk defa ‘terör örgütü’ oldukları tescillenerek NATO arşivine girmiş oldu.
Türkiye’nin NATO’dan zaferle çıkması geleceği yönelik umutları artırmıştı. Artık BATI, Türkiye’yi her konuda ciddiye almak zorundaydı. Türkiye’nin doğu-batı arasındaki dengeli, adil ve cesur politikası, haklarını tavizsiz savunması, uluslararası arenada söz sahibi olduğunu ispatlamaya yetiyordu.
Türkiye sahadaki (Irak, Suriye, Akdeniz vs.) başarısını son NATO zirvesiyle masada da batıya kabul ettirmiş oldu. Ne yazık ki batının Türkiye içindeki siyasi uzantıları bu durumu bir türlü hazmedemediler! Her şey bir yana da keşke Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda bir duruş sergileyebilseler.
SONUNDA TÜRKİYE KAZANÇLI ÇIKACAK: ABD, Finlandiya ve İsveç SÖZÜNDE DURACAK MI?!
18 Temmuz 2022
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alması ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından çıkarılmasına yol açmıştı. Bu durum Türkiye-ABD arasında tansiyonu yükseltmiş ve uzun süreçli gerilimler doğurmuştu. ABD, Yunanistan’ın ekmeğine yağ sürmüştü. Ayrıca ABD-Yunanistan arasında olağanüstü bir yakınlaşmayı tetiklemişti. ABD’nin son birkaç yıldır (sözde Rusya tehdidine karşı) Yunanistan’ı topyekün askeri üslerle doldurması ne anlama geliyordu?! Rusya-Ukrayna Savaşı da işin bahanesiydi. Bütün bu yaşananlar, Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’ın ABD’yi arkasına alarak açık/aleni bir şekilde Türkiye’yi tehdit etmekten başka bir şey değildi.
ABD Başkan Biden, Madrid NATO Zirvesi’nde F-16’ların satışıyla ilgili söz vermişti. ABD Temsilciler Meclisi’nin 14 Temmuz’daki Kongresi’nde 179 karşı 244 oyla onaylansa dahi Yunanistan Şerh’i engeli vardı! ABD senatosundan da benzeri bir karar çıkarsa Bıden’ın tek yapacağı şey ‘veto’ etmek. Geçmişte olduğu gibi yine Yunanistan ve Ermeni lobileri devreye girmişti. F-16’ların Türkiye’ye satılabilmesi için Yunanistan Hava Sahası’nın ihlal edilmemesi gerekiyormuş! Bu durum açık bir şekilde Türkiye’nin egemenlik haklarına ipotek koyma anlamına geliyordu. Türkiye bunu asla kabul edemezdi. Yunanistan yine yapacağını yapmıştı.
Öte yandan NATO Zirvesi’nde Finlandiya ve İsveç’in üyelik konusundaki Türkiye engeli ne kadar kalkmış gibi görünse de verilen sözlerin yerine getirilmesi konusunda şu ana kadar kesin ve net bir adım atılmamıştı. Böylesi bir durumda Finlandiya ve İsveç nasıl NATO üyesi olacaktı?! Bugüne kadar gerek AB ülkeleri gerekse NATO’ya bağlı bazı ülkeler Türkiye’ye vermiş oldukları sözlerden hangisini yerine getirmişlerdi?! Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ile ateş bacayı sarmıştı! ABD’nin de AB ülkelerinin de ve NATO’nun da paçası tutuşmuştu. Ve Türkiye’nin kapısını çaldılar… Türkiye nasıl olsa NATO ülkesi…
Türkiye dengeleri korumak için ABD, AB ve NATO ülkeleri ile ilgili yapıcı bir dış politika izledi. Hatta Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk konusunda hiçbir ülkenin yapamadığı birçok şeyi icraata döktü. Türkiye olumlu, pozitif ve insanı o kadar çok şey yaptı ki… Dünyadaki gıda krizini çözmek için NATO, Rusya, Ukrayna arasında büyük bir diplomasi trafiği yürüttü. Başardı ki iyi sonuçlar aldı. Böylece, Türkiye’nin siyasi, stratejik, jeopolitik konumu ve gücü bir kez daha dünya gündemine gelmiş oldu. ABD ne kadar ikiyüzlü olsa da Türkiye’nin bu başarısından dolayı minnet duydu. NATO Türkiye’nin bu başarısını takdir etti. Bazı AB ülkeleri de memnuniyetlerini bildirerek Türkiye’ye şükranlarını sundular.
Bütün bu gelişmeler sonucunda Finlandiya ve İsveç sözünde duracak mı?! Yunanistan-Türkiye Gerilimi, Rusya-Ukrayna Savaşı sona erecek mi?! ABD-Türkiye arasındaki F-16’lar sorunu neticeye kavuşacak mı?! Eğer sözkonusu bütün bu ülkeler iyi niyetli ve dürüst olurlarsa neden olmasın… Fakat bize göre ne Finlandiya ve İsveç, ne ABD, ne Yunanistan sözünde durmayacak. Sözünde duracak olanlar yapıcı adımlar atar ve iyi niyetlerini gösterebilirdi. Sözünde duracak olanlar Türkiye’nin istediğini terör örgütü mensuplarını iade konusunda güven verici adımları atabilirlerdi. Sözünde duracak olanlar Yunanistan’ı askeri üs deposuna çevirmekten vazgeçer ve Türkiye’nin istediği F-16’lar konusunda ‘şerh’ koymazdı… Peki bu durumdan kim kazançlı çıkacak?! Biz diyoruz ki BÜTÜN BU ÜLKELER sözlerinde dursalar da durmasalar da bütün bu gelişmelerden TÜRKİYE KAZANÇLI ÇIKACAK!..
Terör Örgütü PKK/PYD İsveç’in NATO’ya Girmesini Sabote Etti…
[UHA Haber Ajansı, 14 Ocak 2023]- Muhsin AKIL
Gazeteci -Yazar Muhsin Akıl, Başkent Postası için kaleme aldığı ‘Terör Örgütü PKK/PYD İsveç’in NATO’ya Girmesini Sabote Etti: İsveç Kendi Ayağına Kurşun Sıktı !..” başlıklı yazısında 11 Ocak 2023 tarihinde terör örgütü PKK/YPG yandaşlarının, İsveç Stockholm’de tarihi belediye binası önünde toplanarak ve ünlü Kunsgatan Caddesi üzerinde Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tehdit ve hakaret içerikli pankartlarla sözde izinsiz gösteri ve yürüyüş yaptıklarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetilen bir kukla maketi direğe ayaklarından aşağı ters asarak hakaret ettiklerini hatırlatıyor.
Başkent Postası – Haber, haberler, Ankara, Türkiye, AvrupaMuhsin Akıl yazısında, İsveç’in Stockholm şehrinde izinsiz gösteri yapan terör örgütü PKK/YPG yandaşlarının sosyal medya hesaplarında yayınlamış oldukları hakaret ve tehdit dolu yorumların bulunduğu görüntülerde asıl gösterinin 21 Ocak 2023 tarihinde yapılacağının propagandasını da yapmış olduklarını dile getiriyor.
“İsveç’te Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik iğrenç bir gösteri yapılması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına, İsveç’e en üst düzeyde çok sert eleştiriler yapıldı” diyen Akıl, “İsveç, Türkiye tarafından ilk defa çok ağır ithamlara ve eleştirilere maruz kaldı. Yapılan eleştirilerde Türkiye haklıydı. Çünkü İsveç, vermiş olduğu sözü tutmamıştı. Terör örgütlerine yönelik herhangi bir tedbir/önlem almamıştı. Oysaki İsveç’ten beklenen, bu tür gösteri, yürüyüş ve eylemlerde seyirci olmaması, bu tür hakaret ve tehditler karşısında sessiz kalmaması, böylesi iğrenç olaylara müsamaha göstermemesiydi” diyor.
Gazeteci -Yazar Muhsin Akıl, “Ayrıca İsveç, Türkiye’ye söz verdiği gibi böylesi alçakça bir gösteriye/yürüyüşe/eyleme asla ve asla müsaade etmemeliydi. Çünkü, Türkiye’nin böylesi bir olayda nasıl bir tepki vereceğini çok iyi bilmesine rağmen maalesef terör örgütü PKK/PYD’nin gösteri yapmasına izin vermiştir. İsveç bunun vebalini nasıl ödeyeceğini çok iyi hesap etmeli ve sonucuna katlanmalı” şeklinde aktarıyor.
Hatırlarsanız 2022 Kasım ayında da benzer bir olay cereyan etmişti” diyen Akıl yazısında, şunları söylüyor:
“İsveç’in Başkenti Stockholm Norra Nantorget Meydanı’nda da terör örgütü PKK/PYD yandaşları ellerinde terör örgütü paçavraları ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın posterleri ile polis eşliğinde yapmış oldukları yürüyüşte Türkiye’nin Suriye ve Irak’a yönelik yapmış olduğu sınırötesi operasyonların protesto ederek Türkiye ve İsveç arasında yapılan NATO anlaşmasının iptalini istemişlerdi.
Terör örgütü yandaşları tarafından Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik yapılan böylesi bir iğrenç gösteri, yürüyüş ve eylemi aslında bütün dünya tarafından lanetlenmeli ve kınanmalıdır. Çünkü benzer bir terör eyleminin yarın kendilerine yönelik yapılmayacağının herhangi bir garantisi yok! Bilhassa bu eylem NATO üyelerinin kulağına küpe olması gerekiyor. Terör, nasıl ki Türkiye’nin başına bela olmuş ise bir gün gelir kendi başlarına da bela olacağını çok iyi düşünmeliler! Geçenlerde Fransa’nın başına bela olduğu gibi… Ve şimdi de İsveç’in başına bela olacağı gibi… Terör örgütü yandaşlarını kim barındırıyor, besliyor ve destekliyor ise ilerde olacaklardan sorumlu olacağını da unutmamalı! NATO ülkeleri madem ki ‘terörle mücadelede’ hemfikir o halde bu kadar ayrıcalık ve ikiyüzlülük niye?! Bu kadar vurdumduymazlık nedir?! Bu kadar umursamazlık neden?!”
Muhsin Akıl, bu tür terör eylemlerinin sadece Türkiye için değil İsveç demokrasisi için de bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek, “İsveç bu acı gerçeği nasıl görmezlikten geliyor?! Bu tür eylemlerin ne kadar tehlikeli olduğunu ve kendisine zarar vereceğini göremeyecek kadar adalet/hukuk yoksunu bir ülke midir ki böylesi bir eyleme müsamaha gösterip izin verebildi?! Böylesi iğrenç, çirkin ve menfur bir olaya göz yumdu?! Bu eylem nedeniyle Türkiye’nin İsveç’i kınaması yeterli olacak mı dersiniz?! İsveç bu eylemden bir ders çıkartabilecek mi?! Yoksa geçmişte olduğu gibi bu eylemi de görmezlikten gelip terör örgütlerine müsamaha göstermeye devam mı edecek?! İsveç, Türkiye’nin hassasiyetini ve titizliğini görmezlikten gelip terör örgütü yandaşlarını koruyarak kendi ayağına kurşun sıktığının, kendi bindiği dalı kestiğinin ve kendi ipini çektiğinin farkında mı acaba?!” diyor.
Türkiye’nin, NATO içinde PKK/YPG’yi barındıran, destekleyen, koruyan ve kollayan ülkeleri uyardığını hatırlatan Gazeteci -Yazar Muhsin Akıl, Terör eylemlerine izin veren, elebaşlarını Türkiye’ye teslim etmeyen, terör örgütlerine finans, lojistik, silah ve istihbarat desteği veren, bulundukları ülkelerde ofis açmalarına ve her türlü eylem ve propaganda yapmalarına müsamaha gösteren ülkelerin NATO savunmasında nasıl bir katkısı olabilir?! Aynı şekilde PKK/PYD’ye destek veren diğer ülkeler bu eylemden ders çıkartırlar mı dersiniz?! Yoksa onlar da bu olayı görmezlikten mi gelecekler?! Sözde dost/müttefik ABD, Türkiye’nin de içinde bulunduğu sözde NATO ülkeleri!.. Evet bu ülkelerin İsveç’i uyaracaklarına ihtimal verir misiniz?!” değerlendirmesinde bulunuyor.
Muhsin Akıl, Türkiye’nin dünyadaki siyasi başarılarından dolayı büyük bir hazımsızlık yüzünden inadına gerçekleşen bu tür eylemlerin devamının gelebileceğine vurgu yapıyor ve İsveç yetkililerinin mutlaka birçok bahane ile Türkiye’nin karşısına çıkacaklarını ifade ediyor.
Türkiye ile arayı düzeltmek için mutlaka farklı yaklaşımlarda bulunacaklarını dile getiren Akıl, “Bu konuda başka ülkelerden de yardım rica edecekler! Bilhassa NATO ülkelerinden… Peki, Türkiye’yi ikna edebilecekler mi?! Asıl soru da bu ya…” diyor.
Bu eylem yüzünden daha önceden yapılan müzakerelerin ve anlaşmaların üzerine daha şimdiden gölgenin düştüğünü belirten Gazeteci -Yazar Muhsin Akıl, şunları söylüyor:
“İsveç, bu tür eylem ve gösterilerin olmaması için gerekli tedbirleri almadı. Şayet gerekli tedbir ve önlemleri almış olsaydı mutlak surette eylemelerin önüne geçebilirdi. Daha açıkçası İsveç sözünde durmadığı gibi taahhütlerini de yerine getirmedi. Türkiye’ye karşı saygısızlık yaparak büyük bir hadsizlikte bulundu. Bu yaptığı aleni bir şekildi ikiyüzlülük ve küstahlıktır. Türkiye bu ikiyüzlülüğü ve küstahlığı yutacak mı dersiniz?!
Terör örgütü mensuplarının sığınmacı olarak Avrupa ülkelerine nasıl sızdıklarını Türkiye çok iyi biliyor! Peki, İsveç bilmiyor mu?! Terör örgütü mensupları sığındıkları ülkelerde adalet, hukuk, insan hakları şemsiyesi altında nasıl bir faaliyet yürüttüklerini Türkiye çok iyi biliyor! Peki, İsveç bilmiyor mu?! Terör örgütü mensuplarının geldikleri ülkeleri kötüleyerek nasıl bir duygu sömürüsü yaparak himaye edildiklerini Türkiye çok iyi biliyor! Peki, İsveç bilmiyor mu?! ”
Peşe peşe flaş açıklamalar… İsveç’ten NATO’ya yeşil ışık! – Son Dakika Dünya Haberleri
“Terör örgütü PKK/YPG yandaşlarının Türkiye’ye yönelik yapmış oldukları gösteri, yürüyüş ve eylemin yegane sebebi, İsveç’in NATO’ya girmesini engellemek için sabote etmek ten başka ne olabilir?!” diyen Muhsin Akıl, “İsveç bu gerçeği göremiyor mu? Hatırlarsanız Türkiye, müzakereler öncesi de sonrası da bu konularda İsveç’i çok uyarmıştı. Böylesi bir olayda Türkiye hedef tahtasına konulmuş olsa da ikinci hedef ülke İsveç’ti. Bir ülke kendi ayağına kurşun sıkar mı?! Bir ülke kendi bindiği dalı keser mi?! Bir ülke kendi ipini çeker mi?! Daha doğrusu bir ülke kendi kuyusunu kazar mı?! Aleni/açık bir şekilde diyoruz ki İsveç, bu olayla kendi ayağına sıktı, kendi bindiği dalı kesti, kendi ipini çekti ve kendi kuyusunu kazdı” şeklinde açıklıyor.
“Böylesi bir terör eylemine İsveç’in devlet olarak müsaade etmesi o kadar anlamsız ki… İsveç bu olayla Türkiye’ye vermiş olduğu sözleri çiğnemiş oldu. Ve taahhüdünü yerine getirmemiş oldu. Bu da Türkiye’ye karşı gayri samimi olduğunun apaçık göstergesi olsa gerek. Güya NATO’ya üyelik konusunda Türkiye’ye zeytin dalı uzatarak yardım istedi ama yaptığı hiç hoş olmadı… Çünkü terör örgütü yandaşlarının Türkiye’ye yönelik eylemine, gösterisine, hakaretlerine göz yumdu. Yani, İsveç yediği çanağa tükürmüş oldu! Türkiye’nin kendisine olan güvenini sarstı. Kısaca, şimdilik İsveç’in NATO hayali suya düştü diyebiliriz” şeklinde aktaran Akıl yazısına şöyle devam ediyor:
“11 Ocak 2023 tarihinde İsveç’in başkenti Stokholm’de PKK/PYD terör örgütü yandaşlarının gerçekleştirdiği skandal gösteri, yürüyüş ve eylemde Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik iğrenç hakaret ve tehditler nedeniyle İsveç’in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak çok sert bir şekilde uyarıldı.
Dışişleri Bakanlığı bu konuda yapmış olduğu açıklamada: “PKK/PYD/YPG yandaşlarınca 11 Ocak günü Stokholm’de gerçekleştirilen, Sayın Cumhurbaşkanımızı da hedef alan terör propagandasıyla ilgili olarak İsveç’in Ankara Büyükelçisi Bakanlığımıza çağırılarak tepkimiz ifade edilmiştir. Büyükelçiye, bu menfur eylemi şiddetle kınadığımız ve protesto ettiğimiz güçlü ifadelerle bildirilmiş, İsveç’in Üçlü Ahitname’yle verdiği taahhütlerin açık bir şekilde ihlali olan ve ülkemizin açıkça tehdit edildiği bu tür terör eylemlerine müsaade edilmemesi talep edilmiştir. Bu çerçevede, eylemin faillerinin tespit edilerek, gerekli işlemlerin yapılması ve İsveç’in taahhütlerini yerine getirmesi yönündeki beklentimiz vurgulanmıştır.”
İsveç Meclis Başkanı Norlen’in Türkiye ziyareti, TBMM Başkanı Şentop tarafından iptal edildi – Lifebursa.com – Bursa ve Türkiye’den son dakika haberleri
Öte yandan bu iğrenç gösterinin, yürüyüş ve eylemden dolayı önceden planlanan, İsveç Meclis Başkanı Andreas Norlen’in 17 Ocak 2023 tarihinde Türkiye’ye yapacağı resmi ziyaretin, TBMM Başkanı Mustafa Şentop tarafından iptal edildiğine vurgu yapan Gazeteci -Yazar Muhsin Akıl, “Hatırlanacak olunursa 21 Kasım 2022 tarihinde, terör örgütü PKK/PYD yandaşları, İsveç’te Stockholm Büyükelçiliği kançılaryasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaret dolu görüntüler yansıtarak terör örgütü propagandası yapmışlardı. O zaman da (İsveç’te gerçekleşen iğrenç ve adi gösteriden dolayı) İsveç’in Ankara İsveç’in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström, Dışişleri Bakanlığına çağrılarak uyarılmış ve kınanmıştı” hatırlatmasında bulunuyor.
“Geçtiğimiz aylarda İsveç Başbakanı ve İsveç Dışişleri Bakanı’ndan Türkiye ile ilgili yapmış olduğu garip ve çelişkili açıklamalarda sanki İsveç, Türkiye ile müzakerelerinde geri adım atıyormuş hissi vermişti!” diyen Akıl, İsveç Başbakanı Kristersson’un, bir düşünce kuruluşunun düzenlemiş olduğu bir konferansta “Türkiye yapacağımızı söylediğimiz şeyi yaptığımızı teyit ediyorlar ama aynı zamanda yapamayacağımız ya da vermek istemediğimiz şeyleri istediklerini de söylüyorlar” sözleriyle adeta Türkiye’den rahatsızlığını dolaylı da olsa ima ettiğinin altını çiziyor.
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström’ün bu oyayla ilgili açıklamasının bir o kadar da ilginç olduğunu söyleyen Muhsin Akıl, “İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström: “Halk tarafından seçilmiş bir başkanı belediye binası dışında idam ediliyormuş gibi tasvir etmek iğrenç”. Görüldüğü gibi İsveç, bir yüzüyle bu iğrenç gösteriye izin veriyor diğer yüzüyle de (kendi dışişleri bakanı tarafından) sözkonusu bu eylem/gösteri iğrenç olarak değerlendiriyor. Zaten garip ve çelişkili olan da bu değil miydi?!” diyor.
“Zaten biz daha önceki yazılarımızın birinde İsveç’in Türkiye’ye vermiş olduğu sözü tutmayacağını (sözünde durmayacağını), taahhütlerini yerine getirmeyeceğini belirtmiştik” diyen Akıl, şunları söylüyor:
“İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olabilmesi için Türkiye’nin güvenini kazanmaları ve vermiş oldukları sözleriyerine getirmeleri gerektiği konusu izah ettiğim sözkonusu yazılarımdan bazı alıntılar yaparak gündemdeki (İsveç’teki gösteri/eylem) olaya ışık tutmak istiyorum.
18 Temmuz 2022 tarihinde “ABD, Finlandiya ve İsveç SÖZÜNDE DURACAK MI?!” başlıklı yazımda “NATO Zirvesi’nde Finlandiya ve İsveç’in üyelik konusundaki Türkiye engeli ne kadar kalkmış gibi görünse de verilen sözlerin yerine getirilmesi konusunda şu ana kadar kesin ve net bir adım atılmamıştı. Bize göre Finlandiya ve İsveç, ne sözünde durmayacak. Sözünde duracak olanlar yapıcı adımlar atar ve iyi niyetlerini gösterebilirdi. Sözünde duracak olanlar Türkiye’nin istediğini terör örgütü mensuplarını iade konusunda güven verici adımları atabilirlerdi.” diyerek bir tahminde bulunmuştuk.
20 Mayıs 2022 tarihinde “Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği Türkiye Tarafından Neden VETO Edilecek?!” başlıklı yazımda Finlandiya ve İsveç, saçma-sapan açıklamalar yaparak Türkiye’yi ikna edeceklerine inanmaktalar. İsveç ve Finlandiya, barındırdıkları teröristleri yıllardır iade etmemelerine rağmen o kadar vurdumduymaz bir şekilde davranıyorlardı ki hala Türkiye’ye gelerek Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olma konusunda ikna etme gayreti içindeydiler.
Teröristlere destek veren Finlandiya ve İsveç ile Türkiye nasıl anlaşabilir?!Teröristlerin kuluçka merkezi olan İsveç ve Finlandiya’nın samimiyetine nasıl inanılabilir?! Türkiye’nin bütün ricalarına rağmen ülkelerindeki teröristleri iade etmeyen Finlandiya ve İsveç’ten nasıl bir dostluk beklenebilir?! Türkiye bu iki ülkenin (Finlandiya ve İsveç) şartlar yerine gelmedikçe, teröristleri iade etmedikçe Türkiye’nin her iki ülkenin NATO üyesi olmasına asla EVET demeyeceğini ve VETO edeceğini açık bir şekilde bütün dünyanın gözleri önünde izah etmişti.”
İsveç ve Finlandiya heyetleriyle yapılan görüşme sona erdi! Türkiye’den ilk açıklama: Güvenlik kaygılarımızın ortadan kaldırılmasını istedik – Son Dakika
Muhsin Akıl, 26 Mayıs 2022 tarihinde “İsveç ve Finlandiya’nın Maskeleri Düştü!..” başlıklı yazısında “İsveç ve Finlandiya heyetleri Türkiye’de toplantıda iken İsveç Başbakanı Magdalena Andersen Stockholm’da ‘terör örgütlerine silah ve para göndermiyoruz’ açıklamasının yaptığı sıralarda İsveç devlet televizyonunda Türkiye’yi haklı çıkartacak çok önemli bir olay yaşandı.
İsveç teröristlerin sesi olmayı sürdürüyor: Devlet televizyonu YPG/PKK’nın ele başlarından Müslim ile röportaj yaptı – Yeni Şafak
Terör örgütü YPG elebaşı Salih Müslim, İsveç Devlet Televizyonu SVT’ye röportaj vererek İsveç’in YPG/PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmeyeceğini söylüyordu. Ayrıca röportaj sırasında İsveç Devlet Televizyonu görüntülerinde teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın da fotoğrafları yer alıyordu. Bu durum düpedüz terör örgütü propagandası değil miydi?! Hem de İsveç devlet televizyonu aracılığı ile…”diyor.
Gazeteci -Yazar Muhsin Akıl, Başkent Postası için kaleme aldığı ‘Terör Örgütü PKK/PYD İsveç’in NATO’ya Girmesini Sabote Etti: İsveç Kendi Ayağına Kurşun Sıktı !..” başlıklı yazısını şöyle noktalıyor:
“Öte yandan İsveç ve Finlandiya heyetleri ile Türk heyetinin görüştüğü sıralarda Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit Operasyonu kapsamında ele geçirilen ve medyada yayınlanan silahlar arasında İsveç yapımı Tanksavar Silah AT-4’ün de olduğunu açıkladı. Hani, İsveç PKK ve PYD/YPG terör örgütlerine silah yardımı yapmıyordu?! Bütün bu gelişmeler apaçık gösteriyordu ki İsveç de Finlandiya da ikiyüzlüydü! Türkiye’ye gelen İsveç ve Finlandiya heyetleri ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersen’nun Stockholm’da yapmış olduğu “Terör örgütlerine silah ve para desteği vermiyoruz” açıklamalarını çürüten bu iki olay maskelerini düşürmeye yetiyor.”
YORUMLAR